Mehmet Abidin KARTAL

Mehmet Abidin KARTAL

Dudu Halam

Akrabalık arasındaki ilişkiler İslam literatüründe Sıla-i rahim; olarak ifade edilir.

Sıla-i rahimin anne ve babadan başlayarak yakın ve uzak akrabalara kadar yerine getirilmesinin birçok hikmetleri vardır. Bunlardan biri de insanların bu yolla sahip oldukları imani, ahlaki değerleri ve güzellikleri birbirleriyle paylaşmalarıdır.

Sıla-i rahim, kişinin sadece anne ve babasından başlayarak akrabalarına iyi davranması, onların acılarını ve mutluluklarını paylaşması anlamına gelmez. Aynı zamanda kişi imkanlarını akrabalarıyla ihtiyaç halinde paylaşmalıdır.

"Allah, adaleti, iyi davranmayı ve akrabaya bakmayı emreder; çirkin işleri, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünürsünüz diye Allah size öğüt verir." (Nahl suresi; 16/90)

İstanbul’da ikamet ettiğim için zaman, zaman Memleketim Hatay’ın Yayladağı ilçesini ziyaret eder, sıla-ı rahim yaparak akraba, dost ve arkadaşlarımla hasret gideririm. En son Yayladağı seyahatimde kayda değer en önemli ziyaretim Dudu halamla görüşerek, sohbet ederek hasret gidermemizdir. Rahmetli babamın ifadesiyle Dudu halam ‘evliyadır’. Yayladağı’nda halamı ziyaret etmeyen, onu tanımayan yoktur desem doğru söylemiş olurum. Herkes onun duasını almak ister. Halam 1940’lı çocukluk yılarında yaşadığı bir olayı anlatırken onun maneviyatının yüceliğinin, fıtratının temizliğini muhafaza etmesine bağladım.

Önce 1940’lı yıllarda ülkemizde yaşananlara bakalım:

1940’lı yıllarda Türkiye’de neler yaşandığını araştırdığımızda şu gerçeklerle karşılaşırız. 1940’lı yıllar ülkeyi İsmet İnönü yönetiyor. Ekmeğin karneye bağlandığı, varlık vergisinin uygulandığı, köylünün, çiftçinin hasadının yüzde 25’ini devlete vermek zorunda olduğu yıllar. Şahna bu yıllarda CHP’nin tek parti dönemlerinde köylerden vergi toplayan memurlara verilen isimdir. Şahna köylere gelerek köylünün, çiftçinin hasadının yüzde 25’ini belki daha fazlasını harmandan alarak götürüyordu. 1943 yılında Toprak Mahsulleri vergisi devreye sokuldu. Köylü bu vergiye ‘Yeşil vergisi’ adını takıyordu. 1940’lı yıllarda, köylü para kazanmak bir yana dursun, sırf karnını doyurmak için ekip biçtiği, ter dökerek emek verdiği toprağındaki mahsulü devlete vermemek için çalmak zorunda bile kalıyordu.

Şimdi de Dudu halamı dinleyelim.

“12-13 yaşlarındayım. Boyalık çiftliğinde sıkıntılar içinde yaşıyoruz. Tarladan elde ettiğimiz mahsullerle bırakın geçimimizi sağlamayı, karnımızı doyuramıyorduk. Temmuz ayıydı, babam (benim dedem, Boyalıklı Mehmet Hoca) buğdayların hasadını yaptı, gece savurarak buğdayla samanı birbirinden ayırdı. Samanları kapalı bir alana taşıdık. Buğdayları da çuvallara koyarak samanların içine koyarak sakladık. Kendi malımızı hükümetten çaldık. Hükümetin adamları (şahnalar) geldiğinde buğdayların nerede olduğunu sordular. Babam bütün cesaretini toplayarak ben sakladım sizde bulun götürün dedi. Bana da kızım devamlı Ayet-el Kürsiyi oku dedi. Ben devamlı Ayet-el Kürsiyi okuyordum. Hükümetin adamları samanlığı, her yeri aradılar samanların içindeki buğday çuvallarını bulamadılar…”

Dudu halamın çocukluğu, gençliği ve evlendikten sonraki yılları çok zorlu ve sıkıntılar içinde geçmiştir. Çocuklarını çok zor şartlar altında büyütmüştür. Çocukları bebekken altlarına bez bulamadığını, ağaç yaprakları koyduğunu sohbetimizde anlatıyordu. Sabır ve şefkat kahramanı halam, Türkçe okuma yazma bilmez, 75 yaşından sonra Kur’an okumayı öğrendiğini söylüyor. Devamlı Kur’an okur. Dilinden zikir eksik olmaz. Herkese dua eder. Halamın hayatının “Eğer duanız olmasa, Rabbim size ne diye ehemmiyet versin? ”ayetinin atmosferinin içinde geçtiğine şahit olursunuz. O insanlara dua ile değer kazanacaklarının sanki uygulamalı dersini veriyor. Çünkü insana değer kazandıran Yaratıcısıyla olan bağıdır. Bu bağın temeli iman; iletişimi, görüşmeyi sağlayan da duadır. Çünkü, ‘Dua eden adam anlar ki, Birisi var, onun hâtırât-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına medet eder.’

Halamın beş çocuğu vardır. O çocuklarına İman ve Kur’an pusulasını vermiştir. Bu pusulanın gösterdiği yolda yürürler. Eşi Hacı Mahmut eniştem kendi gayretiyle yapılan evinin karşısındaki Ordu camiine akşam namazını kılmaya giderken bir arabanın çarpmasıyla ebedi aleme göç etmiştir. Bu caminin önünde her mevsim açan gülleri Mahmut enişte dikmiştir. Yayladağı’nda kıldığım Cuma namazlarından birini Ordu camisinde eda ettim. Namazı lise müdürüm Mehmet Kızılkaya ve diğer hemşerilerimle beraber kıldık. Halama Cuma namazı sonrası, ‘bu gülleri diken adına güllerden koparıyorum’ diyerek camii imamından izin alarak bu güllerden getirdim, çok sevindi. Halama kırmızı ve beyaz gülleri verdiğimde, gerçek aşkı ve sevgiyi göz yaşlarında gördüm. Size birisi eşiniz adına hediye getirdiğinde gözlerinizden yaşlar geldi mi? Halamın beş çocuğundan ikisi erkektir. Halamın oğullarından biri olan Ali’nin çocukluğu ve gençliği traktör kullanarak, Yayladağı’nın tarlalarında çift sürerek, yaz aylarında geceleri harmanlarda saman basarak geçmiştir. Gençlik yıllarında kırmızı gömleği ile herkes tarafından tanınırdı. Kırmızı gömleğe marka olarak onun adı verilse yeridir diyebilirim. Kırmızı gömleğini çok severdi. Kur’an okumayı yetmiş beş yaşından sonra öğrenen, Türkçe okuma yazma bilmeyen halamın kırmızı gömlekli oğlu Ali ve diğer oğlu Mustafa Profesör Doktordur… Yayladağı ilçesinin ilk Profesör‘ü Ali’dir. Ali profesör olduğunda ona hediye olarak kırmızı gömlek almıştım. Okula kırmızı gömleği giyerek gitmişti. Kırmızı gömlek Yayladağı’nın tarlalarından üniversiteye girmişti…

Dudu halam 9 Ağustos 2024 Cuma günü, fani, gölgeler ve numuneler aleminden asıl ebedi aleme çok sevdiği Rabbine, Peygamberine (sav) kavuştu. Halamın kızlarından Mine hanım, ‘anam Allah’ım canımı Cuma günü sala ile ezan arasında al’ diye dua ederdi diyor. Devam ediyor konuşmasına, ’anamın Cuma günü sala verilirken rahatsızlığı arttı, Cuma ezanı okunurken ruhunu Rabbine teslim etti.’ Allah’ım Dudu halamın mekanını cennet eylesin.

Bu vesileyle halamın çocuklarına, sevenlerine, Yayladağı’nın medar-ı iftiharı Profesör kardeşlere başınız sağ olsun diyor, selam ve muhabbetlerimi takdim ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum