Mehmet Abidin KARTAL
Hatay’da Bayram
Hatay, dağların, ovaların içerisindeki yerleşim birimleriyle coğrafyası bütün doğal güzellikleri barındırmaktadır. Zengin bitki örtüsü gibi, farklı kültürlerde Hatay’ın zenginliğidir. Hatay, barışın, kardeşliğin ve bir arada yaşamanın en güzel örneğidir. İklimi sıcak, insanı sıcak, duyguları sımsıcaktır Hatay’ın. Asırlarca birçok medeniyete ev sahipliği yapması, Hatay’ın kültürel zenginliğidir. Hatay’ı diğer şehirlerden farklı kılan yönlerinden biride budur. Hatay farklı etnik ve dini inançlara mensup toplulukların barış, kardeşlik ve hoşgörü içerisinde hayatlarını sürdürdükleri huzurlu bir yerdir.
Antakya Hatay’ın merkezdir. Musevi, Hristiyan ve Müslüman toplumların kültürleriyle yoğrulmuş zengin bir miras ile yaşayan görmüş geçirmiş bir şehir… Antakya…
6 Şubat 2023 Pazartesi günü, saat 04.17'de Pazarcık merkezli 7,7, saat 13.24'te ise Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis ve Elazığ’ı etkileyen depremler sonunda yüzbinlerce bina yıkıldı. Yüz binden fazla vatandaşımız yaralandı. 50 binden fazla vatandaşımız vefat etti.
20 Şubat 2023 Pazartesi günü, saat 20.04’te Hatay'ın Defne ilçesinde 6,4 büyüklüğünde ardından da saat 20.07’de Samandağ ilçesinde 5,8 büyüklüğünde şiddetli iki deprem meydana geldi.
Ateş düştüğü yeri yakar. Acı büyük, kayıp büyük. Umarım göz yaşları tez diner. Sümbüller, güller yine açar, terk eden bülbüller bahçelerine geri döner. Ben Hataylıyım. Hatay’ın Yayladağı ilçesindenim. Kurban bayramını Hatay’da geçirdim.
Antakya depremde en fazla yara alan şehrimiz diyebilirim. Antakya harap oldu. Antakya hayalet şehir olmuş. Ne insan var, ne trafik, yıkılmayı bekleyen binalardan başka hiçbir şey yok. Sağlam bina yok desem yalan söylemiş olmam. Antakya tarih ve kültür sarmalında ülkemizin gelişen yükselen yıldızıydı. Hatay denilince hemen herkesin aklına tarihi derinlik din ve dinler geliyor. Yıllar öncesi TRT’nin hazırladığı bir belgeselde Antakya, Ezan- Çan -Hazzan şeklinde sloganlaştırılmıştı. Bu topraklar peygamberler yurdudur. Hatay üç dinin medeniyetinin izlerini taşır. Ezan, Çan ve Hazzan seslerini aynı anda duyabileceğiniz başka bir şehir yok. Medeniyetler şehri Antakya’mızın kültürel zenginliği olan farklı din ve mezhepten vatandaşlarımızın kardeşçe yaşadığı ortamlar inşallah en kısa zamanda tekrar inşa edilir.
İslamiyet'in ikinci halifesi Hazreti Ömer'in (r.a.) komutanlarından Ebu Ubeyde İbn’ül Cerrah, 638 yılında Antakya'yı fetheder, bir camii inşa eder ve İsa (a.s.) peygamberin ilk havarilerine yardım ettiği ve onlara inandığı için öldürülen Kur’an’da Yasin Suresinde (20. Ayet) geçen Habib-i Neccar ismi bu camiye verilir. Habib-i Neccar Camii'nin bir bölümü depremde yıkıldı. Konya Büyükşehir Belediyesinin, caminin restorasyonunu üslendiğini öğreniyoruz, seviniyoruz. Konya Büyükşehir Belediyesine Hataylılar olarak teşekkür ediyoruz.
Kurban bayramında Hatay’da ziyaret ettiğimiz akraba, dost, hemşerilerimiz hüzünlüydü, gözleri yaşlıydı. Hatay’da kime dokunsanız açısı var kaybı var. Görüştüğümüz, bayramlaştığımız her hemşerimizle sohbetimizde gözlerimiz yaşarıyor sanki depremi yaşıyorduk.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından, yurt genelinde verdiği konserlerle depremzedelerin sesi olan Medeniyetler şehri Antakya’nın, Antakya Medeniyetler Korosu depremden sonra Hatay’daki ilk konserini bayramın üçüncü günü 30 Haziran 2023 saat 20.30’da Hatay’ın Yayladağı ilçesinde verdi. “Sesinizi duyduk” temasıyla ilçe meydanında düzenlenen konseri benim de bulunduğum yaklaşık 5 bin kişi izledi. Büyük ilgi gören konserde dinleyicilerine kimi zaman duygulu kimi zaman neşeli dakikalar yaşatan Medeniyetler Korosu Şef Yılmaz Özfırat önderliğinde, yine gönülleri fethediyordu.
Yayladağı Belediyesi’nin katkıları ile düzenlenen konser yurt genelinde de büyük yankı buldu. Konser öncesi konuşan Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Yalçın, yaşanan depremden dolayı buruk bir bayram geçirdiklerini belirterek, “6 Şubat felaketini hepimiz yaşadık. Hepimizin can kayıpları var. Resmen büyük bir felaket yaşadık. Bundan dolayı da buruk bir bayram geçiriyoruz. Allah böyle bir felaketi bir daha ülkemize, insanlarımıza yaşatmasın” diyordu.
Konserde, seslendirilen “Mağusa Limanı, Adaletin bu mu dünya, Yara bere içindeyim, Ah Yayladağı Can Yayladağı” gibi eserlere Yayladağılar, depremzedeler ve bölgede görevli çalışanlar da eşlik etti, zaman zaman, gözler yaşarıyor, duygusal anlar yaşanıyordu.
Konser sonrası Yayladağı Belediyesi Başkanı Mehmet Yalçın Hatay’ın sesini Türkiye ve dünyaya duyuran Antakya Medeniyetler Korosuna teşekkür etti. Konserde acıların paylaşıldığını belirten Yalçın, “İlçemiz belediyesinde hizmet veren ve gönüllü vatandaşlarımızla beraber 164 kişiyle depremin ilk anından itibaren arama kurtarma faaliyetlerine başlatmıştık. İlçemizden Antakya ve Defne ilçelerine gönüllü giden kardeşlerimiz, 152 vatandaşımızı enkazdan çıkardı. O yüzden “sesinizi duyduk” diyoruz. Bu konserimizi de aslen onlara atfettik diyordu.
Yayladağı depremden kurtulanlara evlerini açtı. Yaralarını sardı ve gönülden köprüler inşa etti. Yayladağı depremden etkilenmeyen, yıkımın ve ölümün olmadığı Hatay’ın ilçelerinden biridir. Yayladağı’nın yükü çok ağır, ilçe şehir oldu. Devletimiz ve milletimiz depremzedeleri ve depremzedelere kucak açan Yayladağı’nı unutmasın. Yayladağı’nda kiralık ev yok. Barınma problemi acilen çözülmeli.
Yayladağı Belediyesi Karate Spor Kulübü hocası dostum, hemşerim Ramazan Karakaya’nın şu tespitini yazmazsam makale eksik kalır. “Abi polis, asker suçluları, teröristleri yakalamak, asayişi sağlamak için ne yaparlar? Şafak operasyonu. Operasyon sabaha karşı saat 4, 5 civarlarında yapılır. Suçlular, teröristler uykuda yakalanırlar, kaçamazlar. 6 Şubatta ve 20 Şubatta en büyük komutan Cenab-ı Allah operasyon yaptı. Saat kaçta 04,17’de. Hepimiz uykudaydık. Dışarıda hava soğuk, yağmur yağıyordu. Kaçabildik mi? Kimimiz öldük, kimimiz sakat kaldık, evlerimiz yıkıldı. Operasyon niye yapılır? Suçluyuz. Her birimiz esasında suçumuzu biliyoruz. Görmek istemiyoruz. Deve kuşu gibi başımızı kuma sokuyoruz. İbret alanlardan olalım inşallah…”
İşte Anadolu insanının imanı, irfanı, basireti…
Mesnevi-i Nuriye’deki aşağıdaki hakikatleri sesli düşünerek makalemizi tamamlayalım.
Merayı tecavüz edip ekilmiş bir tarlaya dalan bir koyun sürüsünü geri döndürmek için çoban taş atar. Taşlara hedef olan koyunlar geri dönerler, bu dönüşleriyle de: “Biz başıboş değiliz, çobanın emri altındayız. O bizden daha fazla bizim faydamızı düşünür. Madem onun rızası yoktur, öyleyse biz de geri dönelim.” derler. Böylece hadlerini aşmaktan daha fazla taşlanmaktan kurtulurlar.
Bu misal bize diyor ki: Ey insanlar! Siz, o koyun sürüsünden daha fazla mı isyankarsınız, daha fazla mı yoldan çıkmışsınız, daha fazla mı akılsızsınız ki çobanınız olan Allah’tan atılan türlü türlü taşların manasını anlamıyorsunuz? Yola gelmiyorsunuz? Deprem bir taş, hortum bir taş, kazalar bir taş, amansız hastalıklar bir taş, virüsler bir taş, savaşlar bir taş, teröristlerle rahatsız edilmeniz bir taş… Bu taşlardan hiç mi bir ders çıkarmayacak ve bir ibret almayacaksınız? Siz, koyununuzu, keçilerinizi, tavuklarınızı… başıboş bırakmazken; sizi yoktan var eden, kâinatın gözü ve gözdesi haline getiren, her şeyi size hizmet ettiren Allah hiç sizi başıboş bırakır mı? Bırakmaz ve bırakmamıştır. Bırakmadığı, yanlışlarınızdan dolayı zaman zaman sizi taşladığından belli. Ne ile taşlıyor? Depremlerle, kuraklıkla, sellerle, türlü türlü kazalarla, hastalıklarla… Komutanın karşısına çıkmadan, operasyon yapıldığında, taş atıldığında geri dönenlere ne mutlu…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.