Mehmet Akif, milliyetçilikle mücadele etti
Prof. Dr. Nurullah Çetin ‘’Mehmet Âkif, içine doğduğu milletin yerli, millî, İslâmî değerleriyle donanmış ve nurlanmış bir aydındı’’ dedi.
Mehmet Âkif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Başkan Yardımcısı ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Çetin ‘’Mehmet Âkif, sadece bir şair, milletvekili, dergi çıkaran bir adam veya baytar değildi. O, içine doğduğu milletin yerli, millî, İslâmî değerleriyle donanmış ve nurlanmış bir aydındı’’ dedi.
Türk Ocakları İstanbul Şubesince düzenlenen ‘’Büyük Türkiye’ye Doğru’’ sempozyum serisinin ikincisi olan ‘’Mehmet Âkif’’ sempozyumu Fatih’teki Ali Emiri Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumun ‘’Mehmet Âkif’te Milliyetçilik ve Kavmiyet’’ başlıklı oturumunda konuşan Çetin, Mehmet Âkif’in Millî Mücadele döneminde konuşmalarıyla ve vaazlarıyla halkı bilinçlendirdiğini söyledi. Âkif’in kendi varlığını milletin varlığında erittiğini, onun dertlerine çare üretmek adına bütün ömrünü vakfettiğini belirten Çetin, Âkif’in, milletin kurtuluşu için öz eleştiriden hiç kaçmadığını ve eserlerinin çoğunda Müslümanların problemlerine yer verdiğini dile getirdi. Prof. Dr. Çetin, Âkif’in üzerinde yoğunlaştığı 4 sorun olduğuna işaret ederek bunların, cahillik, ümitsizlik, tembellik ve ihtilâf olduğunu ifade etti. Kavmiyetçiliğin günümüzde olduğu gibi o zaman da bir sorun olduğunu dile getiren Çetin, Âkif’in eserlerinin ve vaazlarının incelendiğinde kavmiyetçilik sorununun aslında dış kaynaklı ve Batının amaçlarına uygun bir proje olduğunu, Osmanlı’yı parçalamayı amaçladığını ve Tanzimat’tan itibaren batının Osmanlı ve Türkiye’ye yönelik politikalarında bu planın uygulandığını kaydetti.
SADECE BİR ŞAİR DEĞİLDİ
Âkif’in bu tür sorunlara getirdiği çözümlerin milletin değerlerine bağlı çözümler olduğunu bildiren Çetin, Âkif’in kavmiyet kavramının insana doğuştan verildiğine ve bu yüzden üstünlük konusu olamayacağına inandığını dile getirdi. Prof. Dr. Çetin şöyle devam etti: ‘’Âkif, doğrudan Allah tarafından verilen kavmiyetten dolayı kavmiyetçilik yapmayı doğru bulmuyordu ve bunu yapanları eleştiriyordu. Meselâ bir yerde kendisi ‘Ben Arnavutum, ancak Arnavutlar kavmiyetçilik yapıyor, Osmanlı’dan ayrılıyor. Böylece Batı projesine tabi oluyorlar’ demiştir. Kavmiyetçilik yapmaz, ama Türk Millî Birliğine İstiklâl Marşı ve bazı şiirlerinde yer vermiştir. O, tefrikacılıklara ve kavmiyetçiliğe karşı mücadele etmiştir. Mehmet Âkif daha Millî Mücadele döneminde Kastamonu Nasrullah Camiinde yaptığı konuşmasında sadece yabancılara ve Batı milletlerine karşı konuşma yapmamış ve Kürt sorununa değinmiştir. Bu ve benzeri meselelerin sun’î olarak gündemimize getirildiğini, bizim meşgul edilmemiz için elimize verilmiş oyuncak olduğunu ve düşman parmağıyla ortaya çıkarılmış meseleler olduğunu söyledi. Âkif, o zaman da eğer bu tür oyunlara gelirsek elimizde kalan son toprağın da gideceğini, o güne kadar kaybedilen topraklardaki halkların gidecek yeri olduğunu ancak artık gidecek yer kalmadığını söylemiştir. Müslümanlıkta kavimciliğin olmayacağını ve bunu Peygamber Efendimizin (asm) lânetlediğini şiirlerinde göstermiştir. Mehmet Âkif, sadece bir şair, milletvekili, dergi çıkaran bir adam veya baytar değildi. O, içine doğduğu milletin yerli, millî, İslâmî değerleriyle donanmış ve nurlanmış bir aydındı.’’
Yeni Asya