Mehmet Asıf IŞIK

Mehmet Asıf IŞIK

Kimin Malzemesi Ne İse

“De ki: ‘Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar.’ Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” (İsra/84)

***

Vaktiyle iki derviş tekkeden çıkmış şehre doğru yol alırken azıcık dinlenmek için bir dere kenarında mola verirler. Derenin kıyısındaki bir akrep dervişin dikkatini çeker. Akrep suyun kenarında bulunan bir çalıya doğru uzanmaya çalışıyor, her denemesi boşa çıkıyor, çalıya tutunamadığı için geriye çekilip kancasını tekrar uzatıyor. Ne kadar çabalıyorsa da bir türlü çalıya ulaşamıyor…

Derviş, yardım etmek amacıyla akrebi çalıya doğru itmek için parmağını uzatınca akrep kuyruğundaki iğnesiyle sokmaya çalışır. Derviş parmağını kaçırır fakat yardım etmekten de vaz geçmez.

Bir, iki, üç, beş, on derken, arkadaşı dervişe “Sen akrebe yardım edeyim diyorsun fakat görüyorsun ki her teşebbüsünde seni sokmaya çalışıyor. Artık yetmez mi bu kadar?” diye sorunca, Derviş “Hayır” der, “Bu gayet tabii bir şey. Çünkü o kendi fıtratının gereğini yapıyor, onun tabiatında sokmak var. Ben ise kendi fıtratımın gereğini yapıyorum, benim mizacımda ise iyilik etmek var.”

Evet, her varlık kendi yaratılış özelliklerinin, her canlı kendi fıtratının, mizaç ve karakterinin gereğini yapar. Ve öyle de olmalıdır.

***

Meşhur ve pek hakikatli bir sözdür: “Herkes kendi dükkânının malını tezgâhına çıkarır.” Tezgâha bakılınca dükkânda ne ve hangi kalitede mal olduğu veya olabileceği anlaşılabilir.

Kişinin karakteri, şahsiyeti, kalitesi, vasfı, özelliği her ne ise üslûbuna, yani söyleyiş tarzına yansır. Dil zaten kalbin tercümanı değil midir? Kalpte ne varsa zaten dilden de o dökülür. Hani meşhur sözdür ya, “kişinin fikri neyse zikri de odur” ya da tam tersi, “kişinin zikri neyse fikri de odur.”

Arı su içer ve bal yapar, çünkü onun fıtratı öyledir. Aynı sudan içen yılan ise zehir üretir, onun da fıtratı öyle. Demek ki içilen şeyi bal da zehir de yapan içenin içindekidir; yani mizacı ve karakteridir. İçinde ne işleniyorsa dışa o çıkıyor…

yilan.png

Keza, güneşin ışığı her yere vurur. O ışık ve hararetle bazısı güzelliklerle dolu seyrine doyulmayan renk renk, şekil şekil çiçek olur, bazısı da aynı güneşin altında bozulup kokuşur. Elbette bu hal de yapıyla ilgilidir.

Kendisini ıslah edememiş, içinin kirini arındıramamış, cevherini mücevhere çevirememiş ham ruhlu çok kimseyi görüyoruz etrafımızda. İnsani münasebetlerimiz itibariyle pek çok kişiyle ilişki halindeyiz. Kimisiyle yakın-uzak akrabalık, kimisiyle dostluk, komşuluk, ticari, iş, alış-veriş olmak üzere vs.

Bunlara ilâveten bir ilişki, bir etkileşim biçimi daha hayatımıza girdi. Şu sosyal medya denilen sanal âlemden bahsediyorum. Bu sanal -belki banal dense daha isabetli olur- gerçekten de bir âlem olan şu âlem, daha doğru dürüst yazıp çizmeyi bilmeyen, derdini-meramını anlatmayı beceremeyen, yazılanı anlayamayan, beyni düşünme ve fikir üretme kabiliyetinden mahrum, henüz cehaletinin bile farkında olmayan, bilgisiz ve fikirsiz gürûhun bile ahkâm kestiği tuhaf bir zemin haline geldi.

İlim-irfan ehli olanlar, yazdıklarıyla etrafını aydınlatan değerli şahsiyetleri tenzih ediyoruz, onlar müstesnadır elbette. Fakat ekseriyet itibariyle kimisi boş ve kof şeyler yazıp çiziyor, kimisi kin ve nefretini kusuyor, kimisi de “Bu kadar hamakat ve gabavet olur mu Yâ Hû!” dedirtir cinsten şeyler üretmekle meşgul...

Bu minval üzere bir şeyler üretenler, yazıp yayınlayanlar aslında içindekileri akıtıyor: kimisinin sözleri arınınki gibi her derde şifalı bal-şerbettir, kimisinin dilinden çıkan ise yılanınki gibi zehir-zıkkımdır.

Büyükler ne de güzel demişler: “Üslûb-u beyân, aynıyla insan.” Yani, kişinin tarz-ı beyânı, usûlü ve üslûbu, ifade etme biçimi mizaç ve karakterinin ta kendisidir. Ne kadar hakikatli, doğru ve hikmetli bir söz...

Çünkü kişinin ağzından ve elinden çıkan ve/ya kaleminden yazılıp çizilen söz, ürün, eser veya iş her ne ise, hiç şüphesiz, söyleyenin içindekidir vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum