
Mehmet EVREN
Berat Gecesinin Önemi
“Bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşerîyenin programı nev’inden” olan Berat Gecemiz mübarek olsun. Cenab-ı Hak hakkımızda hayırlara vesile kılsın.
Malumunuz 13 Şubat Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece, Berat Gecesidir. Bu gece ile artık Ramazan-ı Şerifin sath-ı mâiline girmiş olacağız. Onun manevi havasını bol bol teneffüs ederek, 15 gün sonra da ayların sultanı olan Ramazan’a kavuşmuş olacağız inşallah.
Berat Arapça bir kelime olup, "aklanma, muaf olma yani bağışlanma, bir suçtan veya borçtan kurtulma, günahlardan temizlenme, Allah’tan beratını alarak, imtiyazlı bir konuma yükselme” manalarına gelir.
İşte imtiyazlı bir konuma yükselmek için başta vücudumuz olmak üzere, bütün duyu ve duygularımız Yüce Rabbimizden bize ikram edilen birer emanet ve berattır. Öyleyse bize düşen, emanet olarak verilen “Canlarımızı ve mallarımızı, karşılığında Cenneti vermek suretiyle satın alan” mal sahibine satmak, Onun namına ve izni dairesinde kullanmaktır. Ta ki, Onun huzuruna çıktığımızda beratımızı almaya yüzümüz olsun.
Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselam; “Yüce Allah, -rahmetiyle- Şaban’ın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar” buyurmuştur. (Tirmizî, “Savm”, 39; İbn Mâce, “İkâmetüs-salât”, 191).
Başka bir rivayette ise Efendimiz alehissalatü vesselam; “Şaban’ın ortasındaki gece ibadet edin, gündüz oruç tutun. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve tanyeri ağarıncaya kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der” buyurmuştur (İbn Mâce, “İḳâmetüs-salât”, 191). Bu sebeple Müslümanlar, bu mübarek geceyi diğer gecelerden farklı ve verimli bir şekilde geçirmekteler.
Efendimiz alehissalatü vesselamın sahabelerinden Usame Bin Zeyd sordu: “Ya Resulullah! Hiçbir ayda Şaban ayında tuttuğunuz kadar (nafile) bir oruç tutmuyorsunuz, neden?”
Peygamber Efendimiz alehissalatü vesselamın “Bu ay, Recep ile Ramazan arasındaki Şaban ayıdır. İnsanların kıymetini anlamadığı bir aydır. Ki, o ayda ameller âlemlerin Rabbine, kâinatın Yaratıcısına kaldırılır, arz olunur. Ben istiyorum ki benim amelim, ibadetim ben oruçlu iken Cenab-ı Hakk’a arz olunsun. Buyurdu. (Ahmet bin Hambel V/201; Nesei 70)
Ayrıca bu geceye kutsiyet veren diğer bir husus ta; Duhân Sûresindeki, “Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir.” âyetinin bu geceye işaret etmesidir. (Duhan suresi âyet 4)
Onun için Berat gecesi; “Bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı nev’inden olması cihetiyle, Leyle-i Kadr’in kudsiyetindedir. Her bir hasenenin Leyle-i Kadir’de otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta her bir amel-i salihin ve her bir harf-i Kur’ân’ın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhur-u selâsede (üç aylarda) yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâli-i meşhurede (meşhur gecelerde), on binler, yirmi bin veya otuz binlere çıkar. Bu geceler elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân’la ve istiğfar ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır.” (Şuâlar, (s:626) Bundandır ki, “elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imana kazandıra bilen” mübarek bir gecedir. (Şuâlar, (s:531)
“Kur’ân-ı Hakîm’in her bir harfinin bir sevabı var; bir hasenedir (iyiliktir). Fazl-ı İlâhîden o harflerin sevabı sümbüllenir; bazen on tane verir, bazen yetmiş, bazen yedi yüz (Âyete’l-Kürsînin harfleri gibi), bazen bin beş yüz (İhlâs Sûresinin harfleri gibi), bazen on bin (Leyle-i Beratta (Berat gecesinde) okunan âyetler ve makbul vakitlere rastlayanlar gibi) ve bazen otuz bin (meselâ, haşhaş tohumunun kesreti misillü (çokluğu gibi), Leyle-i Kadir’de okunan âyetler gibi). Ve “O gece bin aya mukabil” işaretiyle, “Bir harfinin o gecede otuz bin sevabı olur” diye Allah’ın izniyle ümit edilmektedir.” (Sözler, s. 385-86)
Ayrıca bu gecenin başka bir önemi ise:
Bütün hikmetli işlerin birbirinden ayrılmış olması, yapılacak ibadetlerin diğer vakitlere nispetle sevabının kat kat artması, İlâhi rahmetin bütün âlemi kuşatması, Allah'ın af ve mağfiretinin coşması, Efendimiz aleyhissalatü vesselama tam bir şefaat yetkisinin verilmiş olmasıdır.
Bir rivayette bildirildiğine göre Resulullah alehissalatü vesselam; Şâban'ın 13. gecesinde “Cenab-ı Haktan ümmeti için şefaat diledi, üçte biri verildi. 14. gecesinde yine niyaz etti üçte ikisi verildi. 15. gecesinde (Berat gecesinde) yine niyaz etti, hepsi verildi. Ancak Allah'tan devenin kaçması gibi kaçanlar müstesna” buyurdu.
Efendimiz aleyhissalatü vesselam müstesna olanları ise şöyle sıraladı: “Yalnızca müşrikler ve kalpleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanları sürekli rahatsız edenler." “Kâhin, sihirbaz, kinci, içkiye düşkün, ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam edenler."dir. Buyurdu. (Tergîb ve't-Terhib, 2/118)
Peygamberimiz alehissalatü vesselam üç aylarda, ayrı bir halet-i ruhiye içerisine girerdi. Özellikle Şaban ayına özel bir ihtimam gösterir, başka zamanlarda görülmemiş derecede ibadete ve âhiret işlerine yönelirdi. Bu ayın çoğu günlerini oruçlu geçirirken, gecelerini de diğer gecelerden farklı bir şekilde ihya eder, değerlendirirdi.
Bir Berat Gecesinde uyandığında, Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamı yanında bulamayan Hz. Âişe validemiz, hemen kalkarak Efendimiz alehissalatü vesselamı aramaya başlar. Bir de ne görsün Efendimiz (a.s.m.), Cennetül-Bakî mezarlığında! Başını göğe kaldırmış Allah’a dua eder vaziyette bulur.
Ve Efendimiz (a.s.m.); Hz. Aişe validemize Berat Gecesinin faziletini şöyle anlatır:
"Muhakkak ki, Yüce Allah Şâban'ın on beşinci gecesinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Benî Kelb Kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca insanları mağfiret eder." buyurdu. (Tirmizî, Savm:39.)
İşlenen amellerin sevabı başka zamanlarda on ise, Berat Gecesinde yirmi bindir. Başka zamanlarda okuduğumuz her bir Kur’an harfine on sevap yazılıyorsa, bu gecede her bir harfine yirmi bin sevap yazılmaktadır.
Bu bakımdan tam bir ihlasla ihyasına gayret gösterildiği takdirde, Berat Gecesi elli senelik bir ibadet hayatının sevabını kazandırabilir. "Onun için elden geldiği kadar Kur'ân ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır." (Şualar, s. 426.)
Berat Gecesine ait bir ibadet varımdır?
Gecenin manevi değeri dolayısıyla kaza ve nafile namazlarla, Kur'ân okuyarak, zikir, tesbih ve istiğfarla geçirmek, muhtaçlara yardım ve benzeri hayırlı işlerde bulunmakla amel defterimizdeki sevap hanemizi zenginleştire biliriz.
Berat Gecesinin hususi bir duası olmamakla beraber; Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselam bu gecede Rabbine şöyle duada bulunmuş: “Allah'ım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd ve sena etmekten âcizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin." buyurmuştur. (Et-Tergib ve't-Terhîb, 2:.119, 120.)
Ayrıca mâna büyüklerimiz bu gecede şöyle dua etmişler:
"Allah'ım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil.” (Mecmuatü’l-Ahzab, 1:597) Çünkü Sen buyurdun ki, “Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır." (Ra’d Suresi, 39;))
Bu şuur ve idrak içerisinde ihya edeceğimiz Berat Gecemiz mübarek olsun. Cenab-ı Hak Âlem-i İslam için hayırlara vesile kılsın.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.