"Eğer milyonlarla efradı bulunan ve binler seneden beri milliyetini ve lisanını unutmayan ve Türklerin hakikî bir vatandaşı ve eskiden beri cihad arkadaşı olan Kürtlerin milliyetini kaldırıp onların dilini onlara unutturduktan sonra, belki, bizim gibi ayrı unsurdan sayılanlara teklifiniz, bir nevi usul-ü vahşiyâne olur. Yoksa sırf keyfîdir. Eşhâsın keyfine tebaiyet edilmez ve etmeyiz..."
Sayin görmez ve yorumcular ustadin bu cümlesinide yorumlasinlar...

Kardeş sen pisliği deşip, kürt hassasiyetini ve kimliğini orta yere attıkça öbür tarafın menfi milliyet damarını daha da fazla tahrik edip yaranın daha da fazla açılıp yarılmasına hissi olarak hizmet ediyorsun.Yara kapanmayacak derecede açılmış zaten.Bence ırkçılık hastalığından mikrop taşıyorsun.Dikkat et seni de yutmasın.Sen hassas ortamda Kürt ya da Türk diyerek kardeşliği zedeliyorsun.Türk milleti dendiği zaman İslamiyet adına iftihar etmek ne güzel şey.Kürt,Acem,Arap,Türk,Japon,Alman,İngiliz,Fransız vs eğer müslümansa kardeşiz.Değilse ıslahına çalışmak vecibemiz.Bizler Allaha imanla ve yoluna hizmetle şeref kazanırız.Türkte öyle kürtte bir başkası da.Fark etmez.Her milletin iyisi de var kötüsü de.Asıl pandemide nasıl aşı için bütün dünya seferber olduysa,bu ırkçılık,menfi milleyetçilik damarındaki mikrop için ilaç bulmak sunmak ve kullanmak lazım.Asrın hekimi Üstad Kuran eczanesinden zaten sunuyor ancak sen biraz daha fazla dozda alman lazım anladığım kadarıyla.Risaleye devam.

Turgay kardeşim tek bir soru dindar Kürt halki ekseriya neden dindarların değilde dindar olmayanlarin arkasına takılıp gidiyorlar bunu merak edip tefekkür ettinmi araştirdinmi muhakeme ettinmi çıkarım yaptinmi?

Yarın Allahın huzuruna çıktığımızda Allaha ne hesap vereceğiz?Memleketimizde hangi taraftan olursa olsun asimile bir şekilde başka kültürel kimlikleri yok sayan ve dayatan kendi kimliğine milleti mecbur bırakan herşeye karşıyım.Maalesef menfi milliyetçilik noktasında memleketimizde çok oyunlar dönüyor.Bu oyunları İslamın Yüce ahlakı olan, farklılıklarımız içerisinde şahsiyetlerimizi muhafaza ederek,tevhidin ahlakını tevhid-i kulub olarak yaşayarak,birlik ve beraberlik noktasında hareketle Allah için birbirimizi severek bozacağız.Bu unsuriyet konuları çok hassas bir zemin olduğu için mümkünse buralara fazla basmadan dikkatle yürmek lazım.Eğer buralara girilecek olursa ortada ne kardeşlik kalıyor ne de müslümanlık.Bizler müslümanız elhamdulillah.Ben Türküm ve Risale-i Nurlara aşık birisi olarak soruyorum size:Eğer Üstad(ra)Kürt milliyetçiliği yapsaydı, talebelerinin %90'ı Türklerden ya da başka milletlerden olur muydu?Müslüman milliyetçiliği olmamalı.Bizler ümmetiz.

Görmez Hocamızdan Allah razı olsun.. Diyanet başkan vekili iken Üstadımızın tevafuklu Kuranının kapısını açmak ona nasip oldu.. Kıyamete kadar unutulmayacak ve çok hatalarını affetirecek bir keyfiyet ile istihdam oldu. Elhamdulillah

Turgay kardeşim, tabiki hepimiz ademin çocuklarıyız oda topraktan,
Lakin ırkçılık başkasını yutan inkar eden asimilasyon yapandır, bir milletin asimile edilmesine karşı çıkan, o milletin dilinin unutturulup yok olmasına karşı çıkan ırkçı değil hak perest olandır, Yani Allahin yarattiği bir şeyin unuturulup yok olmasına karşı çıkan Allahin yolundadır aksinde olan Allahin karşısı yolundadır
Evet müsbet bir şekilde bunu talep ırkçı değil hakperest çok çok milliyetçi denilebilinir
müsbet milliyetçilikte İslamiyete aykırı değil bilakis teşvik edicidir,
Hem kardeş iman maddi manevi nezafeti telkin eder, oda Allahtan başka şeyi Rab edinmemektir. Hak ve hakikati müsbet bir şekilde talep etmek pislik değil bilakis nezafet talebidir. Hem islamiyet hak gasbina tahakkume merci değil, hakka hoşgörüye tahvil için vaz edilmiş Karıncaya bilerek basmayın der.
Hem yanlış haksız telkin ve propagandalarla zihinlerimiz hak ile batılı
birbirine karıştırıyorsa sosy

Dünyaca meşhur şairlerin şiirlerinin tercümelerini okuduğumuzda fazla bir zevk alamadığımız, onun harika yönünü göremediğimiz açıktır. Bu sırrı anlayan bazı zatlar, sırf bu risaleleri orijinalinden okumak için Türkçe öğrenme yoluna girmişlerdir. Risale-i Nur Türkçe’mize de bir kıvam getirmiştir diyebiliriz. Çünkü sonradan zorlama ile uydurulan bir çok kelime yerine, hem mahiyet itibariyle hem de kelime yapısı itibariyle hem kulağa hem de ruha daha hoş gelen kelimeler yazılmıştır.

Tevhid-i imanla tevhid-i kulub, tevhidin ahlakıyla yaşamak demek.Tevhid-i kulub tevhid-i imanın ahlakıdır.Yani dediklerimizle yaşamanın lüzumuna dikkat çekiyor Üstadımız.Bizler maalesef tesbih,tevhid,tekbir ve tahmidin ahlakıyla yaşamıyoruz.İnancımıza uygun akidemizin iktiza ettiği ahlakı yaşamıyoruz.Peki asıl soru şu:İbadetlerimiz bizlere kazandırması gereken ahlakı niçin kazandıramıyor?İbadetlerin, bizlere kazandıracağı ahlaka dönüşmesinin önündeki asıl engel nedir?Ben bir sebebini buldum.O da şudur.Günde namazımızda talim olarak ezbere okuduğumuz Kuranı anlayarak okuyamıyoruz.İmamın arkasındayken okunan ayetlerin manasını anlayamıyoruz.Anlasaydık günde 5 kez Kuranla muhatap olup, ayetlerin nurlarıyla feyizlenip, talim hakikati gerçekleşecek ve aldığımız talimatları hayata taşıyacak ve namazımızı ikame etmiş olacaktık.Hayatımız namaz ve Kuran olacaktı.Böylece de Kuran müesses olduğu için İslamiyet namaz ibadeti vasıtasıyla hem bizlerde hem de hayat-ı içtimaiyeye tesis edilecekti.