Melâikenin fikirlerini izharı müşavere üslûbunu insanlara öğretmek içindir

Melâikenin fikirlerini izharı müşavere üslûbunu insanlara öğretmek içindir

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

﴾ قَالُۤوا اَتَجْعَلُ فِيهَا مَنْ يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَۤاءَ ﴿ 1 Bu cümle, müste'nifedir. Bu isti'naftan anlaşılıyor ki, Cenâb-ı Hakkın melâike ile olan hitabı, sâmii şöyle bir suale mecbur etmiştir ki: "Acaba, melâikeler komşuluklarına gelecek insanları nasıl karşılayacaklardır? Hem onlarla beraber olmaya ve komşu olmaya rızaları var mıdır? Hem fikirleri nedir?"

Kur'ân-ı Kerim, اَتَجْعَلُ 2 cümlesiyle o suali cevaplandırmıştır.

Sual - قَالُۤوا اَتَجْعَلُ 3 ilâ âhir... cümlesi, اِذْ قَالَ 4 cümlesine ceza olduğuna nazaran, aralarında lüzum lâzımdır. Halbuki lüzum görünmüyor?

Cevap - Melâike arzın müekkelleri bulundukları cihetle, arz, onların idaresinde olur. Bu itibarla, insanların arza halife kılınması hakkında melâikenin fikirlerini izhar etmek lüzumu vardır. قَالَ – قَالُوا 5 tâbirleri, mukavele ve muhavere şeklinde müşavere üslûbunu insanlara öğretmek içindir. Yoksa Cenâb-ı Hak, müşavereden münezzehtir.

Melâikenin اَتَجْعَلُ ile yaptıkları istifhamdan maksat, جَعْل e itiraz, جَعْل i inkâr etmek değildir. Çünkü Cenâb-ı Hakkın fiillerine itiraz etmeye ismetleri mânidir. Ancak جَعْل in sebebi mahfî olduğundan, taaccüple sebep ve hikmetini sormuşlardır. جَعْل tâbirinden anlaşılıyor ki, insanın ahvâli, vaziyetleri ne tabiatın iktizasıdır ve ne de fıtratın icabıdır; ancak bir câilin ca'li iledir.

Dipnot-1: "Melekler 'Yerde fesat yapacak, kan dökecek kimseleri mi yapacaksın?' dediler." Bakara Sûresi, 2:30.
Dipnot-2: Yapacak mısın? Yaratacak mısın?
Dipnot-3: "Yapacak mısın?" dediler.
Dipnot-4: Şöyle dedi.
Dipnot-5: Dedi-Dediler.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz