Bu sorunun çok kısa ve çok kolay cevabı var ama bunu yapmak her yiğidin harcı değildir. Her birey kendi işini güzel, düzgün ve zamanında yaparsa memleketi kurtarmış olur.

Çevremize veya zaman zaman kendime baktığım zaman işimi bırakıp başka işlere dalıp hamasetle memleketi kurtarıyoruz. Kendi işlerini yapmayanlar, başkalarına işlerini nasıl yapacaklarını anlatıyorlar? Sözüm ona danışmanlık yapıyorlar. Erzurum da başka şeylere çok daldığında "işine bak" derler. Anadoluda da "kendi başını bağlayamaz, gelin başı bağlamaya gider" denir.

Kendi işini yapmayan başkasına caka satmasın lütfen!

Nedir bu iş öğretmek? Nedir bu adalet ve hamaset furyası?

Kurum avukatı odasında fosur fosur sigara içecek bana da hukuktan bahsedecek. Yerim senin hukukunu! Görevine gitmezken hakim veya savcı kırmızıda geçer, polis durdurur polise de fırça çeker. Bana da gelir işimi öğretir. Ben de derim "işine bak" bana işimi öğretme.

Maalesef bu ülkede bir din eğitmenlerine bir de sağlıkçılara işlerini öğretirler. Aslında yok birbirimizden farkımız ama iş din ve sağlık olunca insanlar kral kesiliyorlar.

Evet, insanlar benim işime karışabilirler ama hangi insanlar? Kendi işini düzgün, dürüst, doğru ve zamanında yapanlar bana karışmaya ve eleştirmeye layıktırlar. Aksi durum olursa benim şartellerim atıyor. Kusura bakmayın biraz amiyane oldu ama ne yapayım benim mayam bu!

Yunus'un dediği gibi;
Bir avuç toprak biraz da suyum ben,
Neyimle övüneyim işte buyum ben."
Ana rahminden doğduk pazara,
Bir kefen aldık döndük mezara."

İşte Yunus'a göre dünya hayatı! O zaman nedir bu gurur? Nedir bu kibir?

Kimse yanlış anlamasın ben önce bunları kendime diyorum. Trafikte canavarlaşıyorum, kızıyorum, bağırıyorum. Sonra da ne yaptım ben diyorum? Hakikaten bazen kendime o kadar taaccüp ediyorum ki sonra durup düşününce ben bunu nasıl yaptım diyorum.

Kısacası dostlar memleketi kurtarmak istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız. Ben evvela kendimden sorumluyum, ben düzelirsem memleketin bir neferi düzelmiş olur.

İşimizi düzgün ve doğru yaparak biz bize düşeni yapmış oluruz. Biz diğer insanların işlerinden mesul değiliz. Sadece bize düşen ancak usulüne uygun uyarmaktır. Diğer ötesi ise amir ve hukukçularındır. Daha öteside ahirette hesaplaşmadır.