Merhum Prof. Dr. İbrahim Canan anıldı

Merhum Prof. Dr. İbrahim Canan anıldı

Geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Canan, Atatük Üniversitesi'nde dostları, öğrencileri ve sevenleri tarafından anıldı.

Selim Karahan'ın Haberi

Yaklaşık 2 ay önce Bursa'daki bir program dönüşü İstanbul Sancaktepe'de trafik kazasında hayatını kaybeden Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Canan, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlene panel ile anıldı. Panele, Canan'ın ailesi, talebeleri, dostları ve öğrenciler katıldı.

Paneli yöneten Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, peygamberlerin kendilerinden sonra miras olarak âlimleri bıraktığını, Prof. Dr. İbrahim Canan'ın da bunlardan biri olduğunu söyledi.

Panelde Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Yıldırım, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Aydınlı ve Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerafettin Gölcük birer konuşma yaptı.

İbrahim Canan'ın çalışma metodunu anlatan Prof. Dr. Suat Yıldırım, aile içi eğitim konulu kitabına değindi. Canan'ın Kur'an-ı Kerim'in özellikle iki ayetinden hareket ettiğini belirten Prof. Dr.Yıldırım, Canan'ın Müslümanlığının sadece ibadetten ibaret olmadığını, Müslümanlığı ahlaki, hukuku, iktisadı, eğitim, edebiyat ve sanat ile bir medeniyet olarak gördüğünü hatırlattı.

Canan'ın 'İslam'ı bir medeniyet olarak algılayarak, her türlü sıkıntımızın cevabını onda bulabileceğimizi bilmememiz lazım. Ondan sonra hayırları Allah'tan, şerleri nefsimizden bilmemiz lazım." dediğini anlatan Prof. Dr. Yıldırım, Canan'ın kitabında şöyle dediğini aktardı: "Islaha önce kendimizden başlamamız, düşmanı dışarıda aramamız lazım. Musibetleri mükâfatların mukaddimesi bilmek lazım. Musibet hatanın cezası fakat mükâfatın da mukaddimesidir esasından hareket etmek. Yani musibetleri yeniden silkinmeye ve yeni bir başarı yoluna aramaya vesile kılmak. Mesela bunun delilleri şu ayeti kerime gösterildi: Bir toplum kendi nefsini değiştirmedikçe Allah onları zorla değiştirmez. Maddi felaketlerin bile sebebi ruhi ve manevidir. Mesela şu ayeti kerimeyi delil olarak gösterdi: Allah'ı hatırlamaktan yüz çevirene dar bir geçim vardır. Son olarak Müslümanlar nezdinde güven temin etmek için şahsi önermelerden, muhakemelerden değil kutsi kaynaklardan bahsetmek lazım, ayete ve hadise dayandırmak lazım. Aksi takdirde Müslüman kamuoyu falanca kendi fikrini söylüyor. İnsanın kendi fikri de şahsının kuvveti kadar bir tesir uyandırır ancak hâlbuki kutsi kaynaklara dayandırırsak söylediklerimiz halkta makes bulur. Bunlar onun metodunun başlıca yönleridir."

Öğrencisi Prof. Dr. Abdullah Aydınlı ise Prof. Dr. İbrahim Canan'ın hizmet uğruna Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa, Asya ve Afrika'yı gezdiğini kaydetti. Merhum Canan'ın fildişi kulede yaşamayan, toplumun dertleriyle ilgilenen biri olduğunu dile getiren Aydınlı, "Kendisi iyi bir insan iyi bir hocamızdı. Son ana kadar değişmez bir çalışkanlı bir vasfı vardı. Normal bir çalışma azmi vardı. Allah'ın bir lütfudur. Lisans dönemimde öğrenci olarak kütüphanede raflar arasında bir hoca sürekli çalışırdı, bu İbrahim Canan hocamızdı. Fildişi kulede yaşamayan, çevresiyle, toplumun derleriyle alakalı bir hocaydı. Konunun asıl uzmanlarının bile çoğu zaman giremediği çok tali konularla da alakalandığını görüyoruz. Mesela 'Cinsel Şiddete Maruz Kalan Kadınlar' ile alakalı makalesi vardı. Yani bu noktaya varıncaya kadar toplumun dertleriyle ilgilenen bir hocamız." diye konuştu.

Prof. Dr. İbrahim Canan'ın derslerde ve konferanslardaki fotoğraflarının da slayt eşliğinde gösterildiği programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.