Mustafa CAN
Merkez sağ ve demokratlar
“Merkez Sağ” tabiri “Sağ ve Sol” mücadelesinde sağlı, sollu bir siyasi yapılanmanın olduğu 80 öncesi siyasi hayatımızda ortaya çıkan bir siyasi tabirdir. Günümüzde Sağ-Sol tabirleri geçerliliğini kaybetmiştir. Bunun yerine “demokrat olan ve olmayan” siyasi partiler tabiri günümüz siyasi mücadelesini daha doğru ifade etmektedir.
Demokrasi siyasi hayatta adil idarenin günümüz toplumuna sunduğu olmazsa olmaz şartıdır. Çünkü günümüz dünyasında gelişmiş sosyal hayat, bu hayatı oluşturan okumuş aydın bir toplum ve bilişim teknolojisi ile toplumun tüm kesimlerinin bilgilenme imkânına sahip olunduğu bir dönem yaşanmaktadır. Böyle bir toplumda adalet ancak demokrasi ile sağlanabilir. Bu durumda siyasi mücadele sağ-sol kutuplarına oturtulmak yerine demokrasi ve istibdat mücadelesi eksenine oturması daha sağlıklı bir siyasi mücadele biçimi olarak kabul edilebilir.
Demokrasi ve istibdat mücadelesi bir başka şekilde hürriyet ve hürriyetlerin gasbı mücadelesi olarak da isimlendirilebilir. Söz konusu birey hakları olunca hürriyet kavramı daha isabetlidir. Demokrasi, hürriyetlerin en geniş biçimi ile uygulanmasını sağlayan siyasi kavram ve ilkeleri ile toplumda adaleti sağlayacak bir sistemdir.
Bireyin hukukunu koruma, adaleti sağlama bağlamında hürriyetlerin başında “İnanç Hürriyeti” ve “İfade Hürriyeti” gelmektedir. İnanç hürriyeti, inancını ifade etme, ibadet etme, inancını yayma ve eğitim hürriyetini birlikte kapsar. İfade hürriyeti de bilgisini ve düşüncelerini, ilmini ve fikirlerini yayma ve öğretme hürriyetini kapsar. Demokrasi bu temel hakları güvence altına alan bir siyasi yapılanmadır. İnanç, fikir hürriyeti başta olmak üzere hürriyetlerin gasbı veya hiç verilmemesi haksızlık ve zulüm olduğundan hürriyetin olmadığı yerde adaletin olmayacağı kendiliğinden anlaşılır.
Günümüz siyasi mücadeleleri Demokrasi ve İstibdat idareleri arasında yaşanmaktadır. İnsanlar iki şekilde idare edilirler, ya ilimle veya zulümle… İlimle idare demokrasinin uygulanması ve adaletin temini yoluyladır. Bunun dışındaki idarelerin tamamı ister istemez zulme sebep olunmaktadır. İslam zulmü asla tasvip etmediğine göre demokrasinin ve adaletin yanındadır; veya şöyle denebilir; demokrasi adaletin tecellisine vesile olduğu için yeri İslamın yanındadır.
Neden demokrasi adalete vesiledir? Çünkü demokrasi insan iradesini ve hürriyetini esas alır; zorlamayı kabul etmez. Zulüm, insan iradesini yok saymak ve hürriyetini vermemek demektir. Bu sebeple zorla itaat ve iman dahi zulümdür. Bunun için “din, zorlamayı” ve zorbalığı yasaklamıştır. İman iradi ve aklî, sevgiye ve kalbe dayanan bir tercihtir. Allah’ın adaletinin gereği budur.
Bu gerekçelerden dolayı “Irkçı” bir yaklaşım tarafsızlık ilkesini ister istemez ihlal edeceği için adalet edemez ve kendi ırkdaşını tercih ederek haksızlık ve zulme sebep olur. Aynı şekilde “ideolojik” bir yaklaşım da kendi düşüncesini benimsemeyeni ikinci sınıf addederek haksızlığı baştan yapar. “Din ve vicdan hürriyetinin gasbı ve verilmemesi” zaten zulmün temelidir. Her nevi “aşırılık ve radikalizm” zulmün kaynağıdır; tarafsızlık ilkesini ister istemez zedeleyeceği için istikameti ve itidali kaybederek zulme sebep olur.
Demokrat olmak, siyasi olarak itidal ve istikamet üzere olmak demektir. Demokratlık, din ve vicdan hürriyetine taraftar olmak demektir. Demokrat olmak tarafsızlık ilkesine göre hareket ederek kavmine, milletine hizmet etmek ve vatandaşlar arasında ayırım yapmamak, ancak liyakat esasına göre hareket etmek demektir. Liyakat da imtihanlarla ortaya çıkar. Sınavda başarılı olan tercih edilirse tarafsızlık ilkesi korunmuş olur. Demokrat olmak, din, ırk, cinsiyet ve ideoloji farkı gözetmemek demektir. Ve demokrat olmak bireyin hakkını ve hürriyetini savunarak bireye ve topluma hizmet etmek ve bunun için her türlü fedakarlığı yapmak, milleti için gerekirse bedel ödemek ve idamı göze almak ama ilkelerinden asla taviz vermemek demektir. Bu sayılan ilkeler ve prensipler ancak DP ve geleneğinde bulunan özelliklerdir. Bu sebeple ülkenin hayrı, bireylerin ve toplumun faydası ancak demokratların iktidarına bağlıdır. Temennim demokratların DP çatısı altında toparlanmaları ve hizmet etmeleridir.
İdeolojilerin, ırkçı ve fanatik yaklaşımların hiçbir ülkeye refah ve saadet getirmediği, adaleti sağlayamadığı görüldüğü halde bunda ısrarcı olmak ve demokratları her şeyin suçlusu gibi göstermeye çalışmak büyük bir haksızlık, zulüm ve insafsızlıktır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.