Faruk ÇAKIR
Mescid açma sırası okullara da gelsin
Başta büyük şehirler olmak üzere artık her yerde devasa “alış veriş merkezleri” var. Bu merkezler, “küçük esnaf”ı ciddî anlamda maddî sıkıntıya düşürmüş olsa da yenilerinin yapılması devam ediyor. Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul, AVM’ler noktasında da ilk sırada. Adım başı bir alış veriş merkezi var ve hepsi de müşteri bekliyor...
AVM’ler son yıllarda hayatımıza girdi ve artık vazgeçilmez oldu. Kimi alış veriş, kimi de gezme niyetiyle bu merkezlere gidiyor. İstanbul örneğinde olduğu gibi gezecek yeterli sayıda park ve bahçe de olmadığı için (olanlara da ulaşmak zor) AVM’ler aynı zamanda gezi alanları haline geldi. Alış veriş merkezleri hayatın bir parçası haline gelince, mecburen mescid ihtiyacı da ortaya çıktı. Bazı AVM’ler mescid açma noktasında çok direndi, adeta ‘ipe un serdi’ ama gelen talepler sonrasında artık dirençleri kırılmış gibi görünüyor.
Haddizatında, her türlü insanî ihtiyacı karşılama iddiâsıyla ortaya çıkan alış veriş merkezlerinde ‘mescid’ olmaması büyük bir eksiklikti. Her imkân ve fırsatta, gittiğimiz alış veriş merkezlerinde mescid aradık, bulduğumuzda yöneticileri tebrik ettik, bulamadığımızda da açılması yönünde taleplerimizi dile getirdik. Anlaşılan, ihtiyacı dile getirenler çoğaldı ve artık çoğu AVM’lerde mescid var, şükürler olsun.
Konu ile ilgili bir haberde, “Artan rekabet, AVM’lere konsep değiştirtti. Açıldıkları tarihte ‘konsept gereği’ mescid bulundurmayan AVM’ler değişen şartlar (özellikle Arap turistlerin yoğun talepleri doğrultusunda) nedeniyle ‘duâ odaları’ yaptırmaya başladı” denilmiş. (Habervesaire.com, 16 Nisan 2012)
Hakikaten başta AVM’ler olmak üzere hayatın her alanında yoğun bir mescid ihtiyacı hissediliyor. “Yeryüzü bir mescid” olmakla birlikte, şehir hayatında ‘müstakil mescid’lere ihtiyaç duyuluyor. Daha önce de bazı vesilelerle bir mescid açma ve açtırma kampanyası açılmasını talep etmiştik. Belki de böyle bir kampanyaya Diyanet İşleri Başkanlığı öncülük edebilir ve etmelidir.
Tabii ki mescid ihtiyacı sadece alış veriş mezkezlerinde kendisini hissettirmiyor. İnsanın olduğu her yerde ibadet odalarına ihtiyaç var. Yoğun trafikte bir yerden bir yere giden İstanbullu bile buna ihtiyaç hissediyor. Meselâ, çok kullanılan ulaşım vasıtalarından biri hâline gelen metrobüs duraklarında, hiç değilse ana aktarma noktalarında (Zincirlikuyu gibi) mescidlerin açılması gerekir. ‘Büfe’ye ihtiyaç olduğu gibi, mescide, abdest alma mekânlarına da ihtiyaç vardır.
Geçen günlerde karayoluyla yaptığımız bir İstanbul dışı seyahatte de yine mescid ihtiyacını hissettik. Büyük bir köfteci dükkânının da olduğu benzin istasyonunda ancak 10 kişinin namaz kılabileceği bir mescid var ve hanımlar için ayrı bir bölüm de yoktu. Şimdi, binlerce kişiye hizmet vermek üzere açılan bir istasyonda, bir ‘lokanta’da hanımlar için ayrı bir bölüm olmaması kabul edilebilir mi? Mescid ihtiyacı niçin görmezden gelinir ve yeni mescidler açmamak için bahaneler üretilir?
Çağrımızı tekrarlamak istiyoruz: Diyanet İşleri Başkanlığı bu hususta bir kampanya açsın ve ihtiyaç duyulan her yerde mescid açılması çağrısı yapsın. Var olan ama şeklen uygun olmayan mescidlerin de daha tertipli olması sağlansın. Elbette bu çağrı içinde, okullara mescid açılması çağrısı ve gayreti de yer almalı.
Elbirliği ve işbirliği ile; her okula, her istasyona, her alış veriş merkezine ve ihtiyaç duyulan her yere en az iki mescid açalım, vesselâm...
Yeni Asya
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.