Hilmi ÖDEMİŞ

Hilmi ÖDEMİŞ

Meşrutiyetin zorlu yolculuğu

Meşrutiyet İstanbul’dan Doğuya bazı hediyeler götürmek için yola çıkar. O esnada Meşrutiyetin kuyusunu kazmaya çalışan bir cemiyet toplanır. Cemiyet şu üyelerden oluşur: Cehalet ağa, İnat efendi, Garaz bey, İntikam paşa, Taklit hazretleri, Mösyö gevezeliği.

 

Bu cemiyet Meşrutiyetin başarılı olmaması için elinden geleni yapar. Bazıları Meşrutiyete Doğudaki Vahşet ayılarından, Cehalet ejderhasından, Husumet kurtlarından bahsedip onu korkutmaya çalışır. Herşeye rağmen yolundan vazgeçmez.

 

Meşrutiyetin Doğuya gideceğini duyan İstanbul’daki yılanlar pusu kurar. Ancak Meşrutiyet az bir yara ile kurtulur. Zaman kaybetse de yoluna devam eder. Yolda giderken şu şiiri okur:

Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet

Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten……

 

Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet

Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

 

Daha sonra yolda Cehalet (müthiş) bataklığına saplanır. Bataklıktan zorbela kurtulur. Fakr gibi korkutucu kıraçlardan geçer. Husumet gibi sarp dağları da aşınca Eşkiyaya rast gelir. Eşkiya bazı hediyelerini ondan alır.

 

Daha sonra Hak edilen cezasını hazmedemeyenler, başkasını etini yemekten dişi çıkarılanlar, Bektaşiler gibi mana verenler Gasp edip yağmalarlar. Meşrutiyetin adeta takati kalmamıştır. Yorgun bitkin bir şekilde yoluna devam eder bu sefer de Gevezeler bazı bahaneler ile parça parça etmeye çalışır.

 

Meşrutiyet halka yetişene kadar elinde fazla bir şey kalmaz. Ayrıca Meşrutiyet buralara gelmeden hakkında olumsuz propagandalar yapılır. Meşrutiyet kendini halka anlatmaya çalışır. Halk kendisini yanlış tanıdıklarını itiraf eder. Meşrutiyet onlara şu şekilde seslenir:” İstanbuldan geliyorum size müjde getirdim. Gelirken yanımda bazı hediyeler de getirdim ancak düşmanlarınız gasp etti. Anladığım kadarıyla 3 düşmanınız var: Cehalet Ağa, Oğlu Zaruret (fakirlik) Efendi ve Hafîdi (torunu) Husumet Bey’dir. Yani sizi mahveden cehalet, zaruret, ihtilâftır”der.

 

Meşrutiyet halka bir teklifte de bulunur. Onlardan bir Balon veya Demiryolu yapmalarını ister. “Ta ki medeniyet tren ine binip vagonlarına terakkiyat tohumlarını bindirerek kısa zamanda manileri aşıp size selam vereyim” der.

 

Maalesef Meşrutiyetin bu kadar çabasına rağmen halkın tembelliğinden 100 sene sonra tamamen cemalini göreceklerdir.

 

NOT:Bediüzzaman’ın Münazarat adlı eserinde geçen bir bölümün hikayeleştirilmiş halidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum