Müfessir ünvanı taşıyan bazı adamlar, kocaman bir denizin semâda bulunduğunu ilâve etmişler
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Bakara Sûresi 17-20. âyetin tefsiri
Sonra, yağmur, çıplak olan semâ cihetinden yağdığı herkesçe malûm olduğu halde 1 ﴾مِنَ السَّمَآءِ﴿ kaydıyla takyid edilmesi, ıtlak içindir. Yani, semâ kaydıyla yapılan tahsis, tamim içindir. Evet semânın kaydından anlaşılır ki, o yağmur bütün semânın ufkunu tutmuş, umumî bir şekilde yağıyor. Hiçbir yer o yağmurdan hâli kalmıyor.
Evet 2 مَا مِنْ دَآبَّةٍ فِى اْلاَرْضِ وَلاَ طَآئِرٍ يَطِيرُ بِجَناَحَيْهِ cümlelerinde dahi 3 دَآبَّةٍ’nin 4 فِى اْلاَرْضِ ile, 5 طَائِرٍ’in 6 يَطِيرُ ilâahir ile takyidleri, ıtlak ve tamim içindir.
Müfessir ünvanı taşıyan bazı adamlar, yağmur vesaire gibi yağan şeylerin semânın cirminden yağdığına zahip olmuşlar ve kocaman bir denizin de semâda bulunduğunu ilâve etmişler. Onları bu zehaba sevk eden, Kur’ân-ı Kerimin birkaç yerinde 7 مِنَ السَّمَآءِ kelimesinin bulunmasıdır. Halbuki, ashab-ı tahkik ve erbab-ı belağatçe en uygun mânâ مِنْ ile 8 سَمَآءِ arasında 9 جِهَةِ lafzının takdiriyle, yağmurların semâ cirminden değil, semâ cihetinden nâzil olduğuna hükmetmektir.
Mahaza, semâ kelimesinin yukarıda bulunan herşeye ıtlak edilebildiğine binaen, buluta da semâ denilebilir. Ve bulut da semâ kelimesinin şumulüne dahildir. Bu makamın tahkiki şöyle izah edilebilir: Eğer kudret-i İlâhiyenin azametine bakılırsa, cihetler hep birdir. Hangi cihetten ve hangi şeyden olursa olsun, yağmurun yağması mümkündür. Eğer hikmet-i İlâhiyeye bakılırsa, yağmurun nüzulü, ancak küre-i havaiyede münteşir ve küre-i havaiyenin onda bir cüz’ünü teşkil eden buhar-ı mâinin tekâsüfünden husule geliyor. Zira, hikmet-i İlahiye, bütün eşyada en güzel bir nizam teşkil etmiştir. Bu nizam eşyadaki muvazene-i umumiyenin muhafazasına hizmet eder. Bu muvazenenin muhafazası da en yakın ve en kolay ve en kısa yolları tercih etmekle olur.
1 : Gökyüzünden.
2 : “Yerde hareket eden hiçbir hayvan, havada kanat çırpan hiçbir kuş yoktur ki...” En’âm Sûresi, 6:38.
3 : Yerde hareket eden küçük hayvan.
4 : Yeryüzünde.
5 : Bir kuş.
6 : Uçuyor.
7 : Gökyüzünden.
8 : Gökyüzü.
9 : Bir yön.
Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz