Hüseyin EREN
Muhabbet rabıtası
Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu’nun dağında mükerrer defa bağırır: “Kardeşlerim ata et, arslana ot atmayın. Yani her risaleyi herkese vermeyin.” Manevi telefonla Hafız Ali hisseder “evet Üstadım, Risale-i Nur’un bir kerametidir ki ata et, arslana ot atmaz” diye aynı saatlerde mektup olarak yazar.
Rabıta böyle bir şey olmalı; kuvvetli muhabbet cereyanı ile manevi telefonla görüşme, halleşme. Mesafe, zaman, mekân düzlemi aradan kalkıyor, kalbi konuşma başlıyor. Hikmet hakikat üzere söyleşiliyor!
Adına keramet deyin, hissi kablel vuku deyin, başka bir şey deyin; halis niyet, halis muhabbet olmadan olmaz; böylesi yakınlaşma, rabıta, irtibat…
Said Nursi ile Hafız Ali arasında o kadar kuvvetli cereyan vardır ki Hafız, Üstadı yerine şehit olur. Vefatlarında sonra rabıtaları bitmez; onun iman ve Kur’an hizmetini devam ettirdiğini, Münker-Nekir suallerini Meyve Risalesi ile cevap verdiğini söyler Nursi.
Risaleleri okuyan, kendisi ile Kur’an’ın dellalı makamı ile görüşebileceğini ifade eder Bediüzzaman. Her okuyanın böyle görüşmesi mümkün değil elbet; Hafız Ali kadar olmasa da ona yaklaşan bir muhabbet cereyanı olursa belki rabıta gerçekleşir, şimdiki tabirle online ilim ve hikmet akışı olur.
Niyet muhabbetin derecesi nispetinde gerçekleşen kalbi yakınlık, zihni bütünlük zamanı, mekânı ortadan kaldırır. Şeyh ile mürit arasındaki rabıta da buna benzer bir şey olmalı.
Rehber-i Ekmel Resül-ü Ekrem’e (a.s.m.) getirilen salât-ü selam, muhabbet cereyanının neticesi ve tekrar cereyanı arttırır; dilden kalbe, kalpten azalara, hayata sünnet olarak yansır bu zikir. “Bana en yakın olanınız ahlakı en güzel olan” buyurur Peygamber-i Zişan Efendimiz; muhabbet varsa ona benzemek de vardır, kuru bir iletişim değildir salâvat zikri.
“Kur’an okumak Allah’la konuşmak gibidir” ifadesi vardır hadis-i şerifte. Takva nispetinde, muhabbet kuvvetinde gerçekleşir bu konuşma; keza namaz da öyle.
Hani şair demiş ya;
“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl / Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl.”
Kâinatın mayası ve meyvesi muhabbet kaynağını bulmak ve kalben hissedebilmek, o his yükselişi ile hayatı ziynetlendirmek; evet değişmeyen ve değişmeyecek iç gündem.
Hafız Ali-Bediüzzaman rabıtası iyi okunduğunda Risale okuması daha bir muhabbetli olur sanki. Asıl mesele “yaşayan Kur’an’ın” yolunda yürüyerek Kur’an’la buluşmak meselesi…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.