Caner KUTLU
Muhalif ve kardeş
Muhalefet modern bir hastalıktır, her şeyi muhalif üzerinden tanımlamak...
İslamiyeti dahi dinsizlik üzerinden, imanı küfür muhalefeti yoluyla anlatmak...
Eleştirerek aksini yüceltmek... Müslümanlar arasındaki münasebeti de bu düzlemde kurmaya çalışmak ise en kötüsü...
Bu şöyle birşeydir: nehrin karşı tarafındasın, bir türlü doğru olduğunu düşündüğün yerde değilsindir. Bu acının dilidir...
Ayetle sabittir ki, bütün müslümanlar kardeştirler. Bunun gereği olarak, Risale-i Nur mesleği eleştiriyi takip etmez. Aynı olanlar muhalefet edemezler, birbirlerini farklı göremezler. Birbirinin kusurunu ortaya dökemezler. Kardeşler arasında muhalefet olmaz, olamaz. Olursa bu büyük bir hatardır.
Risalelere ve talebelerine, bazı Müslüman kardeşlerinin bakışında, son günlerde karşılaştığımız bir tavır var, o da şudur: Siz anlamıyorsunuz, çünkü şöylesiniz böylesiniz diyerek anlatılmak istenenler...
Burada seslerin fazla çıkması sesin geldiği tarafın yakınlığını veya durduğu yerin genişliğini mi gösteriyor, yoksa...
Risale talebeleri, evet eleştirmek çok tatlıdır, ancak bu mesleği takip etmez. Kendi eleştirilse de cevap vermez, çünkü nefsini temize çıkarmaz.
Ancak bu onun şamar oğlanı yapılabileceği sonucunu da çıkarmamalıdır.
Nurun mesleği şudur: eğer bir yerde hata görürsen, sen doğru bildiğini yapar ve gösterirsin. Bu yeterli bir tavırdır. Hem nefisleri itham etmemiş, hem gıybetten korunmuş, hem de kendini kardeşine muhalefete mahkum etmemiş olursun. Hem de bir iş yapmış olur, salih bir işse büyük mükafât kazanmış olursun.
Yani, Nurun mesleğinde kötülüğe karşı iyilikle mukabele vardır, muhalefet değil... İyilikle mukabele demek de, kötü olduğunu düşündüğünün 'iyi olanı'nı bizzat yapmak ve göstermektir.
Nurun mesleğinde görmek ve göstermek temel anlatım yöntemidir. Görmeden ve göstermeden bir şeyin mahiyetini ifade etmenin pek bir değeri yoktur.
Risale mesleği herşeyin delilini ister, ispatını olmasa da gösterilmesini muhakkak bekler. Muhalefet ve kötülemek yoktur. Zira bir kardeşine, kötüsün kötüsün desen kötüleşmesi ve fenalığını yüzüne çarpmakla daha da fenalaşması çok görülür. Diğer taraftan da, iyisin demekle ve iyiliği göstermekle iyileşmesi de çok vakidir.
İkinci yol Risale mesleğidir. Risale mesleğinde (çünkü meşrebi hıllettir) kötülüğe muhalefet, iyiliği göstermek olarak tezahür eder. Muhalifini kötüleyerek iyiliğini ispat etmek yoktur, bu zaten mantıkta da başlı başına bir sorundur.
Risale mesleği muhalefetin dili olan malumatfurûşluk ile bezenmiş çenebazlığı ayıplar. Hele toplamacılık ve kurguculuk olan cerbezeyi hiç tasvip etmez.
İyilik zannıyla da olsa, kötülük tarafından konuşmayı, muhalefeti kardeşler arasında reddeder. Herkese kendini birey olarak göstermesi istenir. Karşının arkasına saklanması değil.... İnsan için yalnızca yaptığı kadarı vardır.
Söylediğin kadarsındır.
Yanlışları söylemek, evet üzerindeki bir akrebin varlığından kardeşini haberdar etmek güzeldir; ancak buradaki hedef akrep olmalıdır, kardeşin değil.
Kardeş üzerinden akrep düşmanlığı yapılmaz. Akrep üzerinden kardeşine iyilik yaparsın. Yani bir kötülük yapmak istersen bunu kötülüğe yapacaksın, kötülüğü üzerinde gördüğüne ise iyiliği 'gösterecek'sin.
Nasihat etmek de güzeldir elbette. Ancak bu zamanda, nasihat doğru bir yöntem olmayabilir. Çünkü nasihat, içinde eşitsizliği doğurur. Halbuki kardeş kardeşe peder olamaz, bu vaziyeti takınamaz (Hele hele bu bencillik asrında). Şeyh ile mürid türünden bir ilişki kuramaz.
Kardeş kardeşte ancak fani olabilir. Bu durumda nasihat yerine, göstermek gerekli olur. Neticelerini bu dünyadaki karşılıklarından bulmak ve göstermek. Sonraya bırakmamak. Sonra görürsün dememek...
Zamanında ve mekanında konuşmak... Yaparak göstermek, görünür alemlerden deliller bulmak, bak görüyorsun demek, benimle gel birlikte görelim demektir.
Kardeşlik hukuku diğerlerine benzemez. Gerçekten kardeş, kardeşe 'karşı taraf' olamaz. İhlas ve Uhuvvet Risaleleri kardeşlik hukukunun tümünü içerdiğinden Nur talebelerinin 'adab-ı muaşeret' anayasasıdır.
Dolayısıyla, Risale mesleğindekilerden her soruya cevap, her eleştiriye karşılık beklemek başta onları tanımamak demektir ki, bu durumda ahkam kesmek de manasızdır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.