3. Dünya Savaşı mı?

Fena ve fani birinin (Nietzsche) hakikat payı olan bir sözü var: "Delilik, kişide seyrek görülür; ancak gruplar, partiler, uluslar, çağlar için bir kural halindedir."

İnsanoğlunun -istisnalar hariç- topluca çıldırdığı dönemler olmadı değil. Marş seslerinin, abartılı vaatlerin, düşmanları şeytanlaştırmanın, hiç tanınmayan insan gruplarına sırf milletleri, doğum yerleri farklı olduğu için duyulan toplu öfkenin taştığı, sağduyu ve mantığı alt ettiği zamanlardı bunlar. Geçtiğimiz yüzyılda bunu defalarca yaşadık. Sonuç ne mi oldu?

Bunu çağın harikası Said Nursi'den dinleyelim:

"Nev‘-i beşer bu son harb-i umûmînin eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdâd ile; ve merhametsiz tahrîbât ile; ve bir tek düşmanın yüzünden yüzer ma‘sûmu perişan etmesiyle; ve mağlûbların dehşetli me’yûsiyetleriyle; ve gāliblerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhâfaza ve büyük tahrîbâtlarını ta‘mîr edememelerinden gelen dehşetli vicdan azablarıyla; ve dünya hayatının bütün bütün fânî ve muvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olduğu umuma görünmesiyle; ve fıtrat-ı beşeriyedeki yüksek isti‘dâdâtın ve mâhiyet-i insaniyesinin umûmî bir sûrette dehşetli yaralanmasıyla;..."

Evet sonuç her defasında aynı oldu: Milyonlarca ölü, milyonlarca yaralı, çok daha fazla perişan olmuş insan. Mağlupların dehşetli ümitsizliği, galiplerin vicdan azabı... Kazanan ise silah tüccarları ve kan emici faiz baronlarıydı her defasında.

Son zamanlarda gittikçe artan bir şekilde 3. Dünya savaşının başlamak üzere olduğunu hatta başladığını söyleyen demeçler okuyoruz. Hem de en yetkili ağızlardan. Savaş davullarının sesi duyulmaya başladı. İşin kötü yanı bu bir etki-tepki sonucu tarafları daha da kızıştırıyor. Taraflardan biri savaş sinyali verdiğinde diğer taraf da paçalarını sıvıyor. Amerika ve Çin'in ekonomik savaşının yeni ticaret yolları nedeniyle kızışması, Rusya ve NATO arasındaki gerginlik, Ortadoğu ve Ukrayna'daki durum gibi bahaneler ileri sürülüyor. Elbetteki haklı sebepleri olanlar da var. Yani şu anda İsrail'e birinin haddini bildirmesinin iyi olacağını düşünüyoruzdur hepimiz. Batı bloğu da benzer hisleri Putin vb. liderler için hissediyor olabilir. Peki ne olacak? Suriye'de isyan eden gruplardan da haklı gerekçeleri olanlar vardı. Ama hiçbiri amacına ulaşamadı. Olan sadece halka oldu.

Burada üçüncü alıntı hakkımı Albert Einstein'dan yana kullanmak istiyorum: “3. Dünya Savaşı’nda hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya Savaşı’nda taş ve sopalar olacağını biliyorum.”

Hiç şüphesiz bu veciz ifadenin anlatmak istediği şeyin hakikat olduğu ortada. Karşıt taraflarda yer alan küresel güçlerin hepsinin nükleer silahları var. Ve gerektiğinde kullanacaklarını belirtmekten de geri durmuyorlar. İnsanlığın tümden yok olması bile riskler arasında. Bu olmasa bile milyonlarca insanın öleceği, yaralanacağı; aç, susuz, evsiz, barksız perişan olacağı bir gerçek. Bunlardan bir kısmının biz veya sevdiklerimiz olmayacağının garantisi var mı?

Kaybedeceğini bile bile kim savaşa girer ki? Hiç şüphesiz bu savaş laflarını fütursuzca kullanan, ağzı sulanan karşıt liderlerin hepsi savaşı kazanacağını düşünüyordur. Ama bir taraf kesin kaybedecek. Diğer tarafta ise kazanan büyük oranda sadece savaşı çıkaranlar olacak. Kaybedeceği kesin olan bir kesim var. Kaybedeceği kesin olan ve bu yüzden savaşa kesinlikle karşı çıkması gereken bir kesim var: "Biz" yani sıradan halk. Emperyal güçlerin paylaşım savaşında fillerin üzerinde tepiştiği çimen olmak istemiyorsak belki de sesimizi, barışın sesini yükseltmemiz gerekiyor.

Aranızda belki cihad kavramı dolayısıyla küresel bir savaşa sıcak bakanlarınız vardır. Elbetteki savunma hakkı daima mevcut olmalı. Ama Said Nursi bu çağda cihadın kalemle yapılacağını söyledikten sonra başkasına laf düşmez sanıyorum.

Sözlerimi noktalarken 21. yüzyılda insanoğlunun acımasız, kitle imha silahlarının kullanılacağı bir savaş tehdidi ile karşı karşıya olmasının insanlık için büyük bir utanç ve ayıp olduğunu eklemek istiyorum. Gücün adaletinin değil adaletin gücünün hakim olduğu bir dünya dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum