Adalet

Otuzuncu Lem'ada yani İsm-i Azam risalesinde Allah'ın 6 ismi anlatılıyor. Çok güzel ve derin bir risale. Ben bu risaleyi ilk okuduğumda diğer kısımları çok beğenmiş ama Adl ismine yapılan izahatı anlamamıştım. Allah'ın adil olduğunu kâinattaki muvazenelerden örnek vererek anlatıyordu. Tabi o zaman muvazene-mizan-adalet ilişkisini çözememiştim. Sonradan düşününce gerçekten kâinat böyle ölçülü düzeneklerle doludur. Kandaki şeker miktarımızın belli sınırda olması gerekiyor. Yükselirse insülin, düşerse glukagon hormonu devreye sokularak denge sağlanıyor. İnsülin ve glukagon tesadüfi hareket etmiyor. Bir adalet mekanizması onları ihtiyaç duyuldukları duruma göre muvazeneli olarak kullanıyor. Veya o nüktede haşhaştan örnek veriliyor. Haşhaş bitkisinin tohumlarıyla yeryüzünü istila etmesine izin verilmiyor. Adalet düzenin devamı, yeryüzündeki çeşitliliğin selameti için muvazeneyi sağlıyor.

Kâinat böyle terazilerle doludur. Ayrıca doğal süreç olarak anlatılan feed back mekanizmaları vardır. Örneğin bir ekosistemde besin zincirinin en üstündeki türdeki canlıların sayısı artarsa beslendikleri bir alt basamağın sayısı azalacağı için bu artış sonsuza kadar devam etmiyor. İkinci basamak azalınca birinci basamak besin bulamadığı için azalıyor. Üçüncü basamak avcı sayısı azaldığı için artıyor. Yeni denklemde besin kaynağı artan ve kendisiyle beslenen avcıları azalan ikinci basamakdaki tür tekrar artıyor. Ve bu şekilde denge yeniden sağlanıyor.

Beşeri adalet

Yukarıda bir parça işaret ettiğimiz gibi ilahi adalet kendisine has mekanizmalarla her an mükemmel bir biçimde işliyor. Bir söz var ya risalelerde "Beşer zulmeder, kader adalet eder." En olmadı zalimin ahiretteki cezasını, mazlumunsa mükafatını arttırır kader yine adalet eder. Ama biz insanlar olarak yine de adaleti aramakla mükellefiz.

Beşeri adaleti sağlamak tabi ki kolay değil. Dinler tarihi bir bakıma şeriatlar tarihidir. Öte yandan insanlar da binlerce yıldır kanunlar yapıp duruyorlar. Ciddi hukukçular işin felsefi boyutunu ele alarak başlıyorlar. İnsan psikolojisi, sosyoloji, iktisat, siyaset hatta matematik hepsi bir araç olarak adaleti sağlamak için kullanılması gereken bilim dalları. İnsanoğlu devrimler sonucu kendini tanıdıkça daha girift bir hal alıyor hukuk sistemleri. Mahkemeler, üst mahkemeler, uluslararası denetleyici mahkemeler vs. Yine de aşmamız gereken çok yol var.

Adaleti sağlamak için görev alması gereken en baş erkler yasama ve yargı. Yasama insan fıtratına ve toplum sosyolojisine ve adalet terazisine uygun yasalar yaparsa ve yargı da tarafsız ve adil kalabilirse işler kolaylaşabilir. Pek tabi yürütmenin de adaletin üstünlüğüne saygı duyması ve halkın da daima denetleyici konumda olması gerekiyor. Bunun için Said Nursi'nin de üstünde durduğu gibi sağlam bir hürriyet zemini gerekiyor. Halk bilinçli olmalı; hak ve sorumluluklarını bilmeli, bilgiye ulaşabilmeli, fikirlerini ifade edebilmeli ve seçilme hakkını kullanma konusunda fırsat eşitliği sağlanmalı.

Burada müslümanlara tabi ki büyük iş düşüyor. Yasama basamağında şeri kanunların en adil yasalar olduğunu ispat etmeleri gerekiyor. İsmet Özel'in bir şiirinde dediği gibi: "rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için, bana deha değil, belgeler gerekli, kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza." Hırsızın elini kesmenin neden adil olduğunu akademik çalışmalarla göstermeleri gerekiyor örneğin. Çünkü bu çağın vicdanı ideolojilerin kendilerini kaba kuvvetle dayatmasını kabul etmiyor.

Yargı basamağında da adil yargıçlar yetiştirmemiz gerekiyor ve kapsamlı denetleyici bir sistem üretilmeli. Bir toplumda hakimlerin üzerinde fiyat etiketi varsa, yargıç yürütmenin temsilcisinin karşısında adil olamıyorsa o toplumu yöneten sistemin adı çok da önemli değil. İyi yargıçlar ise adalet duygusunun ve vicdanın tekamülü ile yetiştirilebilir.

Küresel ölçekte de işler pek iç açıcı değil. İsrail adlı terörist oluşum bütün hukuk metinlerini ihlal ederek bir soykırım yapıyor. Ve insan hakları konusunda birçok emeği inkar edilemeyecek batı dünyası, bu soykırımı destekliyor. Batı, adeta acıkınca helvadan yaptığı putu yiyen cahiliye müşriği gibi kendisini var eden insan hakları bildirgesi üzerine kurulu bütün bir adalet mekanizmasının tecavüze uğramasına göz yumuyor. Tabi farklı görüşler var ama yönetici sınıfı bu durumda.

Biraz slogan gibi olacak ama dünya İslam adaletine muhtaç! Ama ne yazık ki bu İslam adaleti bugün sahipsiz durumda. Dünya muhtaç çünkü insanların yasaları ve daha önemlisi insanların hakemliği adaleti sağlayamıyor.

Allah korkusu denklemin bir yerinde gerekiyor. İnsanların suç işlememesi için inanca gerek yok bizim cezalarımız var deseniz bu sefer hakimlerin, yöneticilerin nihilist olmaması idealist olması gerekiyor.

İslam adaleti sahipsiz diyorum çünkü Bediüzzaman'ın Kur'anın rubu (1/4) dediği adalet konusu İslam alimlerinin, hocaların, yöneticilerin gündeminde aynı oranda yer tutmuyor.

Başta da dediğimiz gibi adalet, atomlardan galaksilere, hücrelerden ekosistemlere bütün kâinata kök salmış bir hakikat. İnsanoğlu bu hakikatten istiğna gösterdiği derecede unsurların öfkesini kendisine çekecektir...

Sebepler cihetinden bakınca ümitsizliğe düşmemek mümkün değil. Ama Bediüzzaman'ın dediği gibi "Cenâb-ı Hak bir dakika zarfında beyne's-semâ ve'l-arz âlemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder. Ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin nümunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden Kadîr-i Zülcelâl, Mehdi ile de âlem-i İslâmın zulümatını dağıtabilir. Ve vaad etmiştir; vaadini elbette yapacaktır."

Madem Mehdi'nin bir asır evvel geldiğini düşünüyoruz. Onun iman ekseninde başlattığı hizmetin hayat ve şeriat eksenlerindeki etkilerini de hiç beklenmedik bir süratte görmeyi bekleyebiliriz ve beklemekte haklıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum