Okunan Mektub: https://www.risalehaber.com/her-gecen-gun-dunyanin-fena-ve-fani-yuzu-daha-ziyade-uryanligiyla-gosteriliyor-432309h.htm

Notlar:

- Otuzikinci Söz'ün Birinci Mevkıfı kâinatta zerreden yıldızlara mevcudatta uluhiyet dava eden hayali bir şahsın hikmet diliyle aldığı cevapları anlatan değişik bir tarzda yazılmış kıymetli bir risaledir. Lailaheillallah cümlesini mahlukatın diliyle söyletir. Zerrelerde, kanda, hücrede, insan bedeninde, insanlar aleminde, yeryüzünde, dünyada, güneş sisteminde ve uzayda İlahi takdir, hikmet ve kudretin izlerini gösterir.

- Hulusi Bey bu risaleyi elle yazmıştır.

- Gönderilen diğer risaleleri de en kısa zamanda yazma arzusunu bildirmiştir.

- Yazılan risaleler bu kadar kıymetli iken kendisinin istihdam edilmesini hamde layık görmüştür.

- Lahika ve mektupların ve Said Nursi'nin verdiği hususi derslerin Risale-i Nur'a zeyil, tefsir, haşiye makamında olduğunu söylemiştir. Bunlardan uzak olmaktan dolayı üzgün olsa da risalelerdeki hakikatleri neşretme konusunda bir kararlılık ümidi içerisindedir. Bunu da yine "inayet-i Bari" yani "Allah'ın yardımı"na duyduğu güven sağlamaktadır.

Son paragrafta ise dünyevi meşguliyetlerin zevk aldığı ve hakikat dersini edindiği Risale-i Nur meşguliyetlerini kısmen engellediği için üzüldüğünü belirtmektedir. Sonra gelen ve "Her geçen gün" diye başlayan cümle edebi bir ahenge ve derinliğe sahiptir ve bana bunları yazdırmıştır:

"Gündüz geceye devreder nöbeti
Gecenin vakti dolduğunda
Teslim almaya gelen yeni bir gündüzdür.
Dünkü gün gitti.
Ne meyveleri yenebilir o kesilmiş ağacın
Ne de tekrarı yapılabilir geçmiş zamanın
Bâki bir hayat var oysa önümüzde
Göz kapamak bu gerçeğe olmamalı perde
Çalışmalı öyleyse o hayatı imar için.
Ve demeli
Rabbimiz bizi yargılama
Unutup hataya düştüklerimiz için."

Hulusi Bey mektubun lahikaya alınan son cümlesinde fiziksel uzaklıktan dolayı o kadar üzgün olmadığını ve üstadının son dersinin bu dünyanın en mesud halinden bile daha üstün bir bâki bir hayatı müjdelediğini ifade etmektedir. Bu son ders Risale-i Nur'daki bir çok yer olabileceği gibi ifade tarzı Yirmiüçüncü mektubun sekizinci meselesindeki ölümden sonraki hayatın yüksekliğini anlatan cümleyi anımsatmaktadır. Doğrusunu Allah bilir.