NASA'nın korktuğu güneşteki lekeyi Risale-i Nur ayet ile açıklıyor

NASA'nın korktuğu güneşteki lekeyi Risale-i Nur ayet ile açıklıyor

NASA gözlem evinde Güneş yüzeyinde korkutan bir leke fark edildi. Risale-i Nur ise o lekeyi Kur'an'daki bir ayet ile izah ediyor

Ahmet Bilgi'nin haberi:

RİSALEHABER-NASA'da görevli bilim insanlarının güneşin yüzeyinde fark ettiği dev leke, dünyaya ciddi zararlar verebileceği belirtildi. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) gözlem evinde Güneş yüzeyinde korkutan bir leke fark edildi. Güneş üzerindeki lekenin, dünyanın 19 katı büyüklüğünde olduğu açıklandı.

"PATLAMAYA NEDEN OLABİLİR"

Lekenin geniş çapta bir güneş patlamasına neden olabileceği ve iletişim sistemlerine hasar verebileceği uyarısında bulunuldu. Patlamanın bir başka zararı da dünya atmosferine radyoaktif partikül salınımı olacağı belirtildi. İlk olarak geçtiğimiz hafta fark edilen güneş lekesinin 7 gün içinde çok daha büyük bir kütleye ulaştığının da altı çizildi. 

GÜNEŞTEKİ LEKEYE RİSALE-İ NUR'DA FARKLI İZAH

Güneşteki leke ile ilgili Risale-i Nur'da önemli bir izah yer alır. Bediüzzaman Said Nursi, Tekvir Sûresi'ndeki "Güneş dürülüp toplandığında” ayetini tefsir ederken "şimdilik küçük, fakat büyümeye yüz tutmuş yüzündeki iki leke"ye dikkat çeker.

İşte Risale-i Nur Külliyatı'nın Sözler eserinin Yirmi Beşinci Söz İkinci Şule'sinde yer alan ayet tefsiri:

"İşte, اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ (“Güneş dürülüp toplandığında.” Tekvir Sûresi, 81:1) şu kelâm, tekvir lâfzıyla, yani “sarmak ve toplamak” mânâsıyla parlak bir temsile işaret ettiği gibi, nazirini (benzer) dahi ima eder.

Birinci: Evet, Cenâb-ı Hak tarafından adem (yokluk) ve esir (kainatı kaplayan madde) ve semâ (gök) perdelerini açıp, güneş gibi dünyayı ışıklandıran pırlanta-misal bir lâmbayı, hazine-i rahmetinden çıkarıp dünyaya gösterdi. Dünya kapandıktan sonra, o pırlantayı perdelerine sarıp kaldıracak.

İkinci: Veya, ziya (ışık) metâını neşretmek ve zeminin kafasına ziyayı zulmetle (karanlık) münavebeten (nöbetleşe) sarmakla muvazzaf (vazifeli) bir memur olduğunu ve her akşam o memura metâını (kıymetli şey) toplattırıp gizlettiği gibi, kâh olur bir bulut perdesiyle alışverişini az yapar, kâh olur ay onun yüzüne karşı perde olur, muamelesini bir derece çeker; metâını ve muamelât defterlerini topladığı gibi, elbette o memur bir vakit o memuriyetten infisal (azledilme) edecektir. Hattâ hiçbir sebeb-i azil bulunmazsa, şimdilik küçük, fakat büyümeye yüz tutmuş yüzündeki iki leke büyümekle, güneş, yerin başına izn-i İlâhî ile sardığı ziyayı emr-i Rabbânî ile geriye alıp, güneşin başına sarıp, “Haydi, yerde işin kalmadı,” der. “Cehenneme git, sana ibadet edip senin gibi bir memur-u musahharı (emre itaat eden memuru) sadakatsizlikle tahkir (hakaret) edenleri yak” der, اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ fermanını lekeli siyah yüzüyle yüzünde okur."

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum