National Geographic, DEAŞ belgeseli hazırladı yine İslam mı suçlanacak?
Yaptığı belgeseller ile dünyada meşhur olan ve araştırmacı kimliği ile tanılan belgesel kanalı yeni bir belgesel serisine başlıyor. Bu sefer eğildiği konu ise DEAŞ terör örgütü
Ömer Çiftçi'nin haberi:
RİSALEHABER-Kuruluş hikayesi Saddam Hüseyin sonrası Irak'tan başlayan ve Suriye iç savaşı ile birlikte gücünün doruk noktasına ulaşan DEAŞ terör örgütü, son 5 yıldır dünyanın en büyük tartışma konularından biri. Yaptığı eylemlerde dinimizin adını da kullanarak Batı'da büyük bir İslam Düşmanı kitlenin de doğuşuna ön ayak olan, ülkemizde de pek çok katliamlar gerçekleştirmiş olan DEAŞ, ünlü belgesel kanalı National Geographic tarafından ele alınacak.
Kanal, belgeselin tanıtımına şu sözlerle başlıyor; "Geniş topraklar, özgürlük ve inanç sözleri verildi, fakat zulüm, kan, gözyaşı bulundu."
Kanalın DEAŞ belgeseli için seçtiği isim ise The State (Devlet) oldu. Kanal, belgeselinde diğer incelemelerin aksine operasyonel veya suçlayıcı bir bakış açısı ile yaklaşmayacağını, onun yerine 'Neden?' sorusuna yanıt arayacağını söyledi. Bu da DEAŞ konusu açılınca İslam'ı suçlayan diğer kitlelerin aksine daha doğru bakış açısı görebileceğimiz anlamına gelebilir. Bekleyip göreceğiz.
Belgeselde İngiltere'den terör örgütü saflarına katılmaya gitmiş olan 4 kişinin yaşadıklarını ve giderken umduklarının nasıl boşa çıktığını anlatacak. Belgeselin bu hikayeci tarzı benimseyecek olması ise takdir topluyor. Bu tür bir yaklaşımın daha gerçekçi ve üstten bakan bakıştan uzak olacağı söyleniyor.
Yine belgeseldeki ana karakterlerin motivasyonu da çarpıcı. Ön gösterimi izleyen eleştirmenlerin yazılarına göre, örneğin karakterlerden biri olan Jalal'ın kardeşi Irak işgali sırasında hayatını kaybetmiştir. Bir diğer karakter Şakire ise ailesini Suriye'deki iç savaş sırasında kaybetmiş genç bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Karakterler genel olarak yaşadıkları Batı dünyasında Müslüman kimlikleri nedeniyle dışlanmış olarak tasarlanmış. Fakat getirilen eleştiriler ise bu karakterlerin geçmişlerindeki acılara veya ötelenmişliğe yeterince değenilmemiş olması oldu.
Belgesel ile ilgili her grubun farklı yaklaşımı ve tartışmaları bulunuyor. Belgeseli heyecanla bekleyen Müslümanlar, kanalın muadillerinin düştüğü yanlışa düşmesini istemiyor. DEAŞ gibi İslamiyet'in adına leke sürmüş bir örgütün Müslümanlar ile doğrudan ilişkilendirilmesi şüphesiz ki onlar adına en büyük endişeyi ifade ediyor. Yine bu insanların İslamiyet'e dair bilgi eksikliği, hatta bir cahillik içinde olduğunun da açıkça gösterilmesi bekleniyor.
Bazı gruplar ise bir insanın geçmişinde ne yaşamış olursa olsun bir terör örgütü mensubu olmak için motivasyon sahibi olmasının yanlış olduğunu savunuyor. Fakat getirilen karşı eleştirilere verilen cevap ise, DEAŞ'in verdiği vaatlerden çok farklı bir oluşum çıkması ile ilgili oldu.
Los Angeles Times'ın haberine göre belgesel 19 Eylül'de gösterilecek. Türkçe versiyonunun olup olmayacağı henüz bilinmiyor.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.