Neden 'dilimin ucunda' demek zorunda kalıyoruz?
Hepimizin başına geliyordur. Konuşmanın tam ortasında, neye benzediğini ve pek çok detayını hatırladığınız o kelime aklınıza gelmez. Hemen hatırlayacak gibi hissedersiniz. ‘Tam dilimin ucunda’ diye boşluğa bakıp beklemeniz de çare olmaz
Arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz. Ona bir yer, bir ünlü veya bir nesneden bahsediyorsunuz. Resim gözünüzün önünde, o sihirli kelime dilinizin ucunda ama bir türlü çıkmıyor ağzınızdan.
İşte o hatırlamak üzere olduğunuz, aslında daha önce de kullandığınız, duyunca da "hah işte o" diyeceğiniz kelime bir türlü aklınıza gelmiyor.
Sıklıkla yaşadığımız bu durumun adı, 'Dilimin Ucunda Fenomeni.'
Telaşa gerek yok. Öncelikle yalnız değilsiniz. Bu durum evrensel ve dünyanın her yerinden insanlar bu durumu yaşıyor.
Hatta kültürlere göre farklı isimleri de mevcut. Örneğin; Koreliler bu durumu karşılayan ifade olarak "dilimin ucunda parlıyor" derken, Estonyalılar bu durum için "dilimin üstünde” diyor.
Araştırmacılar, bu anların sıklıkla yaşandığını ve yaş ilerledikçe bu durumun ilerlediğini söylüyor.
NEDEN VE NASIL OLUYOR BU SÜREÇ?
Düşünceleri kelimelere dönüştürme işini gayet kolay yapıyoruz ama bu oldukça komplike bir süreç.
Beyin, soyut kavramlardan oluşan düşünceleri önce kelimelere dönüştürür ve ardından bunları uygun seslerle eşleştirir. İşte konuşuyorsunuz.
"Dilimin Ucunda" durumlarında ise bu süreç kesintiye uğrar. Normalde kelime hatırlama işi oldukça hızlı ve kolay gerçekleşir ancak "dilimin ucunda" anlarında, sistem çöker ve sıkışıp kalırsınız.
Bu durum sözcüksel hatırlamada geçici bir bozulmanın meydana geldiği psikolinguistik bir süreç olabilir.
Bazı araştırmacılar, söz konusu fenomeni; hafıza çağırma sürecini çarpıklığa uğratan bir şey olarak tanımlıyorlar.
Beyin, hafızada tutulacak bilgileri önem sırasına göre sıralıyor. Yani büyük olayları hatırlamanız daha rahatken önemsizleri hatırlamak için biraz daha fazla çaba sarf etmek gerekiyor.
Örneğin mezuniyet balonuzu, 2 gün önce yediğiniz yemekten daha hızlı hatırlayacaksınızdır.
İşte bu yüzden günlük hayatta daha sık kullandığınız, yani sizin için daha önemli olan kelimeleri hatırlama hızınız, nadiren kullandıklarınızdan daha fazla...
BEYİNDEKİ "NE OLUR NE OLMAZ KLASÖRÜ"
2015'te Nature'da yayımlanan bir araştırma; hafızamızın içerisine daha sonra belki kullanılır diye önemsiz bilgi depoladığı bir tür "ne olur ne olmaz klasörü" olduğunu ileri sürüyor. Artık kullanmadığımız kelimeleri bir süre sonra neden unuttuğumuza dair bu durum bir açıklama getirebilir.
Araştırmalar bu durumu yaşamamıza bazı etkenlerin de sebep olduğunu gösteriyor.
200 mg kafein verilen bir grubun, verilmeyen diğer gruba oranla daha fazla bu durumu yaşadığı gözlemlendi.
BU DURUMDAN KURTULMAK DA BEYİNDE BİTİYOR
Çevrenizde bu durumu yaşayanlara yardımcı olmak da sizin elinizde.
Araştırmalar gösteriyor ki, bir kelimeyi hatırlamakta güçlük çeken birine, direkt o kelimeyi söylemek aslında ona yardımcı olmamak demek.
Kelimeyi, ona örnekler vererek hatırlatmak veya ilk hecesini söyleyip onun tamamlamasını beklemek çok daha fazla yardım anlamına geliyor.
Bu yöntemle, bir daha bu kelimeyi kullanacağı zaman hızlı hatırlamasını sağlayacaksınız.
Kısacası, dilimizin ucunda tıkanmasının sebebi beynimiz, çözüm yolu yine beynimiz...
trthaber
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.