Eşi başörtülü subayı sahte raporla attılar
28 Şubat sürecinde, 'namaz kılıyor' 'eşi başörtülü' gibi sebeplerle yüzlerce subay ve astsubayın orduyla ilişiği kesildi.
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla ordudan atılanlardan birisi de Yüzbaşı Mehmet İnkaya olmuştu. Yüzbaşı İnkaya, dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in 'Astsubaya mürit olduğu için attık' dediği kişinin kendisi olduğunu söyledi. Mehmet İnkaya, bu durumu yıllar sonra kendisi hakkında rapor tutan astsubaydan öğrendiğini belirterek, "Astsubay arkadaş vicdan azabı sebebiyle emekliliğini isteyip ordudan ayrıldı. Benden de yaptıkları için özür diledi. Bu düzmece rapor sebebiyle yıllarca sürgün hayatı yaşadım." dedi.
Mehmet İnkaya (53), hayallerini süsleyen subaylık için ilk adımı 1979'da attı.TSKüniformasını giydiği 17 yılda meslek hayatında 23 takdir ve teşekkür belgesi alan İnkaya, 1990'lı yılların ortalarında eşinin başörtülü olması sebebiyle komutanlarından baskı görmeye başladı. 2 Ocak 1996'da TSK ile ilişiği kesilen İnkaya, çalıştığı özel kurumlarda da Batı Çalışma Gurubu elamanlarınca takip edildiğini söylüyor. "Ailemle birlikte büyük acılar yaşadım." diyen Mehmet İnkaya, yüzbaşı rütbesinde birçok ile sürgün edildiğini dile getiriyor.
"DÜZMECE RAPORLA HAYALLERİMİ YIKTILAR"
Kırıkkale 9. Zırhlı Tugayı'nda yüzbaşı olarak görev yaptığı sırada hakkında hazırlanan raporla ordudan atıldığını kaydeden İnkaya yaşadıklarını şöyle anlattı: "O dönem de Tugay komutanı olan tuğgeneral, askeri birlikte görev yapan 4 personeli çağırarak hakkımda bir rapor hazırlatacağını ve onların da bu raporu imzalamalarını istemiş. Bu raporda benim bir astsubaya bağlı mürit olarak gösterileceğimi ifade etmiş. Hazırlanan düzmece rapor o kişilerce imzalanıp Yüksek Askeri Şura'ya (YAŞ) gönderilmiş. TSK ile ilişiğim bu rapor üzerine kesildi. O dönemde Genelkurmay Başkanı olan Doğan Güreş, 'Astsubaya mürit olan bir yüzbaşıyı atmayacaktık da ne yapacaktık' demişti. Bir süre sonra bahse konu rapora imza koyanlardan Hüseyin isimli astsubay bana gelerek 'Komutanım genelkurmay başkanımızın ifade ettiği o yüzbaşı sizsiniz, bunu biliyor musunuz? O düzmece rapora ben de imza koydum, dayanamadım, onun için TSK'dan emekliliğimi istedim,emekliolacağım, hakkını helal edin' dedi. Bu da gösteriyor ki, o dönem TSK ile ilişiği kesilen bin 630 kişi bu tür düzmece raporlarla liyakate bakılmadan mağdur edilmiştir."
"BİZİ FİŞLEDİLER, KİMSENİN SESİ ÇIKMADI"
Emekli yüzbaşı İnkaya, ailesiyle Bursa'ya yerleştikten sonra bir takım kişiler tarafından takip edildiğini ifade etti. Telefonlarının dinlendiğini, evine giren çıkanların da fişlendiğini dile getirdi. İnkaya, şunları kaydetti: "Oturduğum sitenin kapıcısına evime girenleri, çıkanları, eve kaçta girip çıktığımı sormuşlar. Polis karakolunda yıllarca form doldurttular. Formlarda 'ahlaklı mısınız?' gibi sorular yöneltildi. 6 ayda bir doldurulan formlar BÇG'na gönderilmiş. Suçum sadece namaz kılmaktı. Tugay'ın bahçesindeki camiye gidiyordum, 'gitme' dediler." Yaşadığı sürgünler sebebiyle çocuklarının eğitiminin aksadığını anlatan İnkaya, çocuklarının 'baba hiçbir yerde aynı arkadaşlarla okulu bitiremedik' dediğini gözyaşları içerisinde anlattı.
Ergenekonve Balyoz darbe planlarının28 Şubatdöneminde hangi görevde olduklarının da araştırılmasını isteyen İnkaya, TBMM'deki tasarının bir an önce yasalaşmasını istedi. Halen bir dershanede yönetici olarak görev yapan İnkaya, sözlerini şöyle tamamladı: "28 Şubat, hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği, keyfi tutumlarla insanların mağduriyet yaşadığı bir dönemdir. Bugün TSK'da çeşitli darbe teşebbüsleriyle tutuklananlar acaba o günlerde hangi görevleri yapıyorlardı, bizim atılmamızda acaba nasıl roller aldılar. Bunların da açıklanması bundan sonraki Türkiye'nin geleceğinde huzur ve mutluluğunda önemli olduğu kanaatindeyim."
Samanyolu Haber