Günah işlemeden önce bu yazıyı okuyun

Günah işlemeden önce bu yazıyı okuyun

Eğer günah işlemekten kendinizi alamıyorsanız ve sizi durduracak bir şey de bulamadıysanız bu yazıyı okuyun.

Ali İhsan Er'in yazısı

Rabbimiz, bizi her zaman olduğu gibi şu anda da görüp duyuyor. Mademki bizler aslında her zaman O'nun huzurundayız ve O, bizimle beraber. Öyleyse hareketlerimiz, sözlerimiz ve düşüncelerimizin O'nun rızasına uygun olmasına dikkat etmeliyiz.

Murakabe şuuru, insanın her an kontrol ediliyor olduğu bilinciyle yaşaması demektir. Bu şuur insanı şu düşünceye götürür: Mademki, Yüce Allah, bizi her zaman olduğu gibi şu anda da görüp duymaktadır. Ve mademki bizler aslında her zaman O'nun huzurundayız ve O bizimle beraber. Öyleyse hareketlerimiz, sözlerimiz ve düşüncelerimiz hep O'nun rızasına uygun olmalı.

Rabbimizin bizim her halimizi görüp gözetmesinin iki yönü vardır. Bu gerçek bir yandan insanlarda ürperti hâsıl eder. Demek ki hiç bir şey gizli kalmıyor. O'nun görmediği hiç bir işimiz yok. Biz nerede olursak olalım, kiminle nasıl vakit geçiriyorsak geçirelim, gaflette veya teyakkuz halinde bulunalım, O'nun için fark etmiyor. Bizi görüyor. Kalbimizin derinliklerinden bir anda geçen duyguları, içimizde sakladığımız bütün düşünceleri, yapayalnız kaldığımız anlardaki durumumuzu biliyor. Az çok, küçük büyük bütün günahlarımızı, hatalarımızı kayıt altına alıyor...

Bu gerçek, diğer taraftan ise Rabbimizin bize yakınlığını hatırlatır. Bizi koruyup kolladığını, çözmek istediğimiz bütün problemlere karşı bizimle beraber olduğunu, aşmak zorunda olduğumuz tüm sıkıntılarla boğuşurken en büyük yardımcımızın O olduğunu hissettirir. Bütün dünya üzerimize gelse önemi yoktur. Değil mi ki, O bizimle beraberdir. O'nun kudret ve zenginliği karşısında her şey sadece bir sıfırdan ibarettir. Ve ayrıca O, bizim yaptığımız hayır ve güzelliklerin hiçbirisini zayi etmeyecek, onlara ait mükâfatı katlayarak bizlere bahşedecektir.

KONTROL SENDE DİKKATLİ OL!

Evet bazen Rabbimiz, varlığını her zamankinden daha fazla hissettirir, Kendisini layık vicdanlara duyurur. O duyuş ve sezişe mazhar olan, O'nu gönüllerinde hissedenler hemen toparlanır, kendilerine çeki düzen verirler. Bu çeki düzen verme, bazen uzatılan ayakları toparlama şeklinde olur. Bazen de üst üste atılan bacakları düzeltme şeklinde... Her tavır, davranış, tutum ve hareket O'nun huzurunda yapılıyor olma dikkat ve bilinci ile yerine getirilmeye başlanır. İnsanlarla beraberken de yalnız kaldıkları zamanlarda da hareketlerini kontrollü yerine getirirler.

Bazen de ağızdan çıkan sözlere vize uygulanır hale gelinir. O görüp dururken boş yere konuşmanın bir manası var mıdır? Davranışlarla beraber artık ağızdan çıkan sözlerin de hesabı yapılmaya başlanır. Müminin normal hali olan "gereksiz yere konuşmama" fıtratın çok önemli bir yanı haline gelir.

Bu seviyeyi yakalamış insanlar, günah işleme katsayılarında ciddi düşüşler yaşarlar. Her işlerini Allah Teâlâ'ya arz ediyor gibi eda ettiklerinden ötürü de onların bütün işleri tam kıvamında ve mükemmeldir.

SENİN, BENİ HER AN GÖRDÜĞÜNÜ BİLMEK NE GÜZEL!

Gerçekten bu mevzuda öyle mesafe kat eten insanlar vardır ki onlar, Allahu Teâlâ'nın huzurunda oldukları bilincinden bir an bile akıllarından çıkarmazlar. Fevkalade ciddi ve halistirler. Değil söz ve davranışları, kalplerin en derinliklerindeki manaları bile Rabb-i Rahimin biliyor olduğu gerçeği, o insanların kalben de temizlenip arınmalarına vesile olmuştur. Kalplerini Allah'ın memnuniyet ve beğenisine arz etmiş, O'ndan başka bütün beğenilere ise kapalı hale gelmişlerdir.

Yani O beğenip razı olduktan sonra başkaları bizi beğenmiş veya beğenmemiş, önemi yoktur. O razı olduktan sonra bütün halk reddetse tesiri yoktur. Allahu Teâlâ razı olduktan sonra isterse ve hikmeti iktiza ederse bizzat talep edilmeden başkalarına da kabul ettirip onları da razı edebilir. Yoksa insanların beğenisi bizzat talep edilmez, peşine düşülmez. O'nun için doğrudan doğruya O'nun rızası esas maksat yapılmalıdır.

Kısaca ifade edeceksek, bu şuuru tam anlamı ile kavrayan insan, kalbini tek başına arındırıp yüceltebilir, onu sürekli biçimde çekingenlik ve korku halinde tutarak hayatın her türlü kirinden ve lekesinden uzakta kalmasını sağlayabilir. Bütün bunlar ise kalbin bütün çirkin duygu ve düşüncelerden temizlenip, ihlâs ve samimiyetle dopdolu hale gelmesi manasına gelmektedir.

Bugün