Diyanet'ten Diyarbakır'a din ihtisas merkezi
Diyanet, Diyarbakır'da 'Din Yüksek İhtisas Merkezi' kurulacağını açıkladı
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyarbakır'da ''Dini Yüksek İhtisas Merkezi'' kuracaklarını bildirerek, ''Bu ihtisas merkezi, bölgedeki ilmi birikimle Cumhuriyet döneminde ilahiyat fakültelerinden elde edilen modern birikimi birleştirecek ve oradan toplumun tamamını kuşatacak bir maya oluşturacak'' dedi.
Görmez, yaptığı açıklamada, İslam dininin bu topraklarda yaşayan insanları birbirine bağlayan en önemli etken olduğuna işaret ederek, Başkanlık olarak bu bağı güçlendirecek her türlü adımı atmaya hazır olduklarını söyledi.
Geçtiğimiz haftalarda kutlanan Kutlu Doğum Haftası'nın İslam dininin birleştirici özelliğinin en büyük kanıtı olduğunu vurgulayan Görmez, ''Diyarbakır'daki etkinliklere katılan binlerce Diyarbakırlı kardeşimiz, çok önemli bir zamanda, Peygamber sevgisi etrafında nasıl birleşebileceğimizi, ortak inancımızın, ortak duygularımızın bizi nasıl birbirimize bağladığını gösterdiler. Onlara gönülden teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığını, ''Millet ayağı ağır basan kamu kurumu'' olarak tanımlayan Görmez, Türkiye'deki 85 bin caminin yüzde 99'unu ve bütün müftülük binalarını halkın yaptığını, bunun da Diyanet'in bir ''millet kurumu'' olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Bu kapsamda Başkanlık olarak farklı bölgelerin farklı yapılarına yönelik, milleti esas alan kuşatıcı çalışmalar yapacaklarını bildiren Görmez, bir takım sorunların ve ön yargıların ''kardeşlik nutukları'' atmak yerine ''kardeşlik hukuku'' ön plana çıkarılarak çözülebileceğini vurguladı.
Görmez, şunları kaydetti:
''Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki Kürt kardeşlerimizle ilgili sadece kardeşlik edebiyatıyla sorunlar çözülmez. Kardeşlik hukukuna vurgu yapmak gerekiyor. Yani din kardeşliğinin getirdiği bir hukuk var. Bence eskiden olduğu gibi havadan 'biz kardeşiz' bildirileri atmak hiçbir zaman çözüm olmamıştır. Bilakis onlar da biz de kardeş olduğumuzu biliyoruz. O kardeşlik hukukunun ne olduğunu, karşılıklı oturup konuşmamız lazım. Kardeşlik ahlakı diye bir şey var.
Kardeşlik hukuku, kardeşlik ahlakı bütün tarafların dikkate alması gereken bir hukuk ve ahlaktır. Kardeşlik hukuku tek taraflı çiğnenmiyor. Kardeşlik hukukunu sadece Diyarbakır'da ve Hakkari'de değil aynı oranda İstanbul'da Edirne'de, Bursa'da, Mersin'de de anlatmamız gerekiyor.''
DİYARBAKIR'A DİNİ YÜKSEK İHTİSAS MERKEZİ
Görmez, geçen sene TBMM'de kabul edilen Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasası ile kendilerine yurt genelinde 7 ''dini yüksek ihtisas merkezi'' kurma yetkisi verildiğini hatırlattı.
Dini yüksek öğrenim gören personelin uzmanlaşması amacıyla hizmet içi eğitim verilecek, müftü yetiştirecek dini yüksek ihtisas merkezlerinden birinin kurulması çalışmalarını başlattıklarını bildiren Görmez, şunları kaydetti:
''İlk Dini Yüksek İhtisas Merkezi'ni Diyarbakır'da kuracağız. Devlet Su İşlerinin oradaki eski yeri, arsasıyla tamamen bize tahsis edildi. İnşallah Türkiye'de en önemli dini yüksek ihtisas merkezinin çok kısa süre içinde temelini atacağız. Bu ihtisas merkezi bölgedeki ilmi birikimle Cumhuriyet döneminde ilahiyat fakültelerinden elde edilen modern birikimi birleştirecek ve oradan toplumun tamamını kuşatacak bir maya oluşturacak bir çalışma olacak.''
''KELİMELER AYNI BAĞLAÇLAR FARKLI''
İslam'ın dilinin evrenselliğine işaret eden Görmez, dinin temel kavramlarının Türkiye'de konuşulan tüm dil ve lehçelerde aynı olduğunu vurgulayarak, ''Bana bir dini kavram söyleyin ki o kavram Türkiye'de konuşulan dil ve lehçelerde farklı olsun. Tevhid tevhiddir, adalet adalettir, aşk aşktır, ahlak ahlaktır, ibadet ibadettir'' diye konuştu.
Bu kelimeleri birbirine bağlayan bağlaçlarda farklılıklar olduğunu dile getiren Görmez, ''Müsaade edin her kim ki o kelimeler arasında hangi bağı kurmak istiyorsa rahat ve özgürce kurabilsin. Kur'an-ı Kerim'de 'dillerinizin farklılığı, Allah'ın ayetlerindendir' diye buyruluyor. Yüce Rabbimiz, 'sizin dillerinizin farklılığı, benim yeryüzündeki ayetlerimden birisidir' diyor. Yani Kur'an'ın bir ayetini inkar etmek ne ise Allah'ın bize verdiği diğer bir ayeti inkar etmek de odur. Bunun izahı yok'' dedi.
Bölgede Kürtçe bilen din görevlilerinin görevlendirilip görevlendirilmeyeceği sorusunu Görmez, ''Zaten yüzde 80'i biliyor'' diye yanıtladı.
Görmez, bölgedeki vatandaşların büyük bir kısmının Şafii mezhebine mensup olduğuna dikkati çekerek, dil bilgisinin yanında Şafii ilmihal esaslarına hakim imam hatiplerin bölgede görevlendirilmesinin önemine işaret etti.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Diyanet İşleri Başkanlığının dinin bütün yorumlarını bütün mezheplerini dikkate alan bir yapısı olması gerekiyor. Ama bizim buradan gönderdiğimiz arkadaşlar Hanefi ilmihalini okuyarak gitmiş oluyorlar. Bölgeden olup, imam hatip liseleri veya ilahiyat fakültelerinde eğitim gören arkadaşlarımız da yine Hanefi ağırlıklı bir meal bilgisine sahip oluyor. Oradaki görevlilerimizin Şafii fıkhına vakıf olması için önemli çalışmalar yapılıyor.''
Dünya Bülteni