Risale-i Nur ile Osmanlıca'ya aşinayım

Risale-i Nur ile Osmanlıca'ya aşinayım

Osmanlıca yazmanın yanında okumayı da biliyor ve eski divanlardan beğendiklerini bir defterde topluyor

Gülizar Baki'nin haberi:

Irgandı Köprüsü üzerindeki geleneksel el sanatları atölyesi bulunan Hüseyin Avni Kabaçalı, Nazım Hikmet'e ikizi kadar benziyor.
Nâzım Hikmet, Moskova'ya kaçmak için Batum'a ayak bastığı zamanlarda Kazan Tatarı bir aile de komünizmden kaçmak için buradan gemiye biner. Gemi Türkiye'ye doğru hareket eder etmez topa tutulur. Yara alır ama kurtulurlar. Zorlu ve tehlikeli bir yolculuktan sonra Ankara'ya yerleştirilirler. Oradan Uşak'a, sonra da İzmir'e geçerler. Son durakları Bursa olur. Ailenin, burada doğan oğulları Musa, yine komünizmden kaçan Balkan göçmeni Arnavut bir ailenin kızı Fatma Hanım ile evlenir.

Şimdilerde mavi gözleri, pürüzsüz beyaz teni, kıvırcık kır saçları ve geniş omuzlarıyla Nazım Hikmet'e ikizi kadar benzeyen Hüseyin Avni Kabaçalı, 1955 yılında bu ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelir. Evde komünizmle ilgili adı konulmamış bir yasak vardır. Bu konuda konuşulmadığı gibi komünizmle ilgili katiyen kitap da okunmaz. Çocuklar babaannelerinden, hep komünizmden nasıl canlarını kurtardıklarını dinlerler.

Fikrimiz ayrı ama iyi şairdir

Hüseyin Avni Kabaçalı, 10 yaşından beri nahtla (ahşap oyma sanatı) ilgileniyor. 1984 yılından bu yana da hat dersleri alıyor. Hattat Mahmut Şahin'den icazet almış. Şimdi Bursa Irgandı Köprüsü üzerindeki Bab-ı Nun Gelenekli Sanatlar Atölyesi'nde naht dersleri veriyor. Demir-çelik fabrikasından emekli olan Kabaçalı, gençlik yıllarında gazetede musahhih (baskıdan önce son okuma yapan-düzeltmen) olarak çalışmış. Dolayısıyla hızlı kitap okuyor. Kendisi mütevazılık yapıyor ama çevresi çok okuduğunu söylüyor. Nitekim evinde bini aşkın kitabın olduğu bir kütüphanesi var. Kütüphanenin en güzide köşesinde ise Necip Fazıl, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Haşim. Özellikle Peyami Safa'nın kitaplarını çok seviyor. Fransız yazarları da beğenerek okuyor. Marcel Proust'un "Geçmiş Zaman Peşinde" kitabından söz ediyor.

Osmanlıca yazmanın yanında okumayı da biliyor ve eski divanlardan beğendiklerini bir defterde topluyor. Risale-i Nur okuduğu için Osmanlıca kelimelere aşina olduğunu söyleyen Kabaçalı'nın seçme Divan şiirlerinden oluşan defterleri var. Nazım Hikmet için ise, "Fikirlerimiz örtüşmüyor ama şairliğine de bir şey diyemem. İyi bir şairdir." diyor.

Zaman