Kur'an'daki yeminlerin hikmeti nedir?

Kur'an'daki yeminlerin hikmeti nedir?

Günün Risale-i Nur dersi...

Bismillahirrahmanirrahim

Meselâ, “Yemin olsun güneşe ve aydınlığına.” (Şems Sûresi, 91:1.) daki kasem, On Birinci Sözdeki muhteşem temsilin esasına işaret eder; kâinatı bir saray ve bir şehir suretinde gösterir.

Hem “Yâsin. Hikmet dolu Kur’ân’a yemin olsun.”  (Yâsin Sûresi, 36:1-2.) deki kasemle, i’câzât-ı Kur’âniyenin kudsiyetini ve ona kasem edilecek bir derece-i hürmette olduğunu ihtar eder.
“Kayan yıldıza yemin olsun.” (Necm Sûresi, 53:1.) “Yemin ederim yıldızların mevkilerine. Bu bir yemin ki, bilseniz, ne büyüktür!”  (Vâkıa Sûresi, 56:75-76.)

deki kasem, yıldızların sukutuyla, vahye şüphe îras etmemek için cin ve şeytanların gaybî haberlerden kesilmelerine alâmet olduğuna işaret etmekle beraber, yıldızları dehşetli azametleriyle ve kemâl-i intizamla yerlerine yerleştirmek ve seyyaratları hayret-engiz bir surette döndürmekteki azamet-i kudret ve kemâl-i hikmeti, o kasemle ihtar ediyor.

“Yemin olsun rüzgâra.” (Zâriyât Sûresi, 51:1.)“Yemin olsun gönderilen meleklere.” (Mürselât Sûresi, 77:1.) deki kasemde, havanın temevvücâtı ve tasrifâtı içinde mühim hikmetleri ihtar etmek için, rüzgârlara memur melâikelere kasemle nazar-ı dikkati celb ediyor ki, tesadüfî zannolunan unsurlar, çok nazik hikmetleri ve ehemmiyetli vazifeleri görüyorlar.

Ve hâkezâ, herbir mevkiin, ayrı ayrı nüktesi ve faidesi vardır. Vakit müsait olmadığı için, yalnız icmâlen “Yemin olsun incire ve zeytine.” (Tîn Sûresi, 95:1.) kasemindeki çok nüktelerinden bir nükteye işaret edeceğiz. Şöyle ki:

Cenâb-ı Hak, tîn ve zeytinle kasem vasıtasıyla azamet-i kudretini ve kemâl-i rahmetini ve büyük nimetlerini ihtar ederek, esfel-i sâfilîn tarafına giden insanın yüzünü o taraftan çevirip, şükür ve fikir ve iman ve amel-i salih ile, tâ âlâ-yı illiyyîne kadar terakkiyât-ı mâneviyeye mazhar olabilmesine işaret ediyor. Nimetler içinde tîn ve zeytinin tahsisinin sebebi, o iki meyvenin çok mübarek ve nâfi olması ve hilkatlerinde de medar-ı dikkat ve nimet çok şeyler bulunmasıdır. Çünkü, hayat-ı içtimaiye ve ticariye ve tenviriye ve gıda-yı insaniye için zeytin en büyük bir esas teşkil ettiği gibi; incirin hilkati, zerre gibi bir çekirdekte koca incir ağacının cihazatını saklayıp derc etmek gibi bir harika mucize-i kudreti gösterdiği gibi, taamında, menfaatinde ve ekser meyvelere muhalif olarak devamında ve daha sair menâfiindeki nimet-i İlâhiyeyi kasemle hatıra getiriyor. Buna mukàbil, insanı iman ve amel-i salihe çıkarmak ve esfel-i sâfilîne düşürmemek için bir ders veriyor. (Mektubat, 29. Mektup)

Bediüzzaman Said Nursi

LÜGAT:

Alâmet : Belirti, İşaret
Azamet : Büyüklük, Yücelik
Azamet-İ Kudret : Allah’ın Kudretinin Büyüklüğü
Celb Etme : Çekme
Cenâb-I Hak : Hakkın Ta Kendisi Olan Şeref Ve Yücelik Sahibi Allah
Derece-İ Hürmet : Hürmet Ve Saygıya Lâyık Mertebe, Derece
Ehemmiyet : Önem
Faide : Fayda
Gaybî : Bilinmeyen, Gayb Âlemine Ait
Hâkezâ : Böylece, Bunun Gibi
Hayret-Engiz : Hayret Verici
Hikmet : İlâhî Gaye Ve Fayda
İ’câzât-I Kur’âniye : Kur’ân’ın Mu’cizeleri
İcmâlen : Kısaca
İhtar Etmek : Hatırlatmak, Uyarmak
Îras Etmek : Netice Vermek, Getirmek
Kâinat : Evren, Yaratılan Herşey
Kasem : Yemin
Kemâl-İ Hikmet : Eksiksiz, Tam Ve Mükemmel Bir Hikmet
Kemâl-İ İntizam : Mükemmel Derecede Düzenlilik
Kudsiyet : Kutsallık, Her Türlü Kusur Ve Noksandan Uzak Oluş
Melâike : Melekler
Mevki : Yer, Konum
Müsait : Uygun
Nazar-I Dikkat : Dikkatle Bakış
Nükte : İnce Ve Anlamlı Söz
Seyyarat : Gezegenler
Sukut : Düşme
Suret : Biçim, Şekil
Tasrifât : İstediği Şekilde Kullanma Ve İdare Etme
Temevvücât : Dalgalanmalar
Temsil : Analoji, Kıyaslama Tarzında Benzetme
Tesadüfî : Rastgele, Tesadüfen
Tîn : İncir
Vahy : Allah Tarafından Bir Peygambere Bildirilen Emirler Ve Bilgiler