1000 kütüphaneye Risale-i Nur koydurdum

1000 kütüphaneye Risale-i Nur koydurdum

Yeni Asya'ya konuşan Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, 'Türkiye’deki bin kütüphanenin tamamına Risâle-i Nurları aldık ve koyduk' dedi.

RisaleHaber-Haber Merkezi

Yeni Asya'ya konuşan Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, 'Türkiye’deki bin kütüphanenin tamamına Risâle-i Nurları aldık ve koyduk' dedi.

Yeni Asya'da yayınlanan röportajdan ilgili bölümler:

Taner Kışlalı Nokta dergisi için bir röportaj yaptı. “Siz ‘kütüphanelerde yasak kitap kavramına karşıyım’ diyorsunuz. ‘Yani bundan sonra kütüphanelere Nâzım Hikmet ve Aziz Nesin girecek mi?” diye sordu. Ben de dedim ki, ‘Girecek ama Said Nursî ve Necip Fazıl da girecek.’ “Bunu aynen yazabilir miyim?” dedi. “Aynen yazabilirsin” dedim. Yazdı ve dergide yayınlandı.

Ankara’da yaşadığım üniversite yıllarımda—‘gezici vâiz’ olarak—o hangi camide vaaz ediyorsa onu tâkip ettiğim, gittiği camilere gidip vaazlarını dinlediğim ve çok hürmet ettiğim Said Özdemir Ağabeyi aradım. Zira o Bediüzzaman’dan, Risâle-i Nur’dan anlatırdı; mesela “Sivri sineğin gözünü halkedendir, güneşi halkeden” cümlesi gibi, ben onu şiirleştirmiştim. Oradan ona bir sevgim, saygım, bağlılığım ve bilgim vardı.

Hemen onu aradım. “Gereğini yapmam lâzım. Bana ucuz verin, kitaplardan bütün kütüphanelere koyayım” dedim. “Maliyetine veririz” dedi. “Bir dilekçe verin” dedim, getirdiler; Türkiye’deki bin kütüphanenin tamamına Risâle-i Nurları aldık ve koyduk. Bizim sevap hanemizde böyle güzel şeyler de vardır.

Bugün nasip olsa, yine aynı şeyi yaparım. Risâle-i Nur, kütüphanelerdeki yerini alır.
 
Daha önce yazdım; Bediüzzaman’ın Türkiye’de yeteri kadar tanınmadığını ve anlaşılmadığını düşünüyorum. Bediüzzaman sadece Nur talebelerinin istifade ettiği bir kişi değil, bütün Türkiye’nin ve insanlığın yararlandığı bir kişi haline getirilmelidir. Çünkü Bediüzzaman bir müceddiddir ve müçtehiddir, yani çağa uygun içtihadlarda bulunmuştur.

Şahsen birçok dinî mevzuda çözemediğim meseleyi, Bediüzzaman’a, yani Risalelere bakarak çözüyorum. Okur, not eder, bazılarını ezberlerdim. Hatta çok defa da baştan sona okumam, açarım ‘bana ne söyleyecektir, bakarım bugün bana ne söylüyor’ derim okurum. Buna da inanıyorum aslında; yani insan kalbiyle bu tür kutlu kitaplarla bir araya geldiği zaman bundan mutlaka bir şey çıkar…