Davutoğlu: Suriye ile kaderimiz müşterek

Davutoğlu: Suriye ile kaderimiz müşterek

Davutoğlu, "Suriyeli kardeşlerimize kapımızı kapatamayız. Suriye halkının geleceği ve kaderi bizimle müşterek" dedi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili durumu yerinde incelemek üzere Hatay'a gitti. Davutoğlu, "Suriye bizim için sıradan bir dış mesele değildir, olamaz" dedi. Davutoğlu gidişinden önce Esenboğa havaalanında yaptığı açıklamada, ilgili kurumların temsilcileri ile birlikte Hatay'a gitmekte olduğunu söyleyerek, Hatay'da temaslarda bulunacağını bildirdi. Davutoğlu şunları kaydetti: "Biliyorsunuz Suriye bizim için en önemli dost ve kardeş, komşu bir ülkedir. Oradaki gelişmelere kayıtsız kalmamız mümkün değil. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da birçok vesileyle bunu vurguladılar. Suriye bizim için sıradan bir dış mesele değildir, olamaz."

ELÇİLER ANKARA'YA ÇAĞIRILDI

Başbakan Erdoğan'ın Suriye Devlet başkanı Beşşar Esad ile bu konuları son derece açık yüreklilikle ve dostane şekilde görüştüğünü belirten Davutoğlu, Esad'ın Ankara'ya gönderdiği özel temsilci ile yapılacak görüşmeye yetişmeye çalışacağını kaydetti. Davutoğlu, bölgedeki Türk büyükelçilerini ve bazı önemli başkentlerdeki büyükelçileri Ankara'ya çağırdıklarını da hatırlatarak, onlarla da sadece Suriye değil bütün Orta Doğu'daki gelişmeleri ele alacaklarını, yarın bütün gün onlarla çalışma yürüteceklerini kaydetti. Türkiye'nin 10 binin üstündeki sığınmacıyı kabul etmeyeceği yönünde çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine de Davutoğlu şunları söyledi:

SÜREÇ BAŞLAMALI

"Yok hayır, Sayın Başbakanımız da bunu açıkça beyan etti. Bizim için Suriye halkı geleceği ve kaderi bizimle müşterek bir halktır. Dolayısıyla Suriyeli kardeşlerimize herhangi bir şekilde kapı kapatmamız, (sığınmacı sayısının) 10 binden sonra durması gibi bir şey söz konusu değil. Ancak tabi bu çok büyük bir dalga haline dönüştüğünde, bu bölgesel ve uluslararası bir mesele olayına dönüşme potansiyeli de taşır. O bakımdan gönlümüz ve hedefimiz böyle bir göç dalgasının artarak devamını engelleyecek sürecin bir an önce başlaması. Yani reformların bir an önce devreye girmesi, güvenlik güçleri ile halkın karşı karşıya gelmesine sebep olan şartların ortadan kalkması gerekir. Sivil halka karşı olan tutum daha barışık çerçeveye oturmalı. Bunların hepsinin sağlanması durumunda göç dalgası azalır, gelenleri de misafir ettikten sonra geri göndeririz. Ama tırmanan bir şiddet ortamı göç dalgasını artırabilir, biz onun için bu şiddet ortamının tırmanmaması için çaba sarfediyoruz, bütün enerjimizle bunun için çalışıyoruz."

Yeni Şafak