Azerbaycan '28 Şubat'ında aynı kötü hikaye

Azerbaycan '28 Şubat'ında aynı kötü hikaye

‘Kardeş ülke’ Azerbaycan, 28 Şubat krizinin ikizini yaşıyor.

‘Kardeş ülke’ Azerbaycan, 28 Şubat krizinin ikizini yaşıyor. Müslümanlar, “Türkiye’nin acı tecrübelerini yaşamak istemiyoruz” diyor.

* Başörtülüler devlet hastanelerinde doğum yapamıyor,

* Başörtülü fotoğrafla nüfus cüzdanı alamıyor,

* Trenlere binemiyor

* Devlet okullarında eğitim alamıyor.

Türkiye 28 Şubat sürecini geride bırakırken, Azerbaycan kendi 28 Şubat’ına başlıyor. Ortodoks laik rejimin gittikçe sertleştiği ülkede, bir süredir başörtülüler devlet hastanelerinde doğum yapamıyor, başörtülü fotoğrafla nüfus cüzdanı alamıyor, hatta trenlere bile binemiyordu. Ancak 7 ay önce birdenbire başlayan devlet okullarında başörtüsü yasağı, Müslüman kamuoyunun boykotuna neden oldu. Sokak gösterileri ve gözaltılarla gelişen süreçte son olarak 100 bin imzayı hedefleyen bir protesto kampanyası başlatıldı.

NE KADAR TANIDIK SÖZLER...

Devlet Başkanı İlham Aliyev’in kurmayları tepkilere “Azerbaycan’ın İran olmasına izin vermeyeceğiz” mesajlarıyla yanıt verirken, muhalifler, “Azeri halkının Türkiye’deki başörtüsü mücadelesini yeterince bilmemesinden” şikayet ediyor.

PERDE ARKASINDA İSRAİL ETKİSİ

Başörtüsü eylemlerinin başındaki isimlerden Ilgar Ibrahimoğlu yaşananları “Türkiye’nin acı tecrübelerini yaşamak istemiyoruz” sözleriyle özetliyor. Polisin kötü muamelesinden Aliyev’i soumlu tutmak istemediğini söyleyen Ibrahimoğlu’na göre perde arkasında İsrail var:

“Burada halkımıza AKP’nin başettiği zorlukları anlatıyoruz. Rusya’da başörtüsü yasağının olmadığını anlatıyoruz. Azerbaycan halkı, İslam aleminin parçası olduğunu idrak etmeye başlamıştı. Mavi Marmara’yı, ‘One Minute’ meselesini gördük, hissettik. İsrail’in ülkenin dindarlaşmasından rahatsız olduğunu, bu nedenle hükümeti etkilediğini düşünüyoruz.”

İlahiyatçı Elşad Miri’nin iddiası ise daha çarpıcı. Miri’ye göre Azerbaycan’ın başörtüsü sorunu Bülent Ecevit’in Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun Bakü’yü ziyaretiyle başladı: “Bostancıoğlu’nun Türkiye’ye dönmesinin ardından okullardan başörtülü kızlar toplandı. Ancak tepkiler üzerine geri adım atıldı. Çünkü Azerbaycan’da ateizmden dine dönüş var. Sosyalizm geride bırakıldı ve İslam’ın önü açıldı.”

Sosyalistler de yasağa karşı

Ülkede yasağa karşı çıkanlar muhafazakarlardan ibaret değil. Örneğin Sosyalist gazeteci Memet Süleymanov Süleymanov, “Siz benim ateist olduğuma bakmayın. Bence başörtüsü yasağının hiçbir anlamı yoktur. Kadın isterse başını örtmelidir, okuluna girebilmelidir. Azerbaycan’da İslam devrimi ihtimali yoktur. Aliyev, şeriat tehlikesini gerekçe göstererek iktidarını meşru kılmaya çalışıyor” diyor.

Sosyaldemokrat siyasetçi Zerdüşt Alizade ise daha açık konuşuyor: “Türkiye”de Kemalizm yüzünden insanlar mağdur edilmekteydi, burada Leninizm yüzünen mağdur edilmektedir. Halk, Leninizme dönmek istememektedir. İslamcılar şimdilik siyasette etkin değildir. Ancak gelecekte belli ki iktidara sahip olacaklardır. Aliyev’in geri adım atacağını düşünüyorum. Ama ne kadar kurban verilecek bilemiyorum.”

Öte yandan rejimi yönetenlere göre ‘okullarda üniforma anayasal zorunluluk’; dolayısıyla ‘Azerbaycan’da başörtüsünün yasaklanması sözkonusu değil’.

Azerbaycan Respublikası Dini Kurumlarla İş Üzere Devlet Komitesi (Diyanet İşler Başkanlığı) yaptığı açıklamada “Başörtüsü kamusal alanda serbest değil. Çünkü herkes kanunun talepleri karşısında eşit. Bu durum kasıtlı olarak vicdan özgürlüğüne aykırı gösterilmek isteniyor” sözleriyle uygulamayı savunuyor. Ancak Eğitim Bakanı Mısır Mermedov’un başörtüsü hakkındaki fikirleri çok daha keskin: “Başörtüsü karanlık geçmişin kalıntısıdır. Uygar devletleri örnek almalıyız.”
Taraf