Müslümanlar sivil toplum çalışmaları yapmalı
Sarah Joseph, Avrupa’nın Müslümanlara yönelik tavrını gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
İngiltere’de yayınlanan Emel Dergisinin Yayın Yönetmeni Sarah Joseph, Norveç’teki katliamın temelinde son yıllarda Avrupa’da yükselen ırkçılığın yattığını belirterek, bunun önüne geçilmemesi halinde daha büyük katliamların yaşanabileceğine dikkat çekti. Joseph Avrupa’nın gerek ırkçılık, gerekse Müslümanlara yönelik tavrını gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
MÜSLÜMANLAR ÇEKİNGENLİĞİ ATMALI
Müslümanlara da yaşadıkları ortamlardaki farklı din mensuplarıyla katılımcı projelere girme hususundaki çekingenliklerini atmaları çağrısında bulunan Joseph, “Müslümanlar, çevre ile çeşitli toplumsal çalışmalar, gönüllü girişimler yoluyla diğer dinlerin mensuplarıyla her alanda ortak, katılımcı çalışmalarda bulunmalılar” şeklinde konuştu.
Irkçılığın önüne geçilmeli
İNGİLTERE'DE yayınlanan Emel Dergisi Yayın Yönetmeni Sarah Joseph, Norveç’teki katliamın temelinde son yıllarda Avrupa’da yükselen ırkçılığın yattığını, Avrupa’nın pek çok ülkesinde aşırı ırkçı eğilimlerin giderek arttığını belirterek, “Bunun sorumlusu merkez sağ partilerdir. Bu kesimlerden oy almak isteyen Avrupalı merkez sağ partileri, ırkçılığın tırmanmasına sebep oldu” dedi. Yaşanan olaydan duyduğu üzüntüyü dile getiren Joseph, önüne geçilmemesi halinde daha büyük katliamların yaşanabileceğine dikkati çekti. Avrupa’da yükselen bir ırkçılık dalgasının hızla yayıldığını ve bundan da son derece endişe duyduğunu belirten Joseph, “Bunun en son örneği Norveç’te gerçekleşen katliamdır” dedi. Norveç gibi ülkelerde ve Avrupa’nın diğer pek çok ülkesinde aşırı ırkçı eğilimlerin sorumlusu olarak merkez sağ partilerini gören Joseph, “Bu kesimlerden oy almak isteyen Avrupalı merkez sağ partileri, ırkçılığın tırmanmasana neden olmuştur” dedi.
ALMANYA VE FRANSA’DA AYNI TEHLİKE MEVCUT
Avrupa’nın gerek ırkçılık gerekse Müslümanlara yönelik duruş ve tavrını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirten Sarah Joseph, özgürlük açısından Fransa sokaklarına dikkat edilmesini istedi. Aslında başkalarına karşı yapılan yanlış duruşların bugün, her türlü ırkçı ve terörist eğilimi tetiklediğini belirten Joseph, bu anlamda Fransa sokaklarının İran’ın sokaklardan hiç bir farkının olmadığına dikkati çekti. Sarah Joseph, “Mesela, İran’da başınızı kapatmak zorundasınız, Fransa’da da başınızı açmak zorundasınız” dedi. Joseph, devletlerin, kendi vatandaşlarının kişisel inanış ve felsefelerini yok sayarak, ideolojilerini dayatmalarının yanlışlığını ifade etti. “Müslüman olmadan evvel, onları uçakları patlatan, teröristler olarak tanıyordum” diyen Joseph, “İyi bir Hıristiyan’dım ancak, Papanın günahsız olduğu, günah işleyemeyecekleri düşüncesinin dayatılması beni yeni arayışlara götürdü. Bunu kabullenemedim” dedi. “Kendimi yaratıcıya adamak istiyordum. Bu sırada bir Müslüman kadını son derece samimi bir halde namaz kılarken gördüm ve aradığımı buldum” diyen Sarah Joseph, 17 yaşındayken Müslüman olduğunu anlattı. Sarah Joseph’in üzerinde durduğu bir diğer konu da Müslümanların yaşadıkları ortamlardaki farklı din mensuplarıyla katılımcı projelere girme hususundaki çekingenlikleri. Joseph, “Müslümanlar, çevre ile çeşitli toplumsal çalışmalar, gönüllü girişimler yoluyla diğer dinlerin mensuplarıyla ortak, katılımcı çalışmalarda bulunmalılar” dedi. İngiltere’nin en etkili 100 Müslüman’ı arasında gösterilen Joseph, İlim Koleji’nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Avustralya’daki Müslümanların çalışmalarına da değindi. Avustralyalı Müslümanların bu ülkenin bir parçası olduklarını, yaptıkları çalışmalarla göstermeleri gerektiğini vurgulayan Joseph, “Müslümanların, küresel ısınmadan, çevresel çalışmalara kadar her alanda bu ülkeye katkıda bulunacak çalışmalar yapmaları gerekir” dedi.
ÖRTÜNME HER DİNDE VAR
Geçen yıl da Avustralya’ya geldiğini hatırlatan Joseph, ”Geçen yıl Melbourne’da düzenlediğimiz sergideki başörtülerini alan Avustralyalı bayanlar, bunlarla evlerinin duvarlarını süslediler” diye konuştu. Başörtünün, zannedildiği gibi sadece Müslüman bayanlara has bir şey olmadığını vurgulayan Joseph, “1850’lere kadar Batı dünyasında bir kadının başını örtmeden evinden ayrılması normal bir şey değildi. Katolikler, Yahudiler ve diğer pek çok dinde örtünme zaten vardı. Hristiyanlıktaki bir Meryem Ana figürünün başörtüsüz olması mümkün müdür?” diye sordu.
Cihan