Ramazan bizleri ruhumuza kavuşturur
İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, Ramazan ile ilgili önemli bilgiler verdi
İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı Ramazan'a yepyeni projeleriyle merhaba diyor. İstanbul'daki tüm camileri tek tek elden geçirten Çağrıcı, kadınlar için namaz kılma ve abdest alma yerlerini de yeniden düzenletiyor. 'Ramazan bizi uzak kaldığımız ruhumuza kavuşturur' diyen Çağrıcı bu kutlu ayı layıkıyla yaşamak isteyenlere de tavsiyelerde bulunuyor
İstanbul Müftülüğü bu yılki Ramazan'a nasıl hazırlandı?
Bütün camilerimiz temizleniyor, elden geçiyor. Camilerin Ramazan'a hazırlanması konusundaki yeniliğimiz kadınların namaz kılma ve abdest alma yerlerinin gözden geçirilmesi oldu. Sonra da imkânlar ölçüsünde elden geçirilmesine çalışılıyor. 3094 camimizin tamamını denetlemeden geçirdik. Artık kadınların namaz kıldıkları yerler kenara köşeye itilmiş mekânlar olmayacak. Caminin genel havasını kadınlar da paylaşsın istiyoruz. Kabul edelim ki İslam dünyasında kadına din alanında layık olduğu ilgi ve destek yeterince sağlanmıyor.
Başka neler yapacaksınız bu sene?
Ramazan bir ibadet ayıdır. Aynı zamanda bir irşat ayı. Toplumu dini konularda bilgilendirmek bizim görevimiz. Bunun için vaaz kalitelerimizi geliştirmek için özel çalışmalar yapıyoruz. Şimdi ilk defa İstanbul Müftülüğü olarak 'Her imam kendi camisinin vaizi olmalıdır' sloganını benimsedik. Vaizlerimizin görevlerini artırdık. Ramazan'ın bu yılki ana konusu komşuluk. Çünkü giderek insanlarda yalnızlaşma başlıyor. Ağırlıklı olarak bu konu üzerinde duracağız. Fetva hizmetlerimiz Ramazan'da daha çok artıyor. Her ilçede özel irşat programlarımız olacak.
Ramazan'da mukabele hem milli hem de dini geleneğimiz olmuştur. Camilerde mukabele geleneği devam edecek değil mi?
Evet, edecek. Mukabeleyi Peygamberimiz başlatmıştır. Özellikle Türk geleneğinde mukabelenin büyük önemi vardır. Ama biz herkesin evlerde mukabele okumasını teşvik edeceğiz. Ramazan öncesi vaazlarımızda 'En güzel mukabele kendi evinizde okuduğunuzdur' diyeceğiz. Bir de evlerinde hatim okuyan kişiler isimlerini cami görevlilerine yazdırırlarsa, onların yerine Kadir Gecesi'nde Sultanahmet Camii'nde hatim duası yapacağız.
Ramazan bir model ay demişsiniz. Bunu açar mısınız biraz?
Ramazan bir bakıma bizim dindarlığımızı tazelememize vesile olan aydır. Bizim senede bir ay boyunca kendimizi gözden geçirmemizdir. Son yüzyılda sekülerleşme, dünyevileşme dediğimiz nedenlerle insanlar kendi iç dünyalarından kopuyorlar. Bence bu bir insanlık sorunudur. Modern insanın yaşadığı mutsuzlukların, dünyada cereyan eden şiddetin, zulümlerin, işgallerin temelinde insanın kendi ruhuna yabancılaşması sorunu var. İşte Ramazan aslında bizi uzak kaldığımız ruhumuza yöneltiyor ve öz muhasebemizi yapmamızı sağlıyor. Ramazan'a saygı duyuyor olmak insanı iyi işlere yöneltir. İftar sofraları, fakirlere yardım, sohbetler insanı mutlu eden en önemli olaylardır.
İSLAMİYET İNSANİYETTİR
Fakirlere yardım Ramazan'ın temel güzelliklerinden biri bence.
İnsanlara daha çok hayır yapın diyorum ama ben bu sadece daha çok fakirimize ulaşalım diye söylemiyorum. Aslında bununla biz önce kendimize ulaşıyoruz. Ramazan bizi bizimle buluşturuyor. Hayır yaparken yüreğimizin bize her zaman söylediği sesi duyuyoruz. Kendi içimizle bir iletişim kuruyoruz. Bazen dünyayı duyuyoruz da kendi vicdanımıza sağır kalıyoruz. İşte Ramazan, kulakların vicdanın bu sesini işitmesini sağlar. İslamiyet aynı zamanda insaniyettir. Bu din sadece bireysel olarak amaçlarımızı gerçekleştirmemiz için bize verilmemiştir.
CAMİLERİN ETRAFI İFTARDA ÇİRKİNLEŞİYOR
Ramazan ve İstanbul deyince ne geliyor aklınıza?
İstanbul eskiden şeyhülislamlığın da merkezi olduğu için tüm Müslüman dünya ülkelerinin de ilgisini çekiyor. İstanbul'da Ramazan deyince toplumsal bir Ramazan sevincini hatırlıyorum. Elbette mutluluk içsel bir durumdur ama insanlar Ramazan'da bunu dışa yansıtıyor. Bir de İstanbul'da her kesimden insanın Ramazan'ı yaşadığını görürsünüz. Bütün bir kent olarak yaşıyoruz Ramazan'ı. Çok az şehir size bu tabloyu gösterir. İstanbul'da Ramazan iftarları, kurulan çadırlar çok güzel. Ama belediyelerin bazı faaliyetlerini de eleştirmiyor değilim.
Hangi faaliyetleri eleştiriyorsunuz?
Eleştirdiğim birçok noktası var ama bunların esası doğrudur. Esası nedir, Ramazan farkındalığının toplumsal bir süreç olarak yaşanması. Bu açıdan bakınca doğrudur ama belediye etkinliklerinin eleştirilecek tarafları var. Ramazan'a mahsus eğlenceler geliştirilmiş. Sadece Ramazan'da değil diğer eğlencelerde de dinimizin getirdiği ahlaki sınırlamalar vardır. Adab içerisinde bu eğlencelerin yapılması gerekir. Ramazan'da kantarın topuzu kaçırılıyor.
Aslında burada mesele eğlence değil de yolunda yordamında yapılmaması mı?
Size katılıyorum. Bir ibadet ayında ibadete saygısızlık anlamı taşıyacak davranışları eğlence diye ileri sürmek çok yanlıştır. Yoksa elbette sadece oruç tutmuyoruz bu ayda. Az önce de bahsettiğim gibi sosyalleşiyoruz da. Ama bunu yoluna yordamına göre yapmak o maneviyatı da yakalamamızı sağlar.
Bir de İstanbul'da Eyüp Sultan'da, Sultanahmet'te iftar açma geleneği var biliyorsunuz. Ama o kalabalıklar hiç de hoş durmuyor. İftar yapılan mekânlara bu kadar kutsiyet atfetmek doğru mu?
Bir kere İslam dini bir zarafet dinidir. Dolayısıyla o çirkin görüntüleri dini gerekliliği yerine getiriyormuş gibi sergilemek son derece yanlış. İstanbul müftülüğüm esnasında en çok mücadele ettiğim konu camilerin etrafındaki çirkin görüntülerdir. Bazı ilçe belediye başkanlarıyla bu noktada aramı da bozmuşumdur. Camilerin etrafının iftar vesilesiyle de olsa kebapçı, köfteciyle dolması, ortalara çarşafların serilmesi, karpuz kabuklarının atıldığı bir mezbelelik haline dönüştürmeye kimsenin hakkı yoktur. Camilerimiz estetik dünyamızın sembolleridir. Onun etrafını çirkin manzaralarla kirletemeyiz, bu isterse iftar için olsun. Bir de şaşaalı sofralardaki iftarlar beni çok rahatsız ediyor.
Hangi yönüyle?
Zenginler zenginleri davet ediyor. Al gülüm ver gülüm hesabı. Hiç olmazsa sofraların biraz daha sade olmasını istiyorum. Bu sene ben de fakir fukara iftarlarına katılacağım, zengin sofraları kusura bakmasın. Abartılı mönüler rahatsız edici. Elbette bir sanayici kendi meslektaşlarına iftar verir, ama önce kendi çalıştırdığı işçilerine iftar versin. Otursun onlarla ekmeği paylaşsın. Ramazan'da biraz statüleri bir kenara koyup herkesi eşit görmek lazım. Biz İstanbul Müftülüğü olarak bu yıl ilk defa her ilçede durumu iyi olmayan ailelerle iftar yapacağız. Herkesi servislerle evlerinden alacağız, iftar yapacağız.
İstanbul'da yaşayanlar için Ramazan'da önerileriniz neler?
Ramazan'da il ve ilçe müftülüklerimizin programlarını takip etsinler diyorum. Daha huzurlu bir Ramazan ihya etmek için onlar yeter. Neler yapmalıyız konusunda din hizmetinde uzman arkadaşlarımıza danışabilirler.
Ekrana çıkmaktan memnunuz
Ramazan'da birçok din görevlisinin ekranda olacağını belirten Çağrıcı "Hem kendi adıma hem de din görevlileri arkadaşlarımın adına ekrana çıkmaktan memnuniyet duyduğumuzu söyleyebilirim. Biz ekranlara çıkmazsak boş kalan yerleri başkaları doldurur" şeklinde konuşuyor
SICAĞI BAHANE EDİP ORUCU BIRAKMA!
Geçen sene ve bu sene de havalar sıcak. Herkes sıcakta oruç tutulur mu diyor. Bu Ramazan'ın manevi atmosferini zedeliyor mu?
Ramazan'ın yaz ayına gelmesi bazı mesleklerde zorluklar çıkarıyor. Ama artık insanlar modern teknolojinin sağladığı imkânlar sayesinde serin yerlerde çalışabiliyorlar. Sıcaklığı mazeret göstererek oruç tutmayacağım derken çok dikkatli olmak lazım. Bu kapı kapalı demiyorum, kitaplarımız da dememiştir. İnsan sağlığını etkileyecek derecede sıcak bir yerde çalışanlara orucunu kazaya bırakma fetvası verilmiştir. Bir mazeretin ne kadar ağır olduğunu bireyin vicdanı bilir. Oruç İslam'ın dayandığı esaslardan biri. Olur olmaz mazeretler göstererek bundan sıyrılmaya çalışma uyanıklığını göstermeyelim. Din yerine göre fedakârlıktır. Allah onun için fedakârlık yapanlara borçlu kalmaz, mükâfatını verir. Bunu unutmayalım!
Haber5