Hangi sahabe iki yabancı dil öğrenmişti?

Hangi sahabe iki yabancı dil öğrenmişti?

Yetim büyümek bir çocuk için yaşanabilecek en kötü şeylerden biridir

Ali Demirel'in yazısı:

Peygamberimiz’in teşvikiyle yabancı dil öğrenen sahabi kimdi?

Yetim büyümek bir çocuk için yaşanabilecek en kötü şeylerden biridir. Baba sevgisini tam duyamamak, babanın o sıcaklığını, koruyuculuğunu hissetmemek bir çocuk için çok büyük bir eksikliktir. Hz. Zeyd b. Sabit de henüz altı yaşındayken babasını kaybetmiş küçük bir çocuktu.

Babasını kaybettiği için o gün çok ama çok ağlamıştı. Babasını o kadar çok seviyordu ki onun ölebileceğini hiç düşünmemişti. Artık eve gidince kendisini kucaklayacağı, beraber oynayacağı canından çok sevdiği birisi yoktu. Hayatın bütün yükünü tek başına omuzlayacak, babasız bir hayat sürmenin mücadelesini verecekti.

Ancak o öyle şanslı bir çocuktu ki babasının yerini doldurabilecek bir insanla tanıştı. Ona hemen ısınmıştı. Bu insan Hz. Muhammed (s.a.s) idi. Hz. Zeyd Allah Resulü’yle tanıştığında henüz on bir yaşında idi. İslam’la tanışması Hz. Zeyd için bambaşka bir yaşam demekti. Sanki hayata bir kez daha gelmiş gibiydi.

Artık babasının ölümünü bir nebze de olsa unutuyor, boş vakitlerinde hep Allah Resulü’nün yanına gidiyordu. Orada İslam adına yeni yeni şeyler öğreniyordu. Nebiler Sultanı’nı çok ama çok seviyordu. Aslında Allah Resulü de kendisi gibi kader arkadaşıydı. Çünkü Resulullah da tıpkı onun gibi küçük yaşta yetim kalmıştı. Babasızlığın ne demek olduğunu o da çok iyi biliyordu.

ÇOK AKILLI VE ZEKİYDİ

Hz. Zeyd b. Sabit çok akıllı, zeki ve hafızası güçlü biriydi. Resulullah ne anlatsa hemen anlıyor, ezberlemesi gereken şeyleri hemen ezberliyordu. Hz. Zeyd’in bu özellikleri Allah Resulü’nün dikkatini çekmişti.

Resulullah, Hz. Zeyd b. Sabit’in Bu zekâsını ve kuvvetli hafızasını görünce ondan Süryanice ve İbranice öğrenmesini istedi. Çünkü Efendimiz’e yabancı dillerde yazılmış mektuplar geliyor, bunların hemen okunup cevap verilmesi gerekiyordu. O zaman bu dilleri çok bilen de yoktu. Ayrıca bazı mektupların içeriğinin herkes tarafından bilinmemesi gerekiyordu. Allah Resulü bundan dolayı çok sevdiği ve güvendiği Hz. Zeyd’den bu dilleri öğrenmesi istedi.

Hz. Zeyd b. Sabit canından çok sevdiği Allah Resulü’nün bu isteğini yerine getirmek için gece gündüz demeden çalıştı. Ve çok kısa sürede Resulullah’ı mahcup etmeyerek bu dilleri öğrendi. Artık yabancı dillerden gelen mektup vb. yazıları Hz. Zeyd okuyor, Efendimiz’e izah ediyor, gerektiğinde ise yine bu dillerden cevaplar yazıyordu.

Hz. Zeyd bununla da kalmıyor, asıl işi olan Allah Resulü’ne inen vahiyleri de güzel bir şekilde yazıya geçiriyordu.

YAŞI KÜÇÜK AMA İMANI BÜYÜKTÜ

Müslümanlar müşriklerle savaşabilecek güce ve sayıya ulaşmışlardı. Müşrikler yine müminlere türlü türlü hakaretler, işkenceler yapıyorlardı. Artık bu zulme dur deme vakti gelmişti. Allah Resulü’nün Bedir savaşı için hazırlıkların başlanması emrini verdiğinde Müslümanlar çok heyecanlanmışlardı. Zira artık zalimlere hak ettikleri cevap verilecekti. İşte o kahraman sahabilerden bir tanesi de küçük yaştaki Hz. Zeyd b. Sabit idi.

Yaşı küçük olabilirdi ama imanı çok sağlam bir Müslüman’dı ve zalimlere haddini bildirmek için sabırsızlanıyordu. Bedir savaşına katılacakları Allah Resulü bizzat seçiyordu. Kimisini yaşı küçük, kimisini de yaşlı olduğu için ayırıyordu.

Ve sıra Hz. Zeyd b. Sabit’e gelmişti. Hz. Zeyd çok ama çok heyecanlıydı. Allah Resulü Hz. Zeyd’i de yaşı küçük olduğu için orduya katılmasına izin vermemişti. Hz. Zeyd orduya katılamadığı için çok üzüldü. Günlerce ağladı, gözüne uyku girmedi.

EFENDİMİZ’İN İLTİFATINI ALIYOR

Hz. Zeyd b. Sabit Uhud savaşına yaşı küçük olması sebebiyle katılamamıştı. Onun katıldığı ilk savaş Hendek savaşıydı. Hendek savaşı başlamadan Allah Resulü birçok hazırlık yapılması için emir vermişti. Bu hazırlıklardan bir tanesi de şehrin etrafına hendek kazma işiydi. Hz. Zeyd b. Sabit de bu hendek kazma işinde görevlendirilmişti. Diğer sahabiler hendek kazıyor, Hz. Zeyd ise çıkan bu toprağı taşıma işiyle uğraşıyordu.

Yine bir gün böyle hendekte çıkan toprağı taşımakla uğraşırken Allah Resulü onu gördü ve şöyle dedi:

“Ne kadar iyi bir genç!”

Allah Resulünün bu iltifatını duyan Hz. Zeyd b. Sabit çok sevinmişti, dünyalar onun olmuştu. Bu iltifat üzerine daha bir aşk ve şevkle çalışıyor, yorulmak nedir bilmiyordu.

Hz. Zeyd b. Sabit’in bütün ömrü İslam’ın kökleşmesi ve yayılması adına fedakârlıklarla, kahramanlıklarla geçmiştir. Allah ondan ve bütün sahabi efendilerimizden razı olsun.

Bugün