Kürtlerin haklarını almasını PKK engelliyor
Hakkari Valisi, Muammer Türker ile yapılan röportaj
Şenay Yıldız'ın röportajı
- Tüm adımlara rağmen açılımla başlayan sürecin iyiye gitmemesini ve son günlerde terörün artmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Mesele gerçekten Kürtlerin hakları olsaydı, sorun kolayından çözülürdü! Problem, şiddet çarkının dönmesini isteyen ve buradan beslenen bir güç olması. Kürtlerin beklentileri var. Ama zaten Türkiye'nin demokratikleşmesi için çok önemli olan ve 80 Anayasası'nın değiştirileceği bir süreç başlıyor. Örgüt bu süreçleri baltalamak için böyle yapıyor. Dile getirilen şeyler yapılsa, Kürtçe eğitim hakkı verseniz terör biter diye düşünmek bir yanılgı.
- Ne olacak o zaman?
100 yıllardır devam eden bir sorunu toplumsal bütün dinamikleri zorlayarak 5-10 yıl içinde çözmeye çalışmak çok yanlış. Bir kere toplumun hazmetme kapasitesi çok önemli. Batı'daki insanın da bazı şeyleri hazmetmesi lazım. Kürt sorunu terör sorunuyla iç içe geçmiş durumda: Şehit cenazeleri geldiği zaman insanlar Kürtlere daha fazla hak tanınmasını hazmedemiyor. Bu kanın durmasını istemeyen bir güç var karşımızda: Örgüt. Kürtlere demokratik birtakım haklar verilecekse, buna engel olan bir kesim var. PKK bunun için var. Bir diğer yanlış algı da PKK olduğu için Kürtlerin haklarını aldığı. Hayır, PKK'nın varlığı ve eylemlerine devam etmesi Kürtlerin haklarını almasının önündeki en büyük engel.
Misyonum Normalleşme
- Size nasıl yaklaşıyorlar?
Devlet değişiyor, değişmeyen, 1990'larda yaşayan örgüt. 90'larda yaptığı eylemleri hala yapan, şiddet dışında bir şey bilmeyen aslında örgüt. Devletin aslında şu anda dili, kimliği tanıma noktasında büyük bir sıkıntısı yok. Bizler, yeni nesil idareciler aslında devletin değişen yüzünü temsil ediyoruz. Batman Şırnak, Diyarbakır, Van hepsine gidip bakın devletin değişen yüzünü temsil eden idareciler var. Burada müthiş bir şey yapıyoruz demiyorum. Bilakis, kaybedilen şeyi yapmaya, hayatı normalleştirmeye çalışıyoruz. Misyon olarak biçtiğim şey normalleşme.
- Nasıl yapmaya çalışıyorsunuz bunu?
Burada çok normal olmayan bir hayat var. Olağanüstü halin kalkmasına rağmen, yollarda kontroller ve terörün devam etmesi, geçmişten kalan tortular var. Ben kendi eksenimde bir valinin sokağa çıkması, insanlarını tanıması diyebilirim.
- Sokaklarda dolaşıyormuşsunuz, öyle duydum halktan. Peki tedirgin olmuyor musunuz?
Hayır, ben çok rahatım. Gece de çıkıyorum, teravihlere de cenazelere de gidiyorum.
- Yardımcılarınızdan bir tanesi bir saldırıdan kurtuldu 15 gün önce?
Risk yok demiyorum ama ben çıkmazsam hiçkimse çıkmaz. Ben çıkmazsam vatandaş da kendini rahat hissetmez. Valinin mesela devlet tarafından çok makbul görünmeyen bir siyasi partinin temsilcisi veya belediye başkanıyla görünmesi, aynı masaya oturmaktan gocunmaması mesela. Bunları yapıyorum, insanlarla sansürsüz konuşuyorum. 'Devlet değişti, sizin de değişmeniz lazım' diyorum. Ben köylere, fakir ailelere de gidiyorum.
Akşam