Uzun askerlik Atatürkçülüğü kafaya çakmak

Uzun askerlik Atatürkçülüğü kafaya çakmak

Sabah yazarı Engin Ardıç, herkesin sadece 1 ay askerlik yaparak bu işin çözüleceğini söyledi

Risale Haber-Haber Merkezi

Sabah yazarı Engin Ardıç, herkesin sadece 1 ay askerlik yaparak bu işin çözüleceğini söyledi.

Bir piyade neferinin, öğrenmesi gereken hemen herşeyi on beş günde öğreneceğine dikkat çeken Ardıç, "Aptallar için de hadi bir ay diyelim. Bundan sonrası, tekrardır. Bunun en önemli nedeni de, "köylüye oturmasını kalkmasını öğretiyoruz" gerekçesiyle onu tornaya sokmak, "Atatürk devrimlerini" kafasına çivi çakarak yerleştirmek... Emir almaya alıştırmak... Disiplini tanıtmak...
Aylarca, hatta yıllarca bitmek bilmeyen zorunlu askerlik görevi, delikanlıyı üretimden koparır, hayattan koparır. Doğru dürüst bir iş bulmasını da erteler, evlenmesini de" dedi.

Askerlik konusunda "çok basit" bir çözüm ileri süren Ardıç, "Herkes, en küçük bir ayırım gözetmeden zengin ya da fakir, köylü ya da şehirli, okumuş ya da okumamış bütün erkek vatandaşlar zorunlu olarak bir ay yapsınlar! Hem "temel eğitimi" alırlar, askere "hiç gitmemiş" olmaktan kurtulurlar, hem de hayattan kopmamış olurlar. Hiçbiri beş kuruş ödemeyeceği için de, eşitlik sağlanır. Bu uygulama, yalnızca bir ya da birkaç kere "yığılanlar ve birikenler" için değil, her tertip için her dönem, her yıl yapılır. Sürekli ve kalıcı olur. Devletin kaybedeceği gelir, devletin edeceği masraftan tasarrufla dengelenir. Bu işin bilançosu artı ya da eksi verirse sağlık mağlık olsun" şeklinde yazdı.

Söz konusu uygulamanın bundan sonra hep böyle sürebileceğini ifade eden Ardıç, yazısını şöyle sürdürdü:
"Zor mudur bu reformu yapmak? Hayır, çok kolaydır.
Bir tek emirle sivil okullardan üniformaları kaldırıvermek kadar basittir.
Ama bir türlü yapılamaz.
Çünkü "zihniyet reformu", siyasi reformdan da, ekonomik reformdan da çok daha zordur.
O konuda henüz mehter adımıyla yürüyoruz, ekonomide harikalar yaratsak bile.
Bu hükümet "idare-i maslahatçı" da değil ama niçin buncağızı başaramıyor, anlamadık gitti... Yoksa bürokrasi yeni bir mevziye mi tutunup direniyor?