Hayatları kurtarılmayı bekleyen hayvanlar

Hayatları kurtarılmayı bekleyen hayvanlar

Yaşam alanları hızla yok olan sürüngen ve çiftyaşamlılar sessiz sedasız aramızdan ayrılıyor.

Süreyya İsfendiyaroğlu'nun yazısı / Doğa Derneği Bilim Koordinatörü

Yaşam alanları hızla yok olan sürüngen ve çiftyaşamlılar sessiz sedasız aramızdan ayrılıyor. Türkiye'de bugüne kadar 30 çiftyaşamlı ve 120 sürüngen türü kaybedilmiş durumda

Türkiye geniş yüzölçümü, iki bin metre ve üzerine uzanan pek çok farklı yüksekliğe sahip dağları, platoları ve ovalarıyla farklı iklim koşulları isteyen binlerce canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Bu biyolojik zenginliğin içinde çiftyaşamlılar ve sürüngenler önemli bir yer kaplıyor. Kurbağalar ve semenderler gibi yaşamlarının belli bir döneminde hem suda hem karada yaşayan çiftyaşamlılar ile kertenkele, yılan, kaplumbağa gibi sürüngenler biyolojik çeşitliliğimizi zenginleştiriyor. Türkiye’de bugüne kadar 30 çiftyaşamlı ve 120 sürüngen türü kaydedilmiş durumda. Bunlar arasında sekiz kuyruklu kurbağa, 13 kuyruksuz kurbağa, dokuz kaplumbağa, 58 kertenkele ve 21 yılan türü bulunuyor. Türkiye’de yaşayan yılan türlerinden 10’u zehirli iki tanesi de yarı zehirli olmakla birlikte yarı zehirlilerin zehirleri insanları öldürecek nitelikte değil. Yedi çift yaşamlı ve 17 sürüngen türü ise dünyada sadece Türkiye’de yaşıyor. Ancak ne var ki bu nadir türlerin büyük kısmı küresel ölçekte tehlike altında. Örneğin, Likya semenderi ve tüm dünyada sadece Doğu Anadolu’da yaşayan benekli semender yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Yaşam alanları bitiyor
Türkiye’nin çiftyaşamlı ve sürüngenleri için en büyük tehdit, doğal yaşam alanlarının yok olması. Barajlar ve hidroelektrik santraller bu türlerinin habitatlarına ciddi ölçüde zarar veriyor. Sadece bir örnek, Karkamış Barajı’nın suları Fırat Nehri kenarındaki kumluk düzlüklerde yaşayan taraklı kertenkele türünün yaşam alanını çoktan yok etmiş durumda. Bu türler için başka bir tehdit ise doğadan yasa dışı toplamalar. Özellikle etkileyici görünümleri nedeniyle semenderler doğadan toplamalar nedeniyle önemli ölçüde zarar görüyor. Sürüngenlerde ise durum biraz daha farklı. Yılanların çok az bir kısmı zehirli olmasına karşın görülen tüm yılanlar ne yazık ki öldürülüyor.

Ne yapmalı?
Çiftyaşamlı ve sürüngenlerin geleceğini kurtarmak için her şeyden önce yaşam alanlarının yok olmasını engellemek gerekiyor. Bu türlerin yasa dışı ihracatını durdurarak sürüngen ve çiftyaşamlıların daha iyi tanınması ve anlaşılmasını sağlanmalı

Radikal