Kararımı verdim, bugün namaza başlıyorum

Kararımı verdim, bugün namaza başlıyorum

Namaz, bizim en hayati kulluk borcumuz.

Bunu elbette biliyoruz ama yine de namaz kılmamak için türlü türlü mazeretlerin ardına sığınıyor ve devamlı bir öteleme gayreti içinde bulunuyoruz. Bu ötelemeyi daha ne kadar devam ettireceğiz? Sahi namaza başlamak için daha ne kadar bekleyeceğiz?

Namaz, dinimizde imandan sonraki en önemli esas. Bunu elbette hepimiz biliriz. Ama ah şu nefis yok mu? Namaz, nefse ağır gelen bir ibadettir Nefis, insanı namazdan uzaklaştırmak için akıl almaz bahaneler uydurur

Onun bir de yardımcısı vardır. Kim olacak, elbette şeytan. Bu işte şeytan nefsin en büyük dostu ve yardımcısıdır İkisi el ele verip olmadık bahaneler fısıldarlar insana:

"Daha çok gencim, hayatımı yaşayayım, yaşlandığımda kılarım."

"O kadar yoğunum ki, namaz kılmaya vakit ayıramıyorum."

"Ya başlayacağım ama arkadaşlarım benimle dalga geçecekler."

"Bu aralar hiç havamda değilim."

"Şimdi başlarsam kendime güvenmiyorum, bırakırım diye korkuyorum."

"Az kaldı, hele şu emekliliğim bir gelsin, ondan sonra başlayacağım inşallah."

"Ya namaz tamam da şu abdest işi bana çok ağır geliyor."

"Namaza başlayacağım ama örtünmem de gerekiyormuş, onu nasıl yapacağım bilemiyorum."

Bu listeyi çok daha fazla uzatmak mümkün sevgili okurlar. Bu mevzuda akla gelen her türlü bahane kendimizi kandırmadan başka bir şey değildir.

SEN YETER Kİ BİR BAŞLA!

Efendimiz'in ifadesiyle namaz mü'minin miracıdır. Miraç, asansör manasına geliyor. Bir büyüğümüzün ifadesiyle namaz kılmak asansöre binmek gibidir. Asansöre binmek ne kadar zor ve insanı ne kadar yoruyorsa, namaz da işte o kadar zordur ve o kadar insanı yorar.

Çok basit bir harekette bile ilk hareket biraz daha zor oluyor ve fazla enerji kullanımı gerektiriyor. Uçaklarda ve arabalarda da durum böyledir. Karar verme manasında ilk hareket gerçekleşir ve yola koyulabilinirse, artık akar gibi yolculuk devam eder, gider. Hele motor ısındıktan sonra enerji sarfiyatı da azalıyor. Yeter ki rampada stop ettirilmesin. O zaman tekrar kalkış yapmak ilk hareketten de zor olabilir. Bir de aradan uzun bir süre geçmiş ve motor soğutulmuşsa, yeni bir başlangıç imkânsız gibi gelir.

KARARIMI VERDİM, NAMAZA BAŞLIYORUM!

İbadetler de böyledir. Karar verdikten sonra fazla bir zorluk söz konusu değildir. Yani esas zorluk, asansöre binmek ve onunla yükselmek değil, binmeye karar vermektir. Bulunduğu pozisyondaki rahatını değiştirmek istemeyenler, bu kararı vermekte zorlanabiliyorlar. "Kılsam mı kılmasam mı?" veya "Bir gün kılacağım." diyenler kılamıyor. "İşte başladım ve kılıyorum" diyenler ilk zamanlarda biraz zorlansalar bile zamanla namaz hayatlarının bir parçası oluyor ve artık vazgeçmeyi akıllarına bile getirmiyorlar.

Aynı şekilde bir haramın terkinde de durum aynı. Mesela bir sigara tiryakisini ele alırsak, "Bıraksam mı, bırakmasam mı?" diyenler yahut da "İleride bırakacağım." diyenler bırakamıyorlar. "İşte şimdi bırakıyorum ve bıraktım." diyenler bırakabiliyorlar.

Bu misalleri, diğer bütün farzlar ve haramlar için de düşünebiliriz. Alışkanlıklarını bırakmayı, hayatlarının sonu gibi görmeye şartlananlar, onları hiçbir zaman bırakamıyorlar. Hâlbuki doğru bir hayatı yaşamaya yetecek kadar bir irade, Allah tarafından herkese verilmiştir. Yeter ki kullanmasını bilelim ve kullanalım.

O zaman kendimizi daha fazla namazdan mahrum etmeyelim. Bugün cuma. cuma namazını kılalım. Ardından Rabbimize söz verelim ve artık namaza başlayalım, ne dersiniz?

Bugün