Ahiliğin temeli, Kur'an- ı Kerim'e dayanıyor

Ahiliğin temeli, Kur'an- ı Kerim'e dayanıyor

İslam ahlakının esnaf ve tüccar arasında yansıması...

Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman, "Ahilik Teşkilatı'nın amacı, İslam ahlakını esnaf ve tüccar arasında yaşanıp yayılması ve ticaret, zanaat ile sanat erbabının işlerini bu ahlaka göre icra etmelerini sağlamaktır" dedi.

Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman, "Ahilik Teşkilatı'nın amacı, İslam ahlakını esnaf ve tüccar arasında yaşanıp yayılması ve ticaret, zanaat ile sanat erbabının işlerini bu ahlaka göre icra etmelerini sağlamaktır" dedi.

Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman, yaptığı açıklamada, Ahilik Teşkilatı'nın 13'üncü yüzyıldan itibaren Anadolu'da görülmeye başlanan ve bir süre sonra Osmanlı Devleti'nin kurulmasında önemli rol alan dini, sosyal, ekonomik ve siyasi bir kurum olduğunu bildirdi.

Ahiliğin esasını, Abbasi Halifesi Nasır Lidinillah'ın, esnafları denetim altına almak ve ahlak ilkelerinden sapmalarına engel olmak amacıyla kurup kendisine bağladığı "Fütüvvet Teşkilatları"nın oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Duman, "Yiğitlik anlamındaki fütüvvet ise kökünden gelmektedir. Kur'an-ı Kerim'de kendilerine feta denilen ve övülerek örnek gösterilen gençlik ve yiğitliğin 3 timsali var" diye konuştu.

-FETA'NIN 3 TİMSALİ-

Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman, "Kur'an-ı Kerim'deki bu 3 feta örneği ise, ateşe atılırken bile, Allah'tan başkasına kulluk edilmemesi davasından asla ödün vermeyen hazreti İbrahim, kapıları kilitleyen Aziz'in karısına karşı koyan ve Rabbine saygı ile itaatten sapmayan hazreti Yusuf ile kralın emrine ve baskısına rağmen Allah'tan başkasına kulluk etmeyen Ashab-ı Kehf'tir" dedi.

Kur'an-ı Kerim'de bunlardan başka "Feta" adıyla isimlendirilmemelerine rağmen, hayatlarının tamamı "Fütüvveti" yansıtanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Duman, "İslam ahlakını ve dava adamlığının en yüce örneğini şahsında toplayan peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) ve onun terbiyesinde yetişmiş olup Ahilerin piri sayılan hazreti Ali ve diğer babayiğitler, feta olarak isimlendirilmeseler bile, fetanın bütün özelliklerini eksiksiz taşırlar" diye konuştu.

Fütüvvet'in yiğitlik karakteri itibarıyla, kötülükten ve kötülerden başka hasım tanımadığını, bu nedenle, fütüvvet ehlinin hasmının olmadığını, zira onun mümin-kafir ayırmaksızın herkesi koruyup sevdiğini ve insanların faydası için çalıştığını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman, şöyle devam etti:

"Kur'an-ı Kerim'deki Ali İmran suresi'nde fütüvvet görevinin kurumsal boyutuna teşvik vardır ve (İçinizde hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülüğe mani olan bir topluluk bulunsun. İşte bu topluluğu ya da teşkilatı bulunduranlar, felaha erenlerin ta kendileridir) buyurulmuştur.

Hazreti Peygamber de, (Kim bir kötülük görürse, onu eliyle düzeltsin, buna gücü yetmiyorsa, diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmiyorsa, kalbiyle buğuz etsin. Kalp ile buğuz ise, imanın en aşağı mertebesidir) demiştir. Hallac-ı Mansur'un ifadesiyle de, feta bir dava adamıdır. Dolayısıyla o, ne pahasına olursa olsun, davasından asla dönmeyen yiğit bir kişidir."

Prof. Dr. Duman, Abbasi Halifesi Nasır Lidinillah'ın, bireysel ve sosyal hayatta iyiliği yaymak, kötülükleri engellemek amacıyla kurduğu Fütüvvet Teşkilatlarından yararlanarak, toplumdaki siyasi ve sosyal durumu düzeltmekle kalmadığını, "Fütüvvetnameler" oluşturmak suretiyle bu teşkilatın ilke ve kurallarını da tanzim ettiğini, daha sonra da Fütüvvet Teşkilatları'nın diğer Müslüman devletler içerisinde kurulup yayılmasına yardımcı olduğunu söyledi.

haberler.com