Çalışan kadının Kur'an öğrenme seferberliği

Çalışan kadının Kur'an öğrenme seferberliği

Diyanetin 'Kur'an Kurslarında Hizmet Çeşitliliği' projesi kapsamında, çalışan kadınlar için gece kursları düzenleniyor

Aslıhan Köşşekoğlu'nun haberi

Diyanet İşleri Din Eğitimi Daire Başkanlığı'nın "Kur'an Kurslarında Hizmet Çeşitliliği" projesi kapsamında, çalışan kadınlar için gece kursları düzenleniyor. Farklı gerekçelerle Kur'an'ı öğrenememiş çeşitli meslek gruplarından onlarca kadın, bu kurslarda bir araya geliyor. Hem din eğitimi alıyor hem de hayır işlerinde bulunuyorlar.

Bir kadın hikâyesi... Hayatında hiç ders almamasına rağmen rüyalarında su gibi Kur'an okuyan, en büyük isteği Kur'an öğrenmek olan. Ama kader bu ya, arzusuna 31 yaşında kavuşan. Sahi, insan rüyalarına girecek kadar çok ister de nasip olmaz mı Kur'an okumak? Ataköy Ömer Duruk Camii Kız Kur'an Kursu'nda tanıştığımız Elif Okumuş'u dinledikçe anlıyoruz ki olmayınca olmuyor.

Ardahan'da, beş çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak büyür Okumuş. O zamanlar dilden dile dolaşan "dayak atan hoca" efsanelerinden etkilenir, kursa adımını dahi atamaz. Lise, üniversite telaşı derken sonrası malum: Şehrin beş çocuklu bir aileye ağır gelen yaşam koşulları, küçük yaşta başlayan maişet kaygısı. Hem, fırsat bulsa bile şehirde kadın Kur'an hocası yoktur. Bu arada boş durmaz, namaz surelerini Türkçe yazılışıyla ezberler, her bulduğu fırsatta Kur'an dinler. Nihayet 24 yaşındayken şehre kadın hoca atanır. Okumuş, ablasıyla kursa gitmeye karar verir. Evrakları elinde kayda giderken yolda amcasından gelen telefonla planları altüst olur. Amcasının gelini ciddi bir kaza geçirmiş, bakımı için acilen birinin köye gitmesi gerekmektedir. Hayallerine birkaç adım kala yaşadığı olayı anlatırken gözyaşlarını tutamıyor. "Birimiz öğreneceksek o ablam olsun." diyerek köyün yolunu tutuyor. Döndüğünde KPSS hazırlıkları, atama telaşı, evlilik, çocuk derken yıllarca yalnızca rüyalarında okuyor kutsal kitabı. Ve nihayet eş durumundan geldiği İstanbul'da hayallerine kavuşuyor. Benzer hikâyeleri paylaştığı arkadaşlarıyla Kur'an öğrenmenin hazzını yaşıyor şimdilerde Elif Okumuş. Gündüz çalışıyor, akşamları haftada iki gün Kur'an öğrenmek için caminin yolunu tutuyor.

Çalışan kadınlara yönelik gece kursları, Diyanet İşleri Din Eğitimi Daire Başkanlığı'nın "Kur'an Kurslarında Hizmet Çeşitliliği" projesinin bir parçası. Projenin amacı, mesai saatlerinde kurslarına gelemeyen, kamuda veya özel sektörde çalışanlara (hafta sonları, akşam vs.) din eğitimi vermek. Talep fazla. İstanbul'un neredeyse tüm semtlerinde gece kursları var. Türkiye genelinde proje kapsamında belirlenen bazı illerde de mevcut. Kurslar talebe bağlı olarak Kur'an kurslarında açılıyor.

İşini ibadet gibi görüyor

Gece kursu uygulaması geçtiğimiz yıl ilk olarak Ataköy Ömer Duruk Camii Kız Kur'an Kursu'nda yapılmış. Kur'an kursunda Bakırköy Müftülüğü'ne bağlı görev yapan Sevgi Ülker ve Fatma Üstün yaklaşık 90 kadına din eğitimi veriyor. Geçtiğimiz salı akşamı Fatma Hoca'nın dersine konuk oluyoruz. Yerinde duramayan, işini ibadet gibi gören biri o. "Günün en mutlu dakikalarını burada geçiriyorum. İnsanların hayatlarında hep ötelediği bir şeye vesile olmak güzel." diyor Fatma Üstün. Her yaş grubundan kadın var sınıfta. Kur'an kursuyla yeni tanışan bir çocuk gibi Fatma Hoca'nın söylediklerini tekrar ediyorlar. Hocalarından oldukça memnunlar. İşten geç çıksalar dahi eve uğramadan soluğu kursta alıyorlar.

Çalışan kadınlar zamanı daha iyi kullanıyor

Gece kursları, 32 yıldır din eğitimi veren Fatma Hoca için de farklı bir deneyim. Bankacı, öğretmen, mühendis, apartman görevlisi, çocuk bakıcısı, kısacası her meslek grubundan yüzlerce çalışan kadına ulaşılmış iki yılda. Farklı sosyal çevrelerde yetişmiş, farklı eğitimlerden geçmiş insanlar aynı çatı altında aynı amaçla bir araya gelmiş. Çalışan kadınlara dair güzel bir tespiti var Fatma Hoca'nın: "Zamanı planlı kullanmayı çok iyi başarıyorlar. Bunun için zorlanmıyorlar."

Yalnızca Kur'an dersi almıyor hanımlar. Tefsir dersleri için de ayrı hoca geliyor. Hayır işlerinden de geri değiller. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde anaokullarına yardım ediyor, yakınlarındaki Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'ndeki kadınların ihtiyaçlarına ilk onlar koşuyor. Bugünlerde de deprem bölgesine yardım için uğraşıyorlar.

İşin mimarı Senem Hanım

Aslında işin organizatörü 47 yaşındaki Senem Özyurt. Senelerce apartmanlara temizlik işlerine gitmiş, dört yıl önce bırakmış çalışmayı. Semtte çalışan kadınlara yönelik gece kursu açılacağını öğrenince duyurmayı adeta görev edinmiş. Tek tek herkesin kapısını çalmış. Geçen yıl kursa katılanların neredeyse hepsini o organize etmiş. Ama kendisi özel bir sebepten dolayı dersleri takip edememiş. Bu yıl o da Kur'an öğrenmenin mutluluğu içinde.

***

Kızından ders alıyor

Sınıfta gayri ihtiyari birine takılıyor gözümüz. Minicik bedeniyle pardösüsünü taşımakta zorlanan, senelerin yorgunluğu bakışlarından okunan, ona rağmen önündeki cüze daha bir dikkatle bakan şirin bir teyze var karşımızda. Kursiyerlerin de gözdesi olan Penbe Karacan (81) o. Kiminin fındık annesi, kiminin Penbiş'i. Gecesini gündüzüne katmış Kur'an öğrenmeye çalışıyor. Sınıfta anlaşılması imkânsız olsa da sonradan öğreniyoruz ki aslında diğerlerinden daha özel biri! Kurs hocası Fatma Üstün'ün annesi. Bütün çocuklarını okutmuş, meslek sahibi yapmış. Anne-babadan ayrı geçen çocukluk, sonrasında evlilik, çoluk çocuk, iş güç derken bir türlü Kur'an öğrenmeye fırsat bulamamış. Şimdi evladından din eğitimi almanın hazzını yaşıyor.

Okuyacağım galiba!

Ayşe Tezcan, özel bir şirkette finans müdürü. Aslında on beş sene önce emekli olmuş. Ancak ne işi onu bırakabilmiş ne de o işini. 61 yaşında yeniden öğrenci olmanın heyecanını yaşıyor. En büyük mutluluğu ise geç de olsa hayallerine kavuşmak. Mesaisi 18.30'da bitiyor. 4. Levent'ten Ataköy'deki kursa yetişebilmek için erken çıkmaya çalışıyor. Fatma Üstün'ü beş senedir tanıyor aslında. Ancak Kur'an öğrenmek bir türlü nasip olmamış. Apartman görevlilerinin eşi gece kursundan bahsedince hemen kursa kaydını yaptırmış. Gün içinde yoğunluktan fırsat bulamasa da akşamları CD'den dinleyerek çalışıyormuş derslerine. Görüşmemiz esnasında ilk cüzü okumaya başlamanın heyecanı içindeydi Ayşe Hanım. Şaşkınlığı sözlerinden belli: "Okuyacağım, olacak galiba."

30 yıl sonra yeniden...

Hatice Kanaryan (42), özel bir şirkette yönetici. Anne-baba, hatta büyükannenin Kur'an öğreticisi olduğu bir ailede büyür. Küçük yaşlarda din eğitimi almaya başlar. Beşinci sınıfı bitirdiği sene yaz tatili için memleketleri Erzurum'a gider ailesiyle, ancak bir daha dönemezler. 1980 ihtilali olur. Erzurum'da Kur'an kursuna gider. Tam okumayı öğreniyordur ki derse hocasından duydukları dönüm noktası olur. "O gün Kur'an'ı bir kapattım, bir daha da açmadım." diyor. Ta ki arkadaş toplantılarında okuyamadığı için üzüntü duymasına kadar. "Hiçbir şeyden aşağılık kompleksine girmedim bugüne kadar. Böyle bir ailede yetişmeme rağmen Kur'an okuyamadığım için çok üzüldüm ve kursa gelmeye karar verdim."

Zaman