İman, bir imtihan, tecrübe ve müsabakadır

İman, bir imtihan, tecrübe ve müsabakadır

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

İman ve teklif, ihtiyar dairesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka olduğundan, perdeli ve derin ve tetkik ve tecrübeye muhtaç olan nazarî meseleleri elbette bedihî olmaz. Ve herkes ister istemez tasdik edecek derecede zarurî olmaz. Tâ ki, Ebu Bekir’ler âlâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebu Cehil’ler esfel-i sâfilîne düşsünler.
İhtiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mu’cizeler seyrek ve nâdir verilir.

Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrât-ı saat, bir kısım müteşabihat-ı Kur’âniye gibi kapalı ve te’villi oluyor. Yalnız, güneşin mağripten çıkması bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tevbe kapısı kapanır, daha tevbe ve iman makbul olmaz.

Çünkü, Ebu Bekir’ler Ebu Cehil’ler ile tasdikte beraber olurlar. Hattâ Hazret-i İsa Aleyhisselâmın nüzûlü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselâm olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. Hattâ Deccal ve Süfyan gibi eşhâs-ı müthişe, kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar. (Beşinci Şuâ)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
alâmet-i kıyamet : kıyametin kopmasını haber veren belirtiler
âlâ-yı illiyyîn : yücelerin en yücesi
Aleyhisselâm : Allah’ın selâmı onun üzerine olsun
bedahet : açıklık
bedihî : çok belirgin, açık
dâr-ı teklif : imtihan yeri, dünya
esfel-i sâfilîn : aşağıların en aşağısı
eşhâs-ı müthişe : dehşet verici icraatlar yapacak olan şahıslar
eşrât-ı saat : kıyametin kopacağını haber veren şartlar
hakikat : doğru, gerçek
hikmet : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması
ihtiyar : bir şeyi tercih edebilme gücü, irade
izhar etme : açığa çıkarma, gösterme
mağrip : batı
makbul : kabul edilen
mukaddime : bir kitabın başlangıç ve giriş bölümü
müsabaka : yarışma
müteşabihat-ı Kur’âniye : Kur’an’da hükmü açık olmayan, yorumlanması gereken âyetler
nâdir : eşine az rastlanan
nazarî : teorik
nur-u iman : iman nuru
nüzûl : gökten aşağıya inme
râsih : ilimde derinleşmiş olan, ilimde otorite sahibi olan
Süfyan : Müslümanlar arasında çıkacak olan İslâm Deccalı
şua : parıltı
tafsil : ayrıntı
tasdik : doğrulama, onaylama
te’vil : yorum
tecrübe : deneyim
teklif : yükümlülük, sorumluluk
tetkik : inceleme, araştırma
tevbe : pişmanlık duyarak günahtan dönüş
umûr-u gaybiye : gayba ait, bilinmeyen işler ve gelişmeler
vuku : gerçekleşme, meydana gelme
zarurî : zorunlu, gerekli