Zemin ile gök bir hükümetin iki memleketi gibi
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
İKİNCİ BASAMAK
Zemin ile gökler, bir hükûmetin iki memleketi gibi birbirine alâkadardırlar. Ortalarında ehemmiyetli irtibat ve mühim muameleler vardır. Zemine lâzım olan ziya, hararet ve bereket ve rahmet gibi şeyler semâdan geliyor, yani gönderiliyor.
Vahye istinad eden bütün edyân-ı semâviyenin icmâı ile ve şuhuda istinad eden bütün ehl-i keşfin tevatürüyle, melâike ve ervah semâdan zemine geliyorlar.
Bundan, hisse karib bir hads-i kat’î ile bilinir ki, sekene-i arz için, semâya çıkmak için bir yol vardır. Evet, nasıl herkesin akıl ve hayal ve nazarı her vakit semâya gider. Öyle de, ağırlıklarını bırakan ervâh-ı enbiya ve evliya veya cesetlerini çıkaran ervâh-ı emvat, izn-i İlâhî ile oraya giderler. Madem hiffet ve letafet bulanlar oraya giderler. Elbette cesed-i misalî giyen ve ervah gibi hafif ve lâtif bir kısım sekene-i arz ve hava, semâya gidebilirler. [On Beşinci Söz]
Bediüzzaman Said Nursi
Sözlük:
istinad: dayanan
edyan-ı semaviye: vahiyle gelen semavi dinler
icma: görüş birliği
şuhud: kalp gözüyle görme
ehl-i keşfin: maneviyat âlemlerinde iman hakikatlerini gözleme yeteneğine sahip insanlar, veliler
tevatür: çeşitli kanallardan gelen ve doğruluğu kesin olarak kanıtlanan haber
melaike: melekler
ervah: ruhlar
sema: gök
karib: : yakın
hads-i kati: doğru ve kesin sezgi
sekene-i arz: dünyalılar, yer sakinleri
ervah-ı enbiya: peygamberlerin ve velilerin ruhları
ervah-ı emvat: ölüelerin ruhları
hiffet: hafiflik
letafet: maddî ağırlık ve sınırlamalarla kısıtlı olmama
cesed-i misali: maddi yapısı olmayan vücut, misalî beden