Arap baharı değil arap diktatörlerin sonbaharı
Arap halkları tarihin akışının bir unsuru olmaya karar verdiler
Servet Yanatma'nın haberi:
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, Ortadoğu'da yaşanan değişim sürecinin 'Arap Baharı' olarak adlandırılmasına karşı çıktı. İhsanoğlu, "Bu kavram ne yaşandığını yanlış anlatıyor. Yaşanan Arap baharı değil; Arap diktatörlerin sonbaharı." değerlendirmesini yaptı.
Ortadoğu'da yaşanan değişim sürecini değerlendiren İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, "Yaşanan Arap baharı değil, Arap diktatörlerin sonbaharı." dedi. "Daha yolun başındayız, yapılacak çok şey var." diyen İİT Genel Sekreteri, Suriye'ye dış müdahaleye de şiddetle karşı çıktı. "Dış müdahale insanların, ülkenin ve bölgenin güvenliği için tehlikeli olur. Bölge ateşin içine düşer." uyarısında bulundu.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan değişim sürecinin nasıl adlandırılacağı hâlâ tartışılırken birçok Müslüman aydın, Batı dünyası tarafından ortaya konan "Arap Baharı" tabirine karşı çıkıyor. Katar'daki Medeniyetler İttifakı Forumu'na katılan Prof. İhsanoğlu da, bu isimlendirmenin yanlış olduğunun altını çizdi. Brookings Enstitüsü'nün düzenlediği dar kapsamlı bir toplantıda "İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ayaklanmasının Neresinde Duruyor?" başlıklı bir konuşma yapan İhsanoğlu, ardından katılımcılarla yaptığı sohbette "Arap Baharı"nin yanlış bir tabir olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: "Bu kavram ne yaşandığını yanlış anlatıyor. Yaşanan Arap baharı değil; Arap diktatörlerin sonbaharı. Geriye kalan ise çok uzun bir süreç." Genel Sekreter, Müslüman dünyaya düşen sorumluluğun, Ortadoğu'da yaşanan süreci müspet yönde yönlendirerek tahriplere mani olmak olduğunu vurguladı. Prof. İhsanoğlu'na göre Ortadoğu'da sınırlar ve rejimler dışarıdan belirlenirken 'Arap halkları tarihin akışının bir unsuru olmaya karar verdiler.' Türk yetkili, Arap ayaklanmasının esasında çok yeni bir örnek olmadığına dikkat çekerek, dünyanın başka yerlerinde de benzer süreçlerin yaşandığını anlattı. İhsanoğlu buna örnek olarak Müslüman bir ülke olan Kırgızistan'ı gösterdi.
SURİYE'YE DIŞ MÜDAHALE BÖLGEYİ YAKAR
Prof. İhsanoğlu, Suriye'de nasıl bir yol izlenmesi gerektiği sorulunca, "Öncelikle ne yapmamalıyız? Kırmızı çizgilerimiz nelerdir, bunu belirlemeliyiz." cevabını verdi. Irak'ta, Afganistan'da ve Somali'de neler olduğunun iyi incelenmesi gerektiğini vurgulayan İhsanoğlu, "Yabancı müdahale çözüm yerine büyük sorunlar doğurur. Bu, insanların, ülkenin ve bölgenin güvenliği için önemli. Aksi halde bölge ateşin içine düşer." ikazı yaptı. Ekmeleddin İhsanoğlu çözüm önerisi olarak ise "Suriye'ye daha fazla baskı uygulamalı ve iç faktörleri daha dinamik hale getirmeliyiz." dedi.
Zaman