Babamın mezarında 5 vakit ezan okunsun
Şimdi sevenlerine düşen onun vasiyetini yerine getirmek
Seda Şimşek'in haberi:
Aydın Menderes’in hayatı hep mücadele ve zorluklarla geçti. Çilelerin ve acıların “mat” edemediği, tam tersine çilelerin ve acıların abideleştirdiği bir şahsiyet olarak, bu dünyadan iz bırakarak göçtü. Bizim için göç, onun için anneciğiyle, babacığıyla ve abileriyle vuslat. Bir ihtilâl yetim bıraktı Aydın Menderes’i. Babasının darağacındaki fotoğrafı, oğul Menderes’i bütün hayatı boyunca bir gölge gibi takip etti. Aydın Menderes, yoğun bakımda “Beni bir dakika sonra idam edecekler, ama ifademi almadılar. İfademi vereyim, öyle idam edin” diye sayıklayıp, bilinçaltını dışarı vururken, Ümran Menderes gözyaşlarını yüreğine akıttı, onu hayata tutundurmaya çalıştı.
Babasının kuş pisliklerinden arındırdığı Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesinin hemen yanında, Fatih’in camisinde kılındı cenaze namazı. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, ama en önemlisi millet, yetimini sahipsiz bırakmadı. Aydın Menderes’e bizim bir son görevimiz var, bunu bana söylerken, o her zamanki coşkusuyla, “Benim vasiyetimdir. Milletin yaptırdığı camide, babamın baş ucunda 5 vakit ezan okunsun. Aydın’dan taşı, Erzurum’dan kireci, Diyarbakır’dan boyası, Trabzon’dan tahtası, Türkiye’nin her ilinden bir şeyi gelir, milletin camisi olur” demişti. Şimdi sevenlerine düşen onun vasiyetini yerine getirmek.
Bugün