Darbeciler Kur'an okumamızı bile engelledi
12 Eylül askerî darbesi, arkasında binlerce mağdur bıraktı
Fatih Karakılıç'ın haberi:
12 Eylül askerî darbesi, arkasında binlerce mağdur bıraktı.
Bu kişilerden biri de Eskişehir Eğitim Enstitüsü son sınıf öğrencisiyken 'anayasal düzeni yıkmak' iddiasıyla askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Şirintepe Mahallesi Ülkü Ocakları Sorumlusu Selahattin Çelt. Sorgusuz sualsiz Mamak Cezaevi'ne atıldığını anlatıyor. Askerlerin hapiste namazla dalga geçtiğini söylüyor. Şehitler için Kur'an okumak istediklerinde bütün Kur'an-ı Kerim'lerin toplatıldığını ise hiç unutamamış.
O dönemde yaşadıklarını Zaman'a anlatan Selahattin Çelt, cezaevinde işkencenin dozunun her geçen gün arttığını söylüyor. Aylarca aynı çamaşırı giymek zorunda kaldıklarını dile getiren Çelt, kirlenen kafalarını kaşımanın bile isyan işareti olarak algılandığını belirtiyor: "Tam üç yıl boyunca soğuk suda tuvalet köşelerinde banyo yapmak zorunda kaldık. Mamak Cezaevi'nde önce kafese koydular. Çırılçıplak soyup türlü işkenceler yaptılar. Öyle hale geldi ki, işkenceye alıştık, tepki veremez olduk. Banyo yapma imkânı olmadığı için vücudumuz sık sık kirleniyordu. Havalandırma boşluğunda kafamı gayri iradi kaşımamız bile isyan sayıldı. 'Siz bu şekilde arkadaşlarınızla haberleşip isyan çıkaracaksınız' deyip 'isyana teşvik' iddiasıyla günlerce işkence ettiler. Günde 8 kez sayım olurdu, her sayımda akla gelmeyecek işkenceler yapılırdı."
Namaz kılmaları için koğuşta yaptıkları düzenleme sebebiyle de işkenceye maruz kaldıklarını dile getiriyor. Askerlerin namazla dalga geçtiğini söylüyor. PKK'nın 1984'teki ilk eylemi sonrası şehit olan askerler için Kur'ân-ı Kerim okuduklarını hatırlatan Çelt şöyle devam ediyor: "Şehit askerlerimiz, hepimizi derinden üzmüştü. Arkadaşlarımızla birlikte onlar için Kur'an okuyorduk. Kur'ân-ı Kerim'i bile toplattılar. Kur'ân okumamızı yasakladılar. Düşünebiliyor musunuz, şehit askerler için okunulan Kur'an'ı yine askerler engelliyordu. Çok kötü günler yaşadık."
İşkenceler sırasında daima kafalarını arkaya, gökyüzüne doğru çevirdiklerini belirten Selahattin Çelt, kendisine işkence edenlerin yüzünü hiç görmediğine vurgu yapıyor. O dönem işkencede görev alan, emir veren bütün sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğini anlatıyor.
Zaman