İbrahim Mert’in haberi:

Risale Haber-Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatını "Son Derviş" adıyla kitaplaştıran Alevi yazar Metin Aktaş, Kemalistlerin Alevilere Said Nursi’yi öcü gibi gösterdiğini ancak Nur talebelerinin Kürt ve Alevi sorunun çözümünde demokratik çözüm yöntemlerinden yana olduğunu söyledi. Aktaş, “biz Alevilere Said-i Nursi ardılarını (takipçilerini) öcü olarak gösteren Kemalist zihniyetteki partiler şiddet ve imhada ısrar etmektedir” dedi.

Risale Haber’e konuşan Aktaş, “Dersim kıyımında kıyıma uğramış bir ailenin çocuğu” olduğunu belirtti. Aktaş, Onur Öymen ve CHP’lilerin tutumlarını “Kemalistlerin çılgınlığı” olarak niteledi.

İşte Metin Aktaş’ın sözleri:

BU KIYIMI YAPAN KEMALİST DEVLET…

“Dersim kıyımında kıyıma uğramış bir ailenin çocuğuyum. Çocukluğum bu korkunç kıyımda sağ kurtulmayı başarmış insanların içerisinde geçti. Kıyımda insanların yaşadıklarını dinleyerek büyüdüm. Hala bu insanların ağıtlarının, şinşivan sesleri kulaklarımda çınlanır. Bu kıyımda köylümüzde yaşayan insanların yüzde 80’i öldürülmüş, köy evleri, bağlar bahçeler, ormanlara yakılıp yakılmış bu kıyımda sağ kalmayı başarmış insanlar da sürgün edilmiştir.

Bu kıyımı yapan Kemalist devlet bu kıyımı haklı göstermek için Dersim halkının devlete karşı isyan ettiğini devletin de bu isyanı bastırmak için güç kullanmak zorunda kaldığı yalanını yaymış ne yazık ki çok uzun bir zaman insanları bu yalana inandırmıştır.

Söylendiği gibi bir isyan yoktur. Dersim “İsyanı”ın lideri olarak gösterilen Seyit Rıza, çoğu kadın çoluk-çocuk olan elliye yakın ailesini alıp kaçarken yanında sadece yaşlı bir adam vardı. Seyit Rıza’nın ailesi Laçinan derisine kırılırken Seyit Rıza’yla bu yaşlı adamdan başka kimse yoktu. Eğer İsyan olsaydı Seyit Rıza’nın yanında yüzlerce silahlı milis olması gerekirdi. Dersim’de yaşanan avla avcı arasındaki kovalamacadır.

BU KIYIMDA ÖLDÜRÜLMÜŞ 100 BİN İNSAN

Bugün biz yaşanmış bu acı kıyım için ne söylesekte çok fazla önemi olmaz. Çünkü o kıyımın mağdurları da sanıkları da yok oldu. Bu kıyımda öldürülmüş 100 bin insanı geri getirmek yaşadıkları acılara son vermek mümkün değil ama insan olarak ülkemizde yaşanmış bu korkunç kıyımda hayatlarını yitirmiş insanları anmak insani bir görevdir. Topraklarımızda ne bugün ne gelecekte böylesine korkunç kıyımların yaşanmaması için bu kıyımda öldürülmüş insanları anlamak zorundayız.

Ne yazık ki biz tarihte yaşanmış bu acı kıyımlardan hiçbir ders çıkaramadık. Bugün hala bu korkunç kıyımın haklı olduğunu söyleyen ve bugün ülkemizin temel sorunlarından biri olan Kürt sorunu ve Alevi sorununu 1937–1938 Dersim kıyımında uygulanan kıyım yöntemiyle çözmesini savunan CHP gibi siyasal partiler var. Bu güne kadar gerçek yüzlerini Halktan saklamayı başardılar. Ama AK Parti’nin geliştirdiği “demokratik açılım ”politikasıyla bu partilerin yüzlerindeki maske düştü gerçek yüzleri ortaya çıktı. 10 Kasım’da Onur Öymen’in parlamentoda yaptığı konuşma Onur Öymen’in kişisel düşünceleri değildir. Onur Öymen Kemalist düşünceyi savunmuştur. Onur Öymen’in düşünceleri CHP’nin düşünceleridir. Bu parti yalnızca geçmişte bu topraklarda yaşanmış korkunç kıyımları savunmakla kalmıyor bu gün bile ülkemizde temel insani haklarını savunan Kürt ve Alevi yurttaşlarının taleplerini geçmişte yapılmış o dehşet verici yöntemlerle bastırmasını savunmaktadır.

UMARIM ALEVİLERİN GÖZLERİ AÇILIR

Umarım Onur Öymen’in ağzından saçılan bu korkunç sözler uzun yıllardır CHP’ye destek veren Alevilerin gözlerini açar. Kimlere destek verdiklerini anlarlar. Aleviler içerisinde Kürt sorununu ve Alevi sorunun şiddet yöntemleriyle bastırmayı savunan düşünceye karşı gelişen tepkiyi bertaraf etmek için belli güçler hedefi bireyselleştirmeye çalışmaktadırlar. Oysa bu düşünceler Onur Öymen’in düşünceleri değil AKP’nin geliştirdiği” demokratik açılım”’politikasına karşı direnç gösteren CHP’nin düşünceleridir. Alevilerin demokratik tepkilerinde “Onur Öymen istifa etsin!” diye bağırmaları yeterli değil, çünkü Onur Öymen’in CHP’de istifa etmesi sorunu çözmeyecektir. Sorunun kendisi Kemalist düşünceyi savunan CHP’dir.

Bu ülkede yaşayan insanlarımızın daha fazla acı çekmemesi için CHP’ye destek veren bütün Aleviler bu partiden desteklerini çekmelidirler. Sorun ancak bu şekilde yani CHP’yi siyasal hayattan silmekle çözülecektir. Tarihi gelişmeler, bugün yaşanan olaylar bize göstermiştir ki Alevilerin CHP’ye olan aşkı kuzunun kurda olan aşkını andırmaktadır. Kuzu kurda âşık oldukça kurdun yemi olmaktan kurtulamayacaktır.

Kemalistler uzun yıllar Alevileri radikal sağ tehlikesiyle korkutarak kendilerini desteklemeye mahkûm ettiler. Artık gerçekler ağır ağır ortaya çıkıyor. Kemalist düşüncenin bu ülkede demokratikleşme önünde bir engel olduğu görülüyor. Bu ülkede tarih bize şunu gösterdi ki kendilerine sol diyen ittihatçılar asla sol olmadılar. Asla demokrasi yanlısı olmadılar, asla bu topraklarda yaşayan farklı ırklardan inançlardan, kültürlerden insanların farklılıklarına saygılı olamadılar.

KEMALİSTLERİN BİZ ALEVİLERE ÖCÜ OLARAK GÖSTERDİĞİ SAİD-İ NURSİ

Bugün görüyoruz ki Kemalistlerin bize öcü olarak gösterdiği bazı insanlar aslında onların gösterdiği gibi değil. Tarihin garip bir cilvesi Kemalistlerin yıllarca biz Alevilere öcü olarak gösterdiği Said-i Nursi ardıları (takipçileri) bugün Kürt sorunu ve Alevi sorununun çözümünde demokratik çözüm yöntemlerinden yana olurken biz Alevilere Said-i Nursi ardılarını öcü olarak gösteren Kemalist zihniyetteki partiler şiddet ve imhada ısrar etmektedir. Bir musibet bin nasihata bedeldir demiş atalarımız.

Bu gün ülkemizde yaşanan kavga yüz yıl önce bu topraklarda başlamış kavganın devamıdır.
Yüz yıl önce baskıyı şiddeti savunan insanlar kazandı. Bugün onlar kaybedecektir.
Umarım yüz yıl süren bu kavgada geçmişin galipleri tarih sahnesinden çekilirken bu ülkeye çok daha fazla zarar vermeyeceklerdir. Herkes için en hayırlı olan bu.

İLGİLİ HABERLER:

Said Nursi’nin Dersim tepkisi
Dersim'in Nurcu tanıkları