Gizli dinsizler ırkçılığı kullanıyor

Gizli dinsizler ırkçılığı kullanıyor

Günlük Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Reis-i Cumhura ve Başvekile,

Kabir kapısında ve seksen küsur yaşında, birkaç hastalıkla hasta bulunan ve ölüme kendini yakın gören bir biçare garip ihtiyar der ki:

.....

Irkçılık fikri, Emevîler zamanında büyük bir tehlike verdiği

ve hürriyetin başında "kulüpler" suretinde büyük zararı görülmesi

ve Birinci Harb-i Umumîde yine ırkçılığın istimaliyle mübarek kardeş Arapların mücahid Türklere karşı zararı görüldüğü gibi, şimdi de uhuvvet-i İslâmiyeye karşı istimal edilebilir

ve istirahat-i umumiye düşmanları gizli dinsizler, yine o ırkçılıkla büyük zarar vermeye çalıştıklarına emareler görünüyor.

Halbuki, menfî hareketle başkasının zararıyla beslenmek ırkçılığın seciye-i fıtrîsi olduğu halde, evvelâ başta Türk milleti dünyanın her tarafında Müslüman olduğundan onların ırkçılıkları İslâmiyetle mezc olmuş, kabil-i tefrik değil.

Türk, Müslüman demektir. Hattâ Müslüman olmayan kısmı, Türklükten de çıkmışlar.

Türk gibi Araplarda da Araplık ve Arap milliyeti İslâmiyetle mezcolmuş ve olmak lâzımdır. Hakikî milliyetleri İslâmiyettir. O kâfidir. Irkçılık, bütün bütün bir tehlike-i azîmdir. (Emirdağ Lâhikası, s.438)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
EMÂRE : Delil; işaret, belirti, iz.
HARB-İ UMÛMİ : Dünya Savaşı (I., II.)
İSTİMÂL : Kullanma.
İSTİRAHAT-İ UMÛMİYE : Umûmi rahatlık. Genel huzur.
KÁBİL-İ TEFRİK : Ayrılması mümkün.
MENFÎ : Nefyedilmiş, noksan, negatif, müsbetin zıddı, olumsuz.
MEZC : Katma, kaynaştırma, karıştırma, birleştirme.
SECİYE-İ FITRÎ : Yaratılıştan var olan özellikler.
UHUVVET-İ İSLÂMİYE : İslâm kardeşliği.