Nurcular geliyor'la engellemişlerdi

Nurcular geliyor'la engellemişlerdi

Milliyet yazarı Hasan Cemal, geçmişte "Nurcular geliyor" denilerek demokrasi ve hukukun engellendiğini söyledi.

Risale Haber-Haber Merkezi

Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Cemal, bazı odakların olayların özünü örtmek için çeşitli olaylar çıkardıklarını belirterek, geçmişte "Nurcular geliyor" denilerek demokrasi ve hukukun engellendiğini söyledi.

Son günlerdeki gelişmeleri değerlendiren Cemal, bazı odakların kafaları özellikle karıştırmak istediğine dikkat çekti. Cemal, "Bazı odaklar bunun için kaç zamandır sistemli bir çaba içinde. Kafalar karışsın ki gerçeğin üstü örtülsün, meselenin özü dikkatlerden kaçsın. Dezenformasyonlar, psikolojik harekâtlar hep bunun için... Kısacası: Gayet profesyonelce karıştırılıyor kafalar!" dedi.

İşin özünün demokrasiyle, hukukla, devleti, askeri hukukun içine çekmekle ilgili olduğunu belirten Cemal, "Meselenin özü, demokratik hukuk devletinin bu ülkede de, tıpkı Avrupa demokrasilerindeki gibi, tüm kural ve kurumlarıyla işler hale getirilmesiyle ilgilidir. Eğer özü bırakıp yan yollarda kaybolursak, yani ağaçlara bakıp ormanı göremezsek, çekin kuyruğunu gitsin o zaman, bugünleri de bize aratacak bir cehennem çukurunda bulabiliriz kendimizi..." şeklinde yazdı.

Karanlık olayların aydınlatılması gerektiğine dikkat çeken Cemal, geçmişte de "Nurcular geliyor" diyerek "demokrasi ve hukuk"un engellendiğini söyledi. Cemal yazısını şöyle sürdürdü:

"Meselenin özü göz ardı edilmesin. Çünkü, bazı odakların tüm çabası, ‘çok acayip işler’le kafaları karıştırmaya dönüktür.
Yapılmak istenen budur.
Kafalar öyle karışsın ki, Türkiye’de yaşanmakta olan demokrasi ve hukuk mücadelesi güme gitsin.
Kafalar öyle karışsın ki, özünde 2000’li yılların darbe tertipleri ve Çankaya savaşları yatan Ergenekon sulandırılsın.
Kafalar öyle karışsın ki, emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlüklerinde yer alan 2003-2004 dönemindeki darbe tertiplerinin hesabı sorulamasın.
Kafalar öyle karışsın ki, askerin içinde su yüzüne vuran ‘ıslak imzalı’ hükümeti devirme komploları ortaya çıkmasın.
Kafalar öyle karışsın ki, ‘kod adı kafes’ adını taşıyan darbe planları karanlıkta kalsın.
Kafalar öyle karışsın ki, ibret verici psikolojik harekâtların parçası olan andıçlar unutulsun.
Kafalar öyle karışsın ki, 367’ler, parti kapatma davaları, türban kararları unutulsun.
Kafalar öyle karışsın ki, askeri hukukun içine çekecek reformların Türkiye’de barış ve istikrar açısından taşıdığı önem gözlerden uzak kalsın.
Kafalar öyle karışsın ki, “Fethullahçılar geliyor!” bağırışlarıyla, nasıl Soğuk Savaş yıllarında “Komünistler geliyor, Nurcular geliyor!” diyerek demokrasi ve hukuk engellenmişse, bugün de aynı şey olsun.
Uzun lafın kısası:
Kafalar karışmasın ve meselenin özünde yatan demokrasi ve hukuka ilişkin değişim dalgası sönmesin!