Said Nursi ümmet için çalışmıştır

Said Nursi ümmet için çalışmıştır

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, İslam'ın tebliğ edilmesi gereken değerleriyle ilgili yazısında, Bediüzzaman'ın İslâm'a hizmet ettiğini yazdı

RisaleHaber-Haber Merkezi

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, "Bediüzzaman hazretleri İslâm, iman, Kur'ân, Sünnet, Şeriat, Ümmet için hizmet etmiş ve çalışmıştır" dedi.

İslâm dininde dâvet (çağrı) ve tebliğin (bildirmek, öğretmek) olduğunu belirten Eygi, 8 madde halinde saydığı bu değerlere genel dâvet yapıldığını söyledi.

"Tasavvuf tarikatlarına, cemaatlere, hizip ve fırkalara genel dâvet yapılmaz, yapılmamalıdır" diyen Eygi, "Bir Müslümanın tarikat ve tasavvuf konusunda hiç nasibi olmayabilir. İlmihal kitabında yazılan bilgileri hayata uygularsa inşaallah kurtulur. Çeşitli tarikatlar, cemaatler, gruplar vardır. Bunlardan birine intisab etmek bir nasip meselesidir. İlle de şu tarikata, şu cemaate gireceksin diye genel davet ve baskı yapılmaz. Tarikatlar ve cemaatler cevher değil, arazdır" dedi.

İslâm'da üstünlüğün tarikat veya cemaat mensubiyetiyle olmadığını, ütünlüğün takva ile olduğunu ifade eden Eygi, "Takva da ilimle, irfanla, firasetle, hikmetle bilinir ve elde edilir. Tarikatlar, cemaatler, meşrepler bütün değildir, parçadır. Bütünü parçaya sığdırmak için çalışmak, didinmek akıl kârı değildir. Her tarikatın, her tarikat kolunun, her cemaatin, her grubun kendi dergisini çıkartmaya heveslenmesi medya konusunda bizi güçsüz hale getirmiştir. Bütün tarikatlar, cemaatler, meşrepler birleşseler ve her ay bir milyon nüsha basılan ve satılan büyük bir islâmî dergi çıkartsalar iyi olmaz mı?" şeklinde yazdı.

Bediüzzaman Said Nursi'den örnek veren Eygi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bediüzzaman hazretleri İslâm, iman, Kur'ân, Sünnet, Şeriat, Ümmet için hizmet etmiş ve çalışmıştır. Önemli ve hayatî olan şey insanların iman, İslâm, Kur'ân, Sünnet, Şeriat yoluna girmeleridir.

"Camide namaz kılınıyor. Cemaat saflarında Nurcu var, Nakşî var, Kadirî var; Hanefî var, Şâfiî var; tarikatli var, tarikatsiz var; şu veya bu mezhep ve meşrebe mensup Müslüman var... Bunların hepsi mü'min, hepsi müslim, hepsi Kur'ân'a ve Sünnete inanmış ve bağlı, hepsi Şeriatı kabul etmiş... Hep birlikte Rahman'a ibadet ediyorlar.