Bediüzzaman niye hediye kabul etmezdi?
Bediüzzaman neden hediye kabul etmediğinin sebeplerinden birisi olarak der ki…
Risale Haber-Haber Merkezi
Bediüzzaman’ın karşılıksız hediye kabul etmemek ilkesi-1
Bediüzzaman’a ziyarete gelenler de “hediye kabul etmemek” düsturunu bildikleri halde yine de hediye götürmekten kendilerini bir türlü alamazlar. İnsan nefsi bu. Kendisini ziyarete gelenlerin hediyelerine hayır diyebilir mi? Bir insan normal şartlarda buna karşı koyabilir mi? Genellikle koyamaz. Ama Bediüzzaman buna rahatlıkla karşı koyabiliyordu. Hem de aklı erdiğinden beri. Talebe iken bile zekât ve sadaka kabul etmiyordu. Çünkü kendisi iman ve Kur’an hizmetine talipti ve Yüce Rabbimizin; "Benim âyetlerimi, az bir dünya menfaatiyle değiştirmeyin." (1) âyetinin nehyine yanaşmaya hiç de niyeti yoktu. İyi de ediyordu. Çünkü böylelikle davasına hiçbir leke sıçramıyordu ve bu hususta kendisine atılan iftira ve suçlamaları da boşa çıkartmış oluyordu. Zaten karşılığını vermeden yediği şeyler kendisine dokunuyor ve vücudu kabul etmiyordu.
Bediüzzaman İhlas Risalesinde ihlası kıran ve riyaya sevk eden sebepleri sayarken birincisinde; “Menfaat-i maddiye cihetinden gelen rekabet, yavaş yavaş ihlâsı kırar. Hem netice-i hizmeti de zedeler. Hem o maddî menfaati de kaçırır. … İşte bu maddî menfaati arzu edip muntazır kalmak, sonra nefs-i emmâre, hodgâmlık cihetiyle, o menfaati başkasına kaptırmamak için, hakikî bir kardeşine ve o hususî hizmette arkadaşına karşı bir rekabet damarı uyandırır. İhlâsı zedelenir, hizmette kudsiyeti kaybeder, ehl-i hakikat nazarında sakîl bir vaziyet alır. Ve maddî menfaati de kaybeder.” (2) ikazında bulunmaktadır.
Sözler’de ise Üstadın bu düsturu hakkında şu ifadelere rastlıyoruz:
“Bediüzzaman, küçük yaşından beri halkların mukabilsiz hediyelerinden istiğnâ etmiştir. Hediye kabul etmemeyi meslek edinmiştir. Zindandan zindana, memleketten memlekete sürgün edildiği zamanlarda, ihtiyarlığın tahmîl ettiği zarûretler içinde dahi, bu seksen senelik istiğnâ düsturunu bozmamıştır. En has bir talebesi, bir lokma bir şey hediye etse, mukabilini verir; vermese dokunur.
“Neden hediye kabul etmediğinin sebeplerinden birisi olarak der ki: ‘Bu zaman, eski zaman gibi değildir. Eski zamanda imânı kurtaran on el varsa, şimdi bire inmiş. İmânsızlığa sevk eden sebepler eskiden on ise, şimdi yüze çıkmış. İşte böyle bir zamanda imâna hizmet için, dünyaya el atmadım, dünyayı terk ettim. Hizmet-i imâniyemi hiçbir şeye âlet etmeyeceğim."
“Hazret-i Üstad, kendi şahsı için birisi zahmet çekse, bir hizmetini görse, mukabilinde bir ücret, bir teberrük verir. Aksi halde, ruhuna ağır gelir, hoşuna gitmez.” (3)
Kaynaklar:
1-Bakara Sûresi, 2:41
2-Bediüzzaman Said Nursi, Lem’alar 168
3-Bediüzzaman Said Nursi, Sözler 174