Said Nursi Risale-i Nur'un sadeleştirmesine ne dedi?
Risale-i Nur'un sadeleştirilmesi meselesinde "Ev hanımı" rumuzlu bir okuyucumuzun yorumları dikkat çekti
Ahmet Bilgi'nin haberi:
Mustafa İslamoğlu ile ilgili Risale Haber'de yayınlanan yazı ve haberler okuyucular tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı. Okuyucular yorumlarıyla müzakereye katkıda bulunurken zaman zaman güncel bazı sorulara da ilmi cevaplar verdiler.
Özellikle Risale-i Nur'un sadeleştirilmesi meselesinde "Ev hanımı" rumuzlu bir okuyucumuzun yorumları dikkat çekti. Risale-i Nur ve Bediüzzaman'ın görüşleri ışığında soru-cevap şeklinde yazılan yorum şöyle:
1.SUAL:Risale-i Nur’u sadeleştirme iddialarını kimler çıkarıyor?
CEVAP:Risale-i Nur’un sadeleştirme iddiası daha çok Risale-i Nur ile ciddi meşgul olmayan ve kendi anlayışlarına ve gayelerine göre hareket eden çevrelerden çıkmaktadır.Ancak şu var ki;bu anlayışta olanlar iki kısım olarak görülüyor.Bir kısmı iyi niyetlidirler fakat meselenin iç yüzünü ve inceliğini ve Risale-i Nur’un bu husustaki beyanlarını ve Hazret-i Üstadın sağlığında ortaya çıkan bu tarz fikirlere ve teşebbüslere Üstadımızın izin vermediğini bilememekten böyle fikirlere sahib oluyorlar. İkinci kısım ise bilerek veya bilmeyerek bazı hissiyatın yani, ’’Bazen arzu fikir suretini giyer. Şahs-ı muhteris arzu-yu nefsaniyesini fikir zanneder.’’ (Hutbe-i Şamiye:143) ifadesiyle Hazret-i Üstadın tesbit ettiği bir temayülün veya harici telkinlerin ve daha başka sebeblerin tesirinde kalarak usul harici çıkış yapanlardır.
2.SUAL: Ortaya atılan bu sadeleştirme iddialarının, Nurcular üzerinde ne gibi tesirleri oluyor?
CEVAP: Gerçi bu tarz hareketler hakiki Nurculara bir zarar veremiyor ve veremez. Çünkü onlar, hareketlerinde Risale-i Nur’u merci görür, ona göre hareket ederler ve sadeleştirmeye Risale-i Nur’un izin vermediğini anlayınca harici tesirlere kapılmazlar. Ancak Risale-i Nur Külliyatına yeteri kadar vakıf olamayanlara bir tereddüt getirebilir.
3.SUAL: Sadeleştirme iddiasının mahiyeti nedir?
CEVAP: Sadeleştirme iddiasının esası, Risale-i Nur eserlerini herkes anlayamıyor, ifade ve kelimelerini bu zamanın insanları bilhassa gençleri iyi ve rahatça anlayamıyorlar ilh. şeklindedir.
4.SUAL: Bu sadeleştirme meselesine Risale-i Nur ne diyor, izni var mı, yok
mu? Bediüzzaman hazretleri bu meseleye nasıl bakıyor?
CEVAP: Bediüzzaman hazretleri Risale-i Nur’un meziyetlerini anlatırken diyor ki:
Risale-i Nur eczaları, bütün mühim hakaik-i imaniye ve Kur'aniyeyi hattâ en muannide karşı dahi parlak bir surette isbatı, çok kuvvetli bir işaret-i gaybiye ve bir inayet-i İlahiyedir. Çünki hakaik-i imaniye ve Kur'aniye içinde öyleleri var ki; en büyük bir dâhî telakki edilen İbn-i Sina, fehminde aczini itiraf etmiş, "Akıl buna yol bulamaz!" demiş. Onuncu Söz Risalesi, o zâtın dehasıyla yetişemediği hakaiki; avamlara da, çocuklara da bildiriyor. (Mektubat sh:372)
İşte Hazret-i Üstad te’vili mümkün olmayan bir sarahatle en zor
meseleleri çocuklara da bildirdiğini ifade ediyor. Yine Hazret-i Üstad diyor ki: "Elli-altmış risaleler öyle bir tarzda ihsan edilmiş ki; değil benim gibi az düşünen ve zuhurata tebaiyet eden ve tedkike vakit bulamayan bir insanın; belki büyük zekâlardan mürekkeb bir ehl-i tedkikin sa'y ü gayretiyle yapılmayan bir tarzda te'lifleri, doğrudan doğruya bir eser-i inayet olduklarını gösteriyor. Çünki bütün bu risalelerde, bütün derin hakaik, temsilât vasıtasıyla, en âmi ve ümmi olanlara kadar ders veriliyor. Halbuki o hakaikin çoğunu büyük âlimler "tefhim edilmez" deyip, değil avama, belki havassa da bildiremiyorlar. (Mektubat sh: 362)
6.SUAL: Kelime, cümle ve ibareler, manayı ve düşünceyi ifade etme aletleri ve
vesileleridir. Aslolan manadır. Risale-i Nur’da ortaya konan manaları, günümüzün lisanı ve ifadeleriyle yazmak daha iyi olmaz mı?
CEVAP:Bediüzzaman Hazretleri diyor ki:
"Kur'anın bir nevi tefsiri olan Sözler'deki hüner ve zarafet ve meziyet kimsenin değil; belki muntazam, güzel hakaik-i Kur'aniyenin mübarek kametlerine yakışacak mevzun, muntazam üslûb libasları, kimsenin ihtiyar ve şuuruyla biçilmez ve kesilmez; belki onların vücududur ki, öyle ister ve bir dest-i gaybîdir ki, o kamete göre keser, biçer, giydirir. Biz ise içinde bir tercüman, bir hizmetkârız. (Mektubat sh:383)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.