Subay eşlerinden başörtülülere ikna turu

Subay eşlerinden başörtülülere ikna turu

28 Şubat sürecinde, cuntacıların hedefe oturttuğu subay evlerine başörtüsü karşıtı subay eşleri tarafından tehdit içerikli 'ikna turları' düzenlendi.

Mürsel Karadeniz'in haberi

Cunta hareketine destek vermeyen ve dini hassasiyetleri bulunan her rütbeden askerin kıskaca alındığı 28 Şubat sürecinde, hedef alınan subay ailelerine başörtüsü karşıtı subay eşlerinin tehdit içerikli 'ikna turları' düzenlediği ortaya çıktı. Sürecin mağdurlarından emekli Binbaşı Kazım Çetin, askeri lojmanlara her gün çıkarma yapan 'ikna ekibi'nin tesettürlü subay eşlerini "Başörtünü açmazsan kocan ordudan atılacak" sözleriyle tehdit ettiğini söyledi. Binbaşı Kazım Çetin, kendi eşinin de bu psikolojik baskıya maruz kaldığını anlattı.

FRANSA'DA EĞİTİM ALDI

1985 yılında Fransa'ya gönderilen ve burada 1 yıl eğitim alan Çetin "Bu eğitimi almak için bazı niteliklerin olması gerekiyordu. Benim eşim o zaman da örtülüydü. Bu görevi layık görülmek demek 'Bu kişi Türkiye Cumhuriyeti'ni dışarıda temsil edebilir' demekti. Ve yurt dışında ülkemizi başarıyla temsil edip döndük. Temmuz ayında ise Işıklar Askeri lisesi'nde Fransızca öğretmeni olarak atandım. Burada 94 yılana kadar öğretmenlik görevinde bulunduk."dedi.

OKULDAN ARAZİYE SÜRÜLDÜ

Öğretmen teğmen olarak 1981 yılında Çankırı Astsubay Hazırlama Okulu'nda göreve başlayan Binbaşı Kazım Çetin, postmodern darbe sürecinde yaşadıklarını Yeni Şafak'a anlattı. Fransızca öğretmeni olarak askeri okullarda görev yaparken 28 Şubat sürecinde 'dindar' kimliği nedeniyle teamüllere aykırı olarak araziye gönderildiğini söyleyen Çetin, "1994 yılında öğretmen subay olmama rağmen Çerkezköy Zırhlı Tugay Komutanlığı Harekât Eğitim Şube Müdürlüğü'ne gönderildim. Bu tarihten sonra her şey tersine dönmeye başladı" diye konuştu.

BİRLİK'TE DALGA GEÇİYORLARDI

Kendisi gibi birçok öğretmen arkadaşının aynı şekilde zırhlı birliklere gönderildiğini söyleyen Çetin, "Bu atamalar yeni bir sürecin ayak sesleriydi. Zırhlı tugayda öğretmen subay görenler şaşırıyordu. Hatta dalga geçiyorlardı. 'Senin ne işin var burada, niye sürdüler seni buraya' sorularından bıkmıştım. Üzerimde inanılmaz bir psikolojik baskı oluşmaya başladı" şeklinde konuştu.

SUBAY EŞLERİNDEN BAŞÖRTÜLÜ EŞLERE İKNA TURLARI

Teamüllere aykırı olarak atandığı birlikte başarılı bir şekilde görev yaparken bu kez baskıların eşinin üzerinde yoğunlaştığını belirten Binbaşı Çetin o günleri şöyle anlattı: "Baskılar artık eşimin üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Öyle ki her gün eve misafirler gelmeye başladı. Özellikle subay eşleri gelmeye başlamıştı. Çaylar, kahveler içildikten sonra konu eşimin başörtüsüne getiriliyordu. Eşime psikolojik baskı yapıyorlardı. Benim için eşime 'Kazım binbaşı çalışkan, dürüst, vatanını seven biri. Onun eşinin başörtüsünden dolayı ordudan atılmasına kimse razı olmaz' şeklinde örtülü olarak benim üzerimden baskı kuruyorlardı. Yani anlayacağınız üniversitelerde Nur Serter'in kurduğu ikna odaları gibi TSK'da da her evde subay eşleri ikna odalarına alınmıştı."

'Ya eşin başını açar ya da gidersin'

2 yıllık başarılı görevinin ardından aynı sebeplerle Kayseri'deki 58. Er Eğitim Tümeni'ne gönderildiğini dile getiren Çetin Tümen Komutanı'nın kendisiyle çok uğraştığını söyledi. Çetin, bir gün komutanın kendisini bir kenara çekerek "Binbaşım ya eşinin başını açacaksın ya da gideceksin' dediğini söyledi. "Siz olsanız ne yaparsınız" diye sonran Çetin, içine düştüğü sıkıntılı durumu şöyle anlattı: "Ortada iki seçenek var. Ya atılacaksınız, işsiz güçsüz 3 çocukla ortada kalacaksınız. Ya da eşinizin başını açacaksınız. Hanıma 'Sen madem böyle diyorsun, o zaman Allah senden razı olsun. Her zorluğa birlikte göğüs gereriz' dedim." dedi.

Yeni Şafak